"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

“28 Şubat ukdesi” - 3

Cevher İLHAN
01 Mart 2020, Pazar
Özellikle “28 Şubatçılar” la aynı kategoriye konulmasına oldukça içerlenen Demirel, özel görüşmelerde “28 Şubat”la ilgili “Bir darbe olması halinde Türkiye çok geriye giderdi, onun için benim gözüm başka bir şey görmüyordu” diye konuşur, halka karşı izâhta zorlandığı hususlar için “Benim içimde bir ukdedir” yakınmasında bulunurdu.

Ve “28 Şubat ukdesi”nin çözülmesi için 28 Şubat 1997 tarihli MGK toplantısı zabıtlarının mutlaka açıklanmasının gereğini belirtirdi.

7 Haziran 2012’de beş saat süren Meclis Darbeleri ve Muhtıraları Araştırma Komisyonu’na, “Türkiye’de bir tane devlet var aslında; bunun derini de, düzü de bir tane, derin devlet askeriye” tesbitiyle 1950’den o güne on altı genel seçime karşı en az beş darbe ve muhtıranın dayatıldığını belirtip, asılsız iftira ve karalamalara karşı büyük bir itminanla “Gelin dürüst olalım, MGK tutanakları açıklansın, kimin ne söylediği, benim ‘28 Şubat’ın mimarı mı’ olduğum, yoksa bir darbeyi mi önlediğim ortaya çıksın” çağrısında bulunurdu. (Darbe Tutanakları, 91)

SÜRECİN ARKA PLÂNI…

Aslında bu süreçte Demirel’le görüşmesini 20 yıl sonra köşesine taşıyan gazeteci Lütfü Oflaz’ın Demirel’in Cumhurbaşkanı olarak âdeta “siyaseten intihar”la “28 Şubat’ın 12 Eylül türü bir askerî darbeye dönüşmesini engellediği” sözleri sürecin perde arkasını aydınlatır. (Star, 28.2.2017)

“Muhafazakâr kitlenin oylarıyla yedi kere başbakan olmuş Demirel’in, 28 Şubat dönemindeki tavrını anlayamamıştım. 28 Şubat darbesini yapan Kemalist generallerin, dindarlara yaptıkları zulme karşı çıkmadığı için Demirel’e kızgındım” diye yazan Oflaz, evinde baş başa olduğu bir gün kafasında beliren, “Nasıl olurdu da muhafazakâr kitlenin oylarıyla yedi kere başbakan olmuş bir insan, dindarlara yapılan zulme karşı çıkmazdı? Nasıl olurdu da kendisi iki kere Kemalist generallerin darbesiyle devrilmiş ve yine Kemalist subayların darbesi sonucu idam edilmiş Adnan Menderes’in temsilcisi olan bir insan, 28 Şubat’ta Kemalist generallerle işbirliği yapardı? Ve de Başbakan Erbakan’ın iktidardan uzaklaştırılmasına katkı sunardı?” sorularına verilen cevaplar, “28 Şubat”ın arka plânını açığa çıkarır.

“Rahmetli Adnan Menderes’ten beri siyasî çizgimize oy vermiş dindarları niye karşıma alayım? Siyaseten niye intihar edeyim, ben akılsız mıyım?” diye söze başlayan Demirel’in “O dönemde generallerin gözü öylesine dönmüştü ki Erbakan’ı korusam Cumhurbaşkanı olarak asıl darbeyi bana yapacaklardı. 12 Eylül’deki gibi ortada demokrasi de Meclis de kalmayacaktı” sözleri vahametini bildirir.

Bu arada “Generallere direnemez miydiniz?” sorusuna, Demirel’in “Nasıl direneyim? Genelkurmay Hürriyet Gazetesi’nin manşetinde ‘Gerekirse silâh kullanırız’ diyor. Bir kuvvet komutanı Başbakan’ın huzurunda ‘Bana rakı getirin ulan’ diye bağırıyor. Genelkurmay koridorlarında Başbakan’a omuz atılıyor. Bir general medyanın önünde Başbakan’a ‘Pezevenk’ diye hitap ediyor. Böylesine gözü dönmüşlüğe nasıl direnebilirdim?” karşılığını vermesi “28 Şubat”ta Türkiye’nin düşürüldüğü anaforu ortaya koyar.

Ayrıca “muhalefet ve hatta Refahyol hükümetinin bazı bakanları generallerle işbirliği yaparken, buna nasıl direnebilirdim?” hayıflanması, bilhassa koalisyon ortağı DYP’nin rüşvet, baskı ve tehditlerle zaafa uğratılmasıyla, “karargâh”tan tâkip edildiği belirtilen dayatma ve korkutmalarla, milletvekillerine, “Ya istifa edin ya da Yassıada’ya gidersiniz. Yassıada’da yerleriniz, numaralarınız bile belli” tehditlerinin savrulduğu sürecin vahametini açığa çıkarır.

“GÖZÜ DÖNMÜŞLÜĞÜ İDÂRE…”

Aslında 12 Eylül İhtilâli’ne ve 12 Mart Muhtırası’na mâruz kaldığına işâret eden Demirel’in “Kaldı ki ben iki kere askerî darbeyle başbakanlıktan uzaklaştırılmış biriyim. Bunları yaşamış biri olarak ordudaki gözü dönmüşlüğün neyle sonuçlanacağını iyi bilirim. O nedenle bu gözü dönmüşlüğü idare etme yolunu seçtim” sözleri “28 Şubat”ta olup bitenleri deşifre eder.

Dahası, “Erbakan, Refahyol hükümetinin başbakanlığını Tansu’ya (Çiller) devretmek için bana gelip istifasını sunmak istediğinde, kendisine bundan vazgeçmesini söyledim. Generallerin bu istifayı fırsat bileceğini, bana başbakanlık görevini Tansu’ya verdirtmeyeceklerini, böylelikle de Refahyol hükümetinin sona ereceğini belirttim. Ama o ‘Benim Tansu Hanım’a sözüm var; başbakanlığı ona devredeceğim’ diye ısrar etti” diye konuşarak, “Erbakan’ı koruyamamanın bana getireceği siyasî faturanın bilincindeydim. Dindarların bunun bedelini bana ödeteceklerinin farkındaydım. Ancak demokrasinin yaşaması için kendimi fedâ ettim” sözleri Demirel’in 28 Şubat’ın içyüzünü özetler.

Hülâsa, Oflaz’ın ifadesiyle “Siyaseten intihar eden cumhurbaşkanı!” başlığıyla “28 Şubat”ta “ordudaki gözü dönmüşlüğü idare”yle fiilî bir darbeye dönüşmemesi için Demirel’in kendini fedâ ettiği” tesbiti  meselenin maiyetini su yüzüne çıkarıyor. 

Tarihin, tutanakların, şâhidlerin ve belgelerin teyidiyle…

Okunma Sayısı: 3096
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
  • HÜSEYİN İLHAN

    1.3.2020 08:16:27

    Gök kubbenin altında daha nice belli zamanda mahfuz olması gerekip sonra da öğrenilmesi,efkarı ammede yanlış bilinen hakikatlerin cihana ilanı noktasında olan bu yazılarınızdan dolayı sizleri tebrik ederim.Çünkü birileri hak etmedikleri itibarları görür,siyasi menfaatleri sağlarken,diğerleri ise yaptıkları fedakarane gayret ve emek,hizmetleri karşısında birde iftira,ithamlara maruz kalmasına gönüllerimiz razı değildi. ALLAH SİZLERDEN EBEDEN RAZI OLSUN.

(*)

Namaz Vakitleri

  • İmsak

  • Güneş

  • Öğle

  • İkindi

  • Akşam

  • Yatsı