"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

ABD ile “Menbiç pazarlığı ve işbirliği”

Cevher İLHAN
07 Haziran 2018, Perşembe
Dışişleri Bakanı Çavuşoğlu’nun Amerikalı mevkidaşı Pompeo ile Washington’da imzaladığı “Münbiç yol haritası”yla “ABD ile Suriye’de işbirliği”ne dair tartışmalar sürüyor.

Bakan’ın “Tillerson ile başlayan süreci, CIA direktörü olduğunda ilk ziyaretini Türkiye’ye yaparak sürdüren Pompeo ile kayda değer çok verimli bir mutâbakat” diye övdüğü “Suriye’de ortak çıkarlarla ikili bölgesel işbirliği”ne ilişkin Dışişleri Bakanlığı’nın yazılı açıklamasında, iki bakanın onayladığı “yol haritası”nın, müttefiklik ruhu içinde sahada uygulanması ortak taahhütleri vurgulanıyor.

Ancak, ABD’nin beş bin TIR ve iki bin kargo uçağı dolusu ağır silâh ve mühimmat sevk ettiği YPG militanlarını Menbiç’ten Suriye’nin kuzeyindeki Aynu’l Arap (Kobani), Ayn İsa ve Haseke’ye nakliyle ülkenin Şam’dan koparılıp tefrika fitnesine zemin hazırlayan komplo kaygısı devam ediyor.

HÂLÂ “UMARIZ UYALANIR” KAYGISI

Öncelikle, “İlk aşamada PKK’nın Menbiç’ten çıkarılması için uygulanacak plânın parametreleri, yani bir ön hazırlık çalışması olacak; ardından PYD/YPG/PKK’nın yerel yapılardan çıkarılmasına yönelik plânlama tamamlanacak; daha sonra da bu bağlamda Türkiye ile ABD Menbiç’te güvenlik ve yerel yapıların oluşturulmasında işbirliği yapacak” diye konuşan Dışişleri Bakanı’nın, sözkonusu “mutâbakat”la ilgili ihtiyatlı değerlendirmesi tedirginliği açığa çıkarıyor.

Bundandır ki, bir yandan “ABD’nin bize şüpheyle bakmasına hiçbir sebep yok. Çünkü yanlışımız, hatamız yok. Menbiç konusunda ve özellikle YPG’ye verilen destek güveni biraz sarstı, ama bu ‘mutâbakat’la mayınlı alanları temizlememiz gerekiyor” temennisinde bulunurken, diğer yandan hâlâ “YPG çekilirken kim nezâret edecek?”, “Yönetim kimlerden oluşacak?” sorularını soruyor.

Daha önce açıklanan “üç aşamalı plân”a göre “60 gün içerisinde YPG’nin Menbiç’i terk edip ABD ile Türkiye’nin askerî denetime başlaması sürecinin “altı aylık süreye uzatıldığı”nı bildirip, “ABD’nin Türkiye ile ilişkilerde ve Suriye’de artık topu taca atma döneminin bitmesi lâzım” diye yakınıyor; daha baştan “umarız bunu uygularız” temennisinde bulunuyor. (AA, 4.6.18)

Keza hükûmet sözcüsünün, “Umarız ki müttefikimiz ABD, aramızdaki bu ön mutâbakatın birlikte hayata geçirilmesinde gereğini yerine getirir” tereddüdü bu endişenin izhârı.

Yine bundandır ki, “iktidara ilişik medya”da alây-ı vâlâ ile propaganda edilen “ABD ile Menbiç’te işbirliği”ne dair Cumhurbaşkanı, Başbakan ve iktidar sözcüleri tek kelime etmiyorlar. ABD’nin İncirlik ve diğer askerî üslerin yanısıra Kilis’te kuracağı askerî üsten ise hiç bahsedilmiyor.

Belli ki ABD, işbirlikçisi PYD/YPG’nin Fırat’ın batısındaki militanlarını Fırat’ın doğusuna taşımaya ikna etmiş. Türkiye’nin yanıbaşında 911 kilometrelik Suriye sınırının 550 kilometresinde muhtelif derinliklerde “Rojova/batı Kürdistan koridoru”na alan oluşturuyor.

Ve Menbiç’ten binlerce silâhlı militanın katılmasıyla, Suriye’nin enerji kaynaklarının yüzde 50’sini barındıran, ülke topraklarının yüzde 30’unu teşkil eden, ABD’nin 30 bin kişilik bir “özel ordu” kurdurduğu ve 60 bin PYD/YPG silâhlı militanının bulunduğu Fırat’ın doğusundaki “kantonlar” tahkim ediliyor.

ANKARA YİNE TUZAĞA DÜŞÜRÜLÜYOR!

Diğer yandan Dışişleri Bakanı, “ABD, tabiî ki YPG Menbiç’ten çekildikten sonra elindeki silâhları geri alacak” diyor, ama Cumhurbaşkanı ve AKP sözcülerinin, “ABD’nin YPG’ye verdiği silâhları geri almasının mümkün olmadığı, ‘iç savaşta tahrip oldu, kayboldu’ bahanesiyle ıskartaya çıkarılacağı, bir tekinin dahi iâde edilmeyeceği” tesbitiyle, Amerikan yönetiminin “bu silâhları geri alacağız” vaadinin kabil-i tatbik olmayan bir aldatma ve oyalamaca olduğu ortada.

Özetle, “PYD/YPG militanlarının Menbiç’ten çekilip Türkiye’nin ABD ve yerel unsurlarla birlikte yönetimi devralması” gibi kulağa hoş gelen vaadlerle, Ankara, bir defa daha Suriye’nin etnik ve mezhebî tefrikalar üzerinden bölünüp parçalanması tuzağına düşürülüyor.

Ve hiçbir güvencesi olmayan “ABD ile Menbiç işbirliği”yle, Suriye’nin topak bütünlüğü, bağımsızlığı, siyasi birliği içinde ateşkesi sağlayıp, barış ve istikrarı esas alan, Türkiye İran ve Rusya ile başlatılıp “Astana, Soçi ve Ankara mutâbakatları”yla teyid edilerek Tahran’da yineleneceği sözü verilen “Suriye çözüm süreci” berhava ediliyor.

Okunma Sayısı: 2358
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
    (*)

    Namaz Vakitleri

    • İmsak

    • Güneş

    • Öğle

    • İkindi

    • Akşam

    • Yatsı