“Eski Said’in çocukluk zamanından beri hem kendisi, hem babası fakir oldukları halde, başkalarının sadâka ve hediyelerini almadığının ve alamadığının ve şiddetli muhtaç olduğu halde hediyeleri mukabilsiz kabul etmediğinin ve Kürdistan âdeti talebelerin tayinatı ahalinin evlerinden verildiği ve zekâtla masrafları yapıldığı halde, Said hiçbir vakit tayin almaya gitmediğinin ve zekâtı dahi bilerek almadığının bir hikmeti, şimdi kat’î kanaatimle şudur ki...” 1
Kendisine gönderilen paradan mübarekler heyetinin şahs-i manevisini kızdırmakmak için sadece borç alması: “Bilirsiniz ki, bütün ömrümde kimseden hediyeleri kabul edemiyorum. Hatta Rüşdü’nün bu defaki hediyesini reddedip hatırını kırdım, geri çevirdim. Cenab-ı Hak beni muhtaç bırakmıyor. İnsanlara da muhtaç etmiyor. Fakat, mübarekler heyetinde öyle bir şahs-ı manevî hissediyorum ki, kaidemi ona karşı muhafaza edemiyorum. O şahs-ı maneviyi kızdırmamak ve rencide etmemek için, yalnız o paradan borç olarak beş lirayı bu bayram umur-u hayriyesine sarf etmek için kabul ettim.” 2
Üstad Bediüzzaman Said Nursî Hazretleri kendisine sorulan “Ne ile yaşıyorsun?” sorusuna karşı da şu şekilde cevap vermiştir: “Hem, elinizde bulunan Tarihçe-i Hayat’ımın şehadetiyle, bütün hayatımda halkların hediye ve sadâkalarından istinkâf edip, en sadık dostlarımın hatırlarını rencide ederek hediyesini reddetmişim. Eğer mecburiyetle hediye almış isem, mukabilini vermek şartıyla aldığımı, bana hizmet eden dostlarım bilirler. Darü’l-Hikmeti’l-İslâmiyede aldığım maaştan çoğunu, o zaman yazdığım kitapların tab’ına sarf ettim; az bir kısmını hacca gitmek için sakladım. İşte o cüz’î para, iktisat ve kanaat berekatıyle on sene bana kâfi geldi ve yüz suyumu döktürmedi. Daha o mübarek paradan biraz var.” 3
“Medrese-i Nuriyenin mürşidi, müessisi ve müdebbiri Hacı Hafız kardeşimizin bu defa üçüncü olarak bir teberrükünü gördük. Tâ Barla’da iken tatlı lokmaların kerametli, acip bereketi ve Isparta’da İktisat Risalesini tatlılaştıran iki buçuk okka balın harika bir hadiseye sebebiyet vermesi, bu üçüncü defa da, pek mübarek ve masum hatırlarını ve iltifatlarını temsil eden ve parçalanmayan bir hediyeyi göndermiş. Altmış senelik bir kaide-i hayatiyemi o bin hatırın hatırı için o kaidemin hatırını kırdım.” 4
Dipnotlar:
1- Bediüzzaman Said Nursî, Emirdağ Lâhikası. 313.
2- Bediüzzaman Said Nursî, Kastamonu Lâhikası, 70.
3- Tarihçe-i Hayat, 199.
4- A.g.e, 94.