"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

“ABD’nin hasımlarıyla mücadele yaptırımları”

Cevher İLHAN
22 Temmuz 2019, Pazartesi
Erdoğan’a “S-400 yaptırımlarının uygulanmayacağı” sözünü veren Trump, bütün suçu “ısrarlarına rağmen milyarlarca dolarlık savaş uçaklarını Türkiye’ye satmayan Obama”ya yıkıp işin içinden sıyrılırken, Amerikan yönetiminden “yaptırımlar”a dair tehditlerin savrulmasına devam ediliyor.

Bilindiği gibi “iktidara ilişik medya”da “Erdoğan Trump’ı ikna etti” manşetleri atılırken, ABD Dışişleri Bakanlığı sözcüsü Morgan Ortagus da, “ABD’nin Türkiye’ye S-400 tedarikine ilişkin tavrı değişmedi. Ankara anlaşmayı sürdürürse çok olumsuz sonuçlarla karşı karşıya kalacak. “ABD’nin Hasımlarıyla Yaptırımlar Yoluyla Mücadele Etme Yasası (CAATSA)” tasarısı Kongre’den geçti; sonuçları Türkiye açısından olumsuz olacaktır” demişti. (gazeteler, 9.7.19)

Akabinde Dış İlişkiler Komitesi Başkanı Eliot L. Engel, sert ifâdelerle “Başkan söz verdi, ama Kongre, Dışişleri, Pentagon ve Birleşik Devletler hükûmeti’nin yaptırımları uygulayacağı”nı duyurarak “otokrat” dediği Erdoğan’a “oyun oynamayı bırakmalı” tahkirinde bulunmuştu.

En son  Amerikan Dışişleri sözcüsünün, Dışişleri Bakanı Pompeo ile Trump’ın konuyu değerlendirdiğini belirterek, “Bakan ve Başkan, ABD’nin CAATSA yaptırımları konusunda bütün seçenekleri değerlendirerek Türkiye’nin F-35’leri alamayacağına ilişkin sonuçları açıkça belirttik” açıklaması bunun açık ifâdesi. Nitekim bu sonuç Amerikalı yetkililerce de bildirildi. 

Belli ki Trump ve Amerikan yönetimi, Türkiye’yi “düşman ülke kategorisi”ne sokarak, “ABD’nin Hasımlarıyla Yaptırımlar Yoluyla Mücadele Etme Yasası”nı işletmekle “yaptırımları dayatma” peşinde. Sadece Ankara’dakileri oyalama taktiğiyle zaman kazanılıyor. 

Kısacası, Trump ve Amerikan yönetimi, “Ne yapalım, biz yapmadık, Kongre yaptı” bahanesi kolaycılığıyla yine Ankara’dakileri oyalıyor, zaman kazanmaya çalışıyor. Bunun sinyalleri veriliyor.

GARABET

İktidar beslemesi “uluslar arası uzantı”!

“Siyaset, Ekonomi ve Toplum Araştırmaları Vakfı’nca (SETA)’ nın 6 Temmuz 2019 günü “Uluslararası Medya Kuruluşlarının Türkiye Uzantıları” adı altında yayımladığı raporu, Gazeteciler Cemiyeti ve sendikaları olmak üzere birçok basın meslek kuruluşunca, gazetecilere yönelik olumsuz algı oluşturmayı amaçlayan ve “hedef” gösteren yeni bir “andıç belgesi” ve “fişleme” olarak kınandı. 

Meslekî ve ahlâkî sınırlar aşılacak, bir araştırmaya dayanmayan, sosyal medya hesâplarıyla  ekran görüntüleri ile niyet okuma yöntemiyle siyasî iktidarın politikalarını eleştiren, kalemini, vicdanını satmayan, iktidarın önünde diz çökmeyen “muhalif gazeteciler”in isim isim çalıştıkları kurumlarıyla adreslerinin ifşa edildiği “fişleme”nin karalama ve itibarsız hale getirme maksadını taşıdığı belirtildi. 

Türkiye’de medyanın yüzde 95’ini kontrol altında alan siyasî iktidarın verdiği paralarla “beslenen”, Saray’dan üniversitelere, devletin kritik kurumlarından medyaya uzanan “ağı” kullanan vakfın, sırıtan “sipariş” raporunun, demokrasiye, basın ve ifâde hürriyetine ağır bir darbe olduğu kaydedildi. 

Ancak en çarpıcısı, sırf uluslar arası ajans ve medya kuruluşlarının Türkiye edisyonlarında çalıştıkları için gazetecileri “uluslar arası medyanın Türkiye uzantıları” olarak “fişleyip” suçlayan vakfın kurucu başkanın da bir uluslararası yabancı özel istihbarat kuruluşuyla ilintili olması.  

WikiLeaks belgelerine göre, “gölge CIA” yakıştırması yapılan Teksas merkezli, George Friedman tarafından yöneltilen ve ücret karşılığı istihbarat hizmeti veren Stratfor’un arşivinde Türkiye’deki istihbarat kaynaklarından birinin SETA’nın kurucu başkanının hâlen Cumhurbaşkanlığı sözcüsü olduğu garabetinin medyaya yansıması. 

İKRAR

Başkaları “İslâmiyetten hâriçmiş gibi”

Cumhurbaşkanı yeni bir parti kurma çalışması yapan partisinin eski bakanı ve Başbakan yardımcısı Ali Babacan’la başbaşa görüşmesine dair; “Kendisine, ‘Bak Ali Bey, şunu unutmayın; bu ümmeti parçalamaya hakkınız yok, siz bunu yapıyorsunuz!’ dedim” diyor. (gazeteler, 10.7.19)

Belli ki, Cumhurbaşkanı, genel başkanı olduğu partisinin seçmenini “ümmet” olarak telaki ediyor. Partisinden oy alınmasını ya da partisinin parçalanmasını “ümmetin parçalanması” olarak görüyor. 

Oysa -bütün partilere oy veren- başta Türkiye’deki Müslümanlar olmak üzere, 65 İslâm ülkesi olmak üzere Avustralya’dan Amerika’ya dünyanın yedi kıtasındaki 1 milyar 700 milyon Müslümanın topyekûn oluşturduğu nüfus “İslâm ümmeti”ni teşkil ediyor. 

Netice şu ki “ümmet”in bir siyasi partiyle münhasır bırakılması, Bediüzzaman’ın “Umûmun mâl-i mukaddesi (mukaddes ortak değeri) olan dini, inhisar zihniyetiyle kendi meslektaşlarına (partililerine) daha ziyade has göstermekle kavi (kuvvetli) bir ekseriyette dine aleyhtarlık meyli uyandırmakla nazardan düşüren” tarafgir “siyasi İslâm” zihniyetinin içyüzünü deşifre ediyor. (Sünûhat, 65-67)

Dini ve dinî değerleri bir tek “siyasetleri”ne has kılan, dini tekeline almakla siyasette istimal eden, başkalarını “İslâmiyetten hâriçmiş gibi” gösteren, siyasetteki rakiplerini “din dışı” hatta “din düşmanı” olarak lanse eden “menfî siyaset”in dini istismarının açık ikrarı oluyor. (Münâzarât, 82-83)

Hulâsa “Dünya için din fedâ ediliyor” vakıası açıkça tecelli ediyor. 

KISACASI

“Devlet makamlarını bir takım trol çetelerinin tuzaklarına mahkûm edenler karşısında üç yıldır sustuk. Devlet mimarisi kişilere, siyasî partilere göre inşa edilmez. Devlet işleriyle âile yapısı kesinlikle ayrılmalıdır. Şeffaflık, siyaset yasası derhal çıkarılmalıdır.”

Ahmet Davutoğlu (Eski Başbakan)

Okunma Sayısı: 1674
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
    (*)

    Namaz Vakitleri

    • İmsak

    • Güneş

    • Öğle

    • İkindi

    • Akşam

    • Yatsı