"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

AB ile gerilimin arka planı

Cevher İLHAN
23 Mart 2017, Perşembe
Son süreçte “Türkiye ve AB karşıtları”nın birbirini besleyen tahrikleriyle Türkiye sinsi ve sistemli bir şekilde AB’den uzaklaştırılmaya çalışılıyor.

Vakıa şu ki, Ankara’nın en üst düzeyden AB’ye ve AB ülkelerine veryansın edip her fırsatta rest çekmesi ve Hollanda örneğinde olduğu gibi seçim ve iç politik hesaplarla bazı Avrupalı siyasetçilerin “Türkiye düşmanlığı”nı körüklemeleriyle Türkiye’nin “AB projesi”ne çomak sokuluyor.

Vaziyet, Türkiye’nin Erdoğan iktidarında AB’ye üye olmasının mümkün olmadığını söyleyen Avrupa Komisyonu üyesi Günther Oettinger’in ardından Almanya Dışişleri Bakanı Sigmar Gabriel’in tesbitiyle “Türkiye, AB üyeliğine hiç bu kadar uzak olmamıştı” raddesine getirilmiş. 

Cumhurbaşkanı’nın “16 Nisan’dan sonra AB ile masaya oturup konuşacağız, bu böyle yürümez” deyip başta “mültecileri geri kabul anlaşması” olmak üzere AB ile ilişkilerin gözde geçirileceğini sert söylem ve yoğun eleştirilerine karşı AB mahfillerinden yankılar geliyor. 

AB’nin Genişlemeden Sorumlu Komiseri Johannes Hahn, Bild gazetesine Erdoğan’ın otoriter tutumu ve referanduma sunulan “başkanlık sistemine geçme planları”nın AB’ye sırt çevirmek olduğunu; Türkiye’nin AB’den giderek uzaklaştığını ve AB üyeliğinin giderek “gerçek dışı” olmaya başladığını belirtip, “güncel gelişmelerin ışığında yeniden durum değerlendirmesi yapabileceklerini kaydetmesi bunun ifâdesi. (Hürriyet, 21.3.17)

AB’DEN UZAKLAŞTIRMA OYUNU…

Görünen o ki, AB mahfillerinde Türkiye için geçmişte Almanya Başbakanı Merkel tarafından önerilen “imtiyazlı ortaklık” tezi yeniden gündeme getirilerek, “Türkiye’nin kendini ‘ikinci sınıf Avrupalı’ gibi hissetmesine yol açabilecek” kışkırtmalara başvuruluyor. 

Avrupalıların da ikrarıyla, bilinçli olarak AB ile ilişkiler zora sokulup Türkiye’nin AB’den uzaklaştırılması oyunu oynanıyor; Türkiye’nin “AB hedefi” sona erdirilmek isteniyor. 

En garibi, bu süreçte bazı Avrupalı siyasetçilerin tahrikiyle Türkiye AB’den koparılma anaforuna sürüklenirken, AKP iktidarında Ankara’nın da bu oyuna gelmesi. 

PROVOKASYONLARA GELMEMELİ

Hülâsa, Avrupa Komisyonu eski Başkan Yardımcısı Günter Verheugen’in, Türkiye ile AB arasında artan sorunların çözümü için, “dürüstlük, güvenilir ve saygıya dayalı yeni bir başlangıç” ikazıyla nazara verdiği gibi, “AB’nin demokratik kültürüyle de tezat oluşturan engellemeler ve yasaklamalar fırsatçı (oportünist) bir yaklaşım.” (DHA, 17.3.17)

Diğer yandan, bu vasatta bazı Avrupa ülkelerinde başörtüsü yasağı protesto edilip, “Bu yasak Avrupa’da Müslüman topluluklar ile resmî makamlar arasındaki ilişkileri kötüleştirecek, İslâmofobiyi daha da körükleyecek” uyarısı önemli. 

Ancak, Ankara’nın da provokasyonlara gelmesiyle, Türkiye’nin demokratik süreçleri akamete uğratılıyor. Ve ne yazık ki, sonuçta karşılıklı ajitasyonlarla, olan, Türkiye’nin yarım asrı aşkın “AB projesi”ne oluyor…  

Ankara, iç politik hesaplarla Avrupa’da milliyetçi ve İslâmofobik popülist görüşlere oynayan mahfillerin provokasyonlarına gelinmemesini öneren Verheugen gibi Türkiye’nin AB üyeliği taraftarlarına kulak vermeli. 

Okunma Sayısı: 3031
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
  • Ali Vefalı

    23.3.2017 19:49:30

    Ankara Hükümeti oyuna, provakasyona gelmemeli diyorsunuz. Hiç zannetmiyorum, Avrupanın derinleriyle anlaşarak, piyasaya sürülen, kendilerince bilinen bir amaca yönelik operasyondur

  • CESUR ADAM

    23.3.2017 13:42:47

    AB,ülkemizin milyonlarca ferdinin yarım asırdır iş-aş temin ettiği,asırlardır ise insanlarımızın irtibatlı olduğu bir ülkeler grubudur.Bu ülkelerin içinde dost tavırda olanlar olduğu gibi düşmanca tavrı olanlarda vardır.Yine düşmanca tavrı olanların içinde dostça tavri insanlarında olduğu vakıadır. İhracatımızın ekseriyetini,ticari,eğitim,sportif,hukuki bağlarımız gibi bağlarımızın olduğu yerleri ÖFKE-NEFRET ve ağza gelenin söyleneceği sözlerle hizaya getiremezsiniz.DOĞRU STRATEJİNİZ olmazsa siz zarar görür,ülke insanı milyonlar mağdur olur.Mesela RUS UÇAĞININ düşürülmesi esnasındaki hesapsız,tribünlere oynanan oyun misali tavırların sonucunda başta turizim,tekstil,müteahhitlik ve yaş meyve-sebze ihracatımız zarar görmüştür. AB ile de böyle tavırlarla değil sakin,sağlam ve doğru strateji ile izleyeceğiniz diplomasiyle başarı elde edilir. ÖFKEYLE KALKAN ZARARLA OTURUR,atasözü bizim atalrımızın sözüdür.Hiç olmazsa atalarımızın sözüne kulak ve değer verin.

(*)

Namaz Vakitleri

  • İmsak

  • Güneş

  • Öğle

  • İkindi

  • Akşam

  • Yatsı