"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

AB projesi kurban ediliyor

Cevher İLHAN
20 Aralık 2014, Cumartesi
Türkiye’nin “yolsuzluklarla mücadele”de, “insanî gelişmişlik”te, “demokrasi endeksi”yle “basın özgürlüğü”ndeki başarısızlığı, önündeki en büyük handikapı oluyor.

Evvela ilk AKP hükûmetinin kurulduğu 16 Kasım 2002’de bizzat genel başkan Erdoğan tarafından deklâre edilen “Âcil Eylem Plânı”nda, “Türkiye’nin âcilen hukuk devleti zeminine oturtulacağı ve temel hak ve özgürlüklere dair evrensel normlar ile AB kriterleri doğrultusunda süratle her türlü yasal düzenlemelerin yapılacağı” taahhüd edildi. 

Ardından, AKP iktidarının onuncu yılında “2001 krizi”nin ardından kurulan ilk AKP hükûmetinde “3 y vaadi” eklendi; “yolsuzluklarla, yasaklarla ve yoksullukla mücadele edileceği” sözü verildi.

Ancak geçen sürede her üç konuda da ciddî bir gelişme sağlanmayıp geri gidilmesi, Türkiye’nin “tam demokrasiler”in, hatta “kusurlu demokrasiler”in altına düşerek “hibrit (melez-karma) demokrasiler” kategorisinde düştüğü, beynelmilel kuruluşların araştırma raporlarıyla tesbit ediliyor. 

Bu süreçte yapılan bazı düzenlemelerin yanısıra Türkiye’nin uluslararası düşünce kuruluşlarının “refah listesi”de, ifâde özgürlüğü, toplumun farklılıklara olumlu yaklaşımı ve hoşgörü gibi faktörler değerlendirildiği kişisel özgürlük kategorisinde de son sıralarda kalması, bunun göstergesi... 

“YASAKLAR ÜLKESİ” HALİNE GETİRİLİYOR

İşin garibi, “demokratikleşme” adı altında yapılan referandumda kabul edilen “anayasal değişiklikler”le, vatandaşların ve sendikaların yerli-yabancı şirketlerin kamu özelleştirme ihâlelerinde yargıya başvurmanın yolu kapatıldı, kanayan yaraya âdeta tuz biber ekildi.

Zira bütün uyarılara rağmen, sözü verilen yolsuzlukların önünün kesilmesi bir yana, özellikle 17-25 Aralık yolsuzluk ve rüşvet soruşturmaları ve operasyonlarının engellenmesi, dahası yargının yapısına müdahale edilerek dosyaların kapatılması ve “tâkipsizlik kararı” aldırılması dikkat çekici. 

Keza Sayıştay denetçi raporlarının Meclis’e gönderilmeyip millet adına denetlenmesinden kaçınılması, “askerî işler”in yanısıra askerî harcamaların hâlen yargı denetiminde tutulması, bütün dünyanın gözü önünde Türkiye’nin mâli sicilini lekeliyor. “Yolsuzluk iddiaları”nın soruşturulmayıp yargıdan kaçırılması, devlet harcamalarını denetleyemez hale getiriyor. 

Bu durum, yatırımcıyı kaçırıyor; iktisadî gelişmeleri engelliyor, maceracı sermayenin önünü açıyor. Kamu kaynaklarının kullanımının istismarıyla, yolsuzluklarla, özellikle özelleştirme ihâlelerine fesat karıştırmalarla, kayıtdışı ekonomi ve kara parayla gelir dengesi gittikçe bozuluyor. 

MİT’e olağanüstü dinleme ve operasyonel yetkiyi veren ve ülkeyi “muhaberatı devleti” haline getirmeye teşne yeni “MİT yasası”, adli kolluk yönetmeliğinin tepeden tağyiri, “sivil-askerî” çift başlı yargının sürdürülüp Hâkimler ve Savcılar Yüksek Kurulu’nun (HSYK) yapısıyla oynanmasıyla yargının yürütmenin kontrolüne sokulması, yargıç ve savcıları görevden almalarla, kıyım ve sürgünlerle yargının bağımsızlığına ve tarafsızlığına müdahale edilmesi garabeti Türkiye’yi demokrasi ve özgürlüklerden uzaklaştırıyor.

TÜRKİYE, “3 Y”DE DİBE VURUYOR!

Diğer yandan Türkiye’nin kişi özgürlüklerinde oldukça düşük notla sınıfta kaldığı kırılgan süreçte AB’nin müzâkere sürecinde dikkat çektiği en önemli noksanlıkların başında gelen “basın özgürlüğü” yeni kayıtlarla kelepçeleniyor. 

Açılan 35 başlıktan –biri hâriç- hiçbirinin kapatılmaması Türkiye’yi vahim ekonomik izolasyona mahkûm edecek tam bir siyasî izolasyona bıraktırıyor. “Türkiye’nin AB’ye ihtiyacı yok, bizim AB derdimiz yok!” çıkışlarıyla Türkiye’nin AB üyeliğinin askıya alınmasına âdeta zemin hazırlanıyor.  

Bu arada, 12 Eylül darbesi ürünü yasaları, Türkiye’nin demokratikleşmesinin önünü tıkıyor. Yüzde 10 seçim barajlı sürüyor… Ve her fırsatta “ileri demokrasi”den dem vuran iktidar sözcüleri, “siyasî sistemin ıslâhı”na dair taleplerine hâlâ, “Biz getirmedik ki kaldıralım”, “Türkiye hazır değil” benzeri cevaplarla geçiştiriyorlar…

Özetle, “3 y”de Türkiye’nin dibe vurması, Türkiye’nin yarım asırlık emek verdiği barış ve demokrasi projesi AB, yolsuzluk ve rüşvet iddialarının üzerinin örtülmesi, yasa dışılığın yargıdan kaçırılması ve politik rant hesaplarına kurban ediliyor. Türkiye’nin geleceği ve demokrasisi heba ediliyor…

Okunma Sayısı: 2523
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
    (*)

    Namaz Vakitleri

    • İmsak

    • Güneş

    • Öğle

    • İkindi

    • Akşam

    • Yatsı