Dünyanın sayılı kuruluşlarından Germanwatch ile CAN Europe (Arupa İklim Eylem ağı) 16 Kasım günü Marakeş’te ülkelerin iklim değişikliği konferansındaki iklim performansı indeksini açıkladı.

Raporda, küresel dönşümünün son bir yılda hızlandığını ve bu dönüşümüne gelişmekte olan ülkelerin liderlik ettiğini ortaya koyuyor. Rapora göre gelişmekte olan ülkeler dönüşümü yakalarken Japonya, Avustralya, Kanada gelişmiş ülkeler arasında en kötü performansı sergiliyor. Rapora göre hızla gelişmekte olan ekonomiler arasında yer alan Türkiye geçtiğimiz seneki yerini koruyarak 51. sırada yer almış ve ülkenin performansı “çok zayıf” olarak nitelendirilmiş.

Bu yılın İklim Değişikliği Performans Endeksi (CCPI) 2017, tarihî Paris Antlaşmasının yürürlüğe girmesiyle beraber yenilenebilir enerjide ivme ve enerji verimliliğinde olumlu gelişmeler yaşandığını göstermiş. CCPI’ın başyazarı, Jan Burk’e göre, “Küresel enerji devrimi için şartlar hiçbir zaman bu kadar iyi olmamıştı. Yenilenebilir enerji ve verimli teknoloji maliyetlerinin düşmesiyle birlikte artık hükümetlerin Paris Antlaşması’nı ulusal yasaya dönüştürmeleri için bahaneleri kalmıyor.”

İklim Değişikliği Performans Endeksi’nin sonuçları: COP22’nin ev sahibi Fas (8. sırada) Yenilenebilir enerjiye yaptığı çok büyük yatırımlar orta uzun vadeli iddialı hedefiyle Fas Afrika kıt’asında bir öncü. Pozitif tredler sıralamasında ilerleme kateden Hindistan (20. sıra) Arjantin (36. sıra) Brezilya (40. sıra) Kanada (55) Avustralya (57) Japonya (60) “çok zayıf” olarak adlandırılan en alt sırada yerlerini almışlar. Dünyanın en fazla emisyonunu salan ABD (43) ve Çin (48) performansları “zayıf” olarak değirlendirilmektedir.

Climote Action Network Europe (CAN Avrupa) Türkiye iklim politikaları Direktörünün değerlendirmesi de şöyle: “Türkiye rüzgâr ve güneş enerjisi merkezli yenilenebilir enerji kaynaklarını geliştirmek üzere ilerici iklim politikaları geliştirmemesi, aynı zamanda kömürü merkeze alan enerji politikaları ile kömüre verdiği teşvik ile Türkiye’nin iklim performansı konusunda liderlikten uzak olduğunu gösteriyor.” 

İklimde çok ciddî problemler olduğu görülmektedir. Al Jazeera Turk’ün haberine göre, Atmosferdeki karbondioksit yoğunluğu 1984’te milyonda 344 parçacık iken 2015’te bu oran milyonda 400 parçacığa ulaşmış.

Kuzey Kutbu’ndaki Svalbard adalarındaki sıcaklığın tarihte ilk kez donma seviyeninin üzerine çıkabileceği belirtilmiş. Norveç Meteoroloji Enstitüsünde görevli bilim insanı Ketil Isaken, Slavbard’daki yerleşim yeri Longyearbyen’de sıcaklığın yıl bitene kadar sıfır dereceye kadar gelmesin beklediklerini söylemiş. Beş yıl önce bu rakamları hayal bile edemeyeceğini ve “şok” olduğunu söyleyen Isaken “Slavbard, Kuzey Kutbu’nda neler yaşandığını göstermek için çok iyi bir nokta. Normal şartlarda Svalbord’da yıllık ortalama sıcaklık eksi 6-7 derece” demiş. (t24.com)

TEMA vakfından Ceyhun Bayraktar, “Türkiye iklim diğişikliğinden en fazla etkilenecek bölgelerden birisi olan Akdeniz çanağında yer alıyor. İklim değişikliğiyle mücadelenin başarısız yaşadığımız coğrafyada hem çevre hem de ekonomik çöküş riskini taşıyor” şeklinde komuşmuş.

Çare, fosil yakıtlarının yerine yenilenebilir enerji çeşitlerinden rüzgâr, güneş, jeotermal gibi enerjilere yönelmek. Genel mânâda bütün tüketim dallarında iktisada riayet etmek herkesin ve hükümetlerin görevi olmalı.