"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

31 Mart Seçimleri Analizi - 3: Manipülasyon stratejisi...

Cevher İLHAN
05 Nisan 2019, Cuma

GÜNDEM

Manipülasyon stratejisi...

Seçim sürecinde olduğu gibi seçim sonrası da bir dizi çarpıklık açığa çıkıyor. “319 bin geçersiz oy” üzerinden yapılan itirazlarının da içinin boş olduğu, sonucu etkilemeyeceği belirtiliyor.

Zira her sandıkta öncelikle biri kamu görevli - memur sandık başkanı ve yardımcısından oluşan iki üye ile AKP ve MHP’li üyelerden müteşekkil en az dört üyenin bulunduğu, buna mukabil muhalefet partilerinin en fazla üç üye bulundurabileceği sandık kurullarında “cumhur ittifakı” ve “iktidar cephesi” adaylarının oylarının “geçersiz sayılması”nın mümkün olmadığı ifâde ediliyor.

Bu açıdan, iktidar mahfillerince iddia edildiği gibi, aradaki farkı kapatacak 20 binden fazla oy bir yana, yeniden gerçek bir sayımda muhalefete ek oylar çıkmasının kuvvetle muhtemel olduğu kaydediliyor. Nitekim yapılan sayımda da durum minvalde seyrediyor.

Mesela İstanbul genelindeki sayım ve kontrollerde, “iktidar cenâhı”nın ileri sürdüğü “adaylarına verilen oyların başkalarına yazıldığı” maddi hataların zaten daha önce düzeltilip tutanaklara işlendiği; “geçersiz oylar”ın sayılmasıyla mevut sayının bin oy eksik veya fazla bir rakamla tamamlanacağı belirtiliyor.   

Bütün bunlara rağmen, daha seçim gecesi bütün sandıklar açılmadan oy sayımı sürerken “kazandığını” ilân eden AKP İstanbul adayının “136 bin sandıkta oy kullanıldı, itirazlar sonucu her bir sandıkta bir oy alsak 136 binle seçimi kazandık” çıkışında olduğu gibi algılarla manipülasyon oluşturma stratejinden ibâret olduğu, süreci saboteyle seçilmiş başkanların göreve başlamalarını geciktirme maksatlı olduğu ortaya çıkıyor.

Peki neden?

VAZİYET

İktidarın “20 bin oy farkı” olsaydı...

Seçim sonrası tartışmaları arenasında ortaya çıkan bir diğer çarpıcı husus, “iktidar cephesi”nin garip bir biçimde şikâyetle itirazına karşı, “millet ittifakı” ve muhalefet adaylarının açıkladıkları sonuçların YSK verileriyle aynen çıkması.

Seçim gecesi, devletin resmi ajansının İstanbul’da “millet ittifakı” adayının “cumhur ittifakı” adayı arasındaki farkın dört bine yaklaşması üzerine ilginç bir şekilde kesip on üç saati aşkın durdurduğu veri akışı emrivakisine karşı YSK’nin adayların verdiği rakamlarla aynı olması.

YSK Başkanı’nın ertesi gün “Şu an itibarıyla sisteme taranan 31 bin 186 sandıktan 31 bin 102 sandık sisteme tanımlandı. 84 sandık itiraz nedeniyle şu anda sisteme taranmamış vaziyette. Şu an itibarıyla Ekrem İmamoğlu 4 milyon 159 bin 650 bana gelen rakam, Binali Bey’in 4 milyon 131 bin 761 oyu sisteme tanımlanmış vaziyette” ifâdesiyle“Islak imzalı tüm tutanaklar elimizde, bir hata varsa lehimize ya da aleyhimize bunu paylaşırız” teminatına karşı, İmamoğlu’nun verdiği sayının örtüşmesi.

Sormak lâzım; acaba AKP-MHP’nin adayı YSK’nin de verdiği rakamlara göre 20 bin oy fazla alsaydı ve “millet ittifakı” bu veri ve sonuçlara itiraz etseydi, iktidar mahfilleriyle “iktidara ilişik medya”da hangi bühtanlarda bulunulurdu?

KISACASI

“AA muamması” derinleşiyor

Seçimin en çok tartışılan kurumu, şüphesiz herkese eşit davranması gereken bir kamu kurumu olan Anadolu Ajansı oldu. Herkesin AA’nın YSK’den veri sağladığını zannederken, daha seçimin ikinci günü YSK Başkanı’nın “AA benim müşterim değil. Benden veri almıyor. Nereden alıyor bilmiyorum. AA, yüzde 90’ları gösterdiğinde ben sisteme yeni daha tarayıp girmeye başlamıştım. Dolayısıyla ben Anadolu Ajansına herhangi bir bilgi servisi yapmıyorum” tepkisi, devletin resmi ajansının nereden ve hangi mahfillerden veri alıp aktardığı sorusunu gündeme getirdi. (AA, 2.4.19)

Gerçekten, yönetici ve yurtdışı elemanları dışında AA’nın birkaç binle mahdut personeliyle Türkiye çapındaki 194 binden fazla sandıkta birer muhabir bulundurması mümkün olmadığına göre, YSK Başkanı’nın sorusuyla “AA, peşpeşe verdiği verileri nereden ve kimlerden aldı?”

Sahi bizzat parti yetkililerinin ikrarlarıyla “millet ittifakı” ve muhalefet partilerinden almadığına göre, sözkonusu verileri iktidar partisinden ve partililerinden aldığı skandalı mı yaşandı?

Kısacası, seçim sonuçları netleştikçe, AA’nın veri muamması daha da derinleşiyor ve üzerindeki sisler daha da yoğunlaşıyor.

HAFTANIN SÖZÜ

 “İkbal korkusu sardı”?

 “… Belediye rantından geçinen Ak Parti asalağı, ne kadar kan emici sülük varsa hepsi nemâları kesilecek diye ortalığı kirletiyor. Bu sülükler olmasa zaten Ankara, İstanbul’u Ak Parti almıştı, ikbal korkusu sardı.” 

Cemile Bayraktar (yazar, @cemilebayraktr, 2.4.19)

 

 

Okunma Sayısı: 2424
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
    (*)

    Namaz Vakitleri

    • İmsak

    • Güneş

    • Öğle

    • İkindi

    • Akşam

    • Yatsı