16 Nisan Salı günü aramızdan ayrılıp Rahmet-i Rahmana kavuşan Hüseyin Görmenoğlu Abimizin vefatı, Üstadımızın “Nur Talebeleri imanla kabre girerler” sözünü inşallah teyit edercesine vuku bulmuştur.
Çünkü rahatsız olmasına rağmen, Risale-i Nur dersine gitmeyi tercih etmiş ve ne zaman ve nerede geleceği belli olmayan eceli ile yolda karşılaşarak, Resulullah (asm) Efendimizin; “İlmi öğreniniz. Çünkü onun öğrenilmesi Allah’a karşı haşyettir (Allah korkusu). Talebi ibadettir. Müzakeresi tesbihtir. Ondan bahis ise cihaddır” müjdeli Hadis-i Şeriflerine masadak olmuştur.
Vefatından 15 gün önce (1 Nisan) torunum Ali Seyda’nın sünnet cemiyeti için Aydın’a gelmişti. Birlikte hizmetlerden, Yeni Asya’dan konuşma fırsatı bulmuştuk. “İzmir cemaatini Bursa Mev- lidi’ne gönderdim, ben de İzmir’i temsilen geldim” diye de espri yapmıştı.
Rahmetli; eserlerde geçen, Azrail, ehl-i takva birinin ruhunu kabzetmeye gelir, o da hasta yatağındadır. Der ki; “Hasta halimle sana ruhumu teslim etmeyeceğim” der, atına binerek at üzerindeyken ruhunu teslim eder. Darb-ı meselinde olduğu gibi, Görmenoğlu Abimiz de hasta yatağında değil de ilim yolunda vefat etti.
Hulusi Yahyagil Abinin hatırasından: “Birgün Hazret-i Üstad şöyle buyurdu: ‘Eğer siz eski zamanda olsaydınız. Bu dersleri ve hakikatleri öğrenebilmek için, buraya diz üstü yürüyerek, sürüne sürüne gelirdiniz’ diye buyurdu.” (Son Şahitler, 1. cilt, s. 330)
Evet, bu zamanda bu hakikat derslerinde bulunmanın önemini ve Zübeyir Abinin “Azrail geldiğinde bizi rahat yatağımızda bulmamalı” sözünü yaşayışında olduğu gibi vefatıyla da bizlere ders verdi rahmetli Görmenoğlu.
Bu günlerde çok konuşulan hizmet bayrağını devralacak gençler: Vefat eden Görmenoğlu Abimizin Nurlar’a sadâkatle sarılması sizlere ders olmalı. Unutmayalım ki bu Nurlu dâvâ “çok bili- yorum” ve “âlimim” diyenlerden ziyade, sadâkat, ihlâs, tesanüd ve sebatlı omuzlarda intişar etmiş ve etmeye de devam edecektir.
Hüseyin Görmenoğlu Abimize binler Fatiha...