"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

12 Eylül cinâyetlerinin hesabı

Cevher İLHAN
11 Mayıs 2015, Pazartesi
Kenan Evren’in ölümü, lideri olduğu 12 Eylül askerî darbesine ilişkin tesbitleri tekrar gündeme getirdi.

Tesbitler, darbe cinâyetlerinin vahametini ortaya koyuyor. Zira MGK’dan YÖK’e, siyaseti tahrip eden yüzde 10 seçim barajına birçok antidemokratik kurum ve dayatma 12 Eylül darbesinden kalma. 

Ayrıca darbe sürecinde 650 bin kişi gözaltına alınmış, 1 milyon 683 bin vatandaş fişlenmiş, açılan 210 bin dâvâda 230 bin kişi yargılanmış ve bunlardan 7 bin kişi için idam cezası istenmiş; 259 kişinin idamı Meclis’e gönderilmiş ve 50’sinin ölüm cezâsı infaz edilmiş.

Bununla yetinilmemiş; 171 kişinin işkenceden öldüğü belgelenmiş. Her düşünce ve siyasî görüşten yaklaşık 71 bin kişi yargılanmış; 98 bin 404 kişi “örgüt üyesi olmak”la suçlanmış…

Bu dönemde 300 kişi şüpheli bir şekilde ölmüş, cezaevlerinde 299 tutuklu-mahkûm ölmüş, 73 kişiye “doğal ölüm” raporu verilmiş, 43 kişinin intihar ettiği belirtilmiş. 14 kişinin “açlık grevi”nde, 16 kişinin “kaçarken”, 95 kişinin “çatışmada” öldüğü bildirilmiş.

23 bin 677 derneğin faaliyeti durdurulmuş, 3 bin 854 öğretmen, 120 öğretim üyesi ve 47 hâkimin işine son verilmiş. 400 gazeteci için toplam 4 bin yıl hapis cezası istenmiş, 31 gazeteci cezaevine girmiş, 300 gazeteci saldırıya uğramış ve üç gazeteci silâhla öldürülmüş.

Ayrıca darbe dayatmalarına karşı çıkan Yeni Asya, 470 gün kapatılmış. 

14 bin kişi vatandaşlıktan çıkarılmış, 388 bin kişiye pasaport verilmemiş, 30 bin kişi yurtdışına kaçmak zorunda kalmış…

Ancak son dönemde, “kumpasmış” çarkıyla “Ergenekon” ve “Balyoz” gibi “darbeye ortam hazırlama” ve “darbeye teşebbüs” dâvâları tek tek tasfiye edilip 28 Şubat “postmodern darbe”sinde tutuklu sanık bırakılmayıp baş aktörü Çevik Bir’e “tâkipsizlik” verilirken, bunca tahribatı yapan 12 Eylül dâvâsında, iki yaşlı ihtilâlcinin hastane yatağında sembolik “yargılanması” ile yetinildi. 

Darbe döneminin uygulayıcıları, sıkıyönetim komutanları, âlet olan yargıçları, üniversite mensupları, valileri, yöneticileri, iş adamları, sivil uzantıları ve şakşakçıları sorgulanmadı, mahkeme önüne çıkarılmadı, hesâba çekilmedi.

Oysa Türkiye’yi “hibrit (melez) demokrasiler” kategorisine düşürüp AB kapısında bekleten, Meclis’in kapısına kilit vuran, siyasî partileri kapatan, hak ve hürriyetleri berhava eden asıl sebep, 12 Eylül darbesiyle kurulan düzendi.

“Darbe tebliği”ndeki çarpıklıklar

12 Eylül gecesi, “Kenan Evren, Orgeneral, Genelkurmay ve Millî Güvenlik Konseyi Başkanı” imzasıyla Başbakan Demirel’e gönderilen “darbe ve gözaltı tebliği”ndeki çarpıklıklar ibretlerle dolu.

“Sayın Süleyman Demirel” hitabıyla başlayan “darbe tebliği”nde, Genelkurmay Başkanı olarak sanki seçilmiş hükûmetin emrinde değil de üstündeymiş kompleksiyle önce “yapılan bütün uyarılara rağmen” siyasî partilerin uzlaşamadığından bahsediyor. Her türlü imkân ve yetki verildiği halde sıkıyönetimin önlemediği “anarşi, terör ve bölücülük” darbeye “gerekçe” gösteriliyor.

Ardından aynı terâne ile Silâhlı Kuvvetlerin “ülke bütünlüğünü korumak, millî birlik ve beraberliği sağlamak, devlet otoritesini ve varlığını yeniden tesis etmek”ten dem vurarak “demokratik düzenin işlemesine mani olan sebepleri ortadan kaldırmak maksadıyla” yönetime el koyup demokrasiyi askıya alarak ihtilâl yaptığı çarpıklığı sergileniyor.

Bir diğer çarpıklık, TSK’nin “İç Hizmet Yasasının kendine tevdi ettiği Cumhuriyeti kollama ve koruma yetkisine dayanarak yüce Türk milleti adına ülke yönetimine el koymuştur” cümlesiyle açığa çıkıyor. Yani, bir yasa maddesine dayanılarak, Anayasa ilga ediliyor, silâh zoruyla millet irâdesinin temsilcisi Meclis kapatılıyor, meşru hükûmet silâh zoruyla devriliyor. Hem de “millet adına!”

Devamında da “Parlamento ve hükûmet feshedilmiş, siyasî faaliyetler durdurulmuştur, Parlamento üyeliği sıfatınız kaldırılmıştır, hiçbir konuda beyanat vermeye yetkiniz yoktur” denilerek bir başka zorbalık sergileniyor. 

***

Evet, Evren de öldü, ama 12 Eylül cinâyetlerinin hesabı bu dünyada hâlâ verilmedi…

Okunma Sayısı: 1572
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
  • Hüseyin İLHAN

    11.5.2015 10:54:08

    Birileride kalkmış her şeyden nemalanarak,istismar ederek aynı darbeciler gibi sütten çıkmış akkaşık sözleri sarfediyorlar.Neymiş 12 eylülcüleri yargılatmış mış mış lar.Yazınızda belitrtiğiniz gibi ellerinde imkan ve fırsat varken DARBE ANAYASASI için kış uykusuna yatanların ,yatalak olanları güya cezalandırdık HAVASI ATMALARI KUYRUKLU YALAN VE İSTİSMARDIR.

(*)

Namaz Vakitleri

  • İmsak

  • Güneş

  • Öğle

  • İkindi

  • Akşam

  • Yatsı