"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

Ankara’nın “AB raporu”na tepkisi

Cevher İLHAN
26 Nisan 2018, Perşembe
“Baskın seçim”le gelen yoğun siyasî trafikte Avrupa Komisyonu’nun “Türkiye’nin AB’den dev adımlarla uzaklaştığı ve demok- ratik standartlarla uyumlu olmayan OHAL’ın en kısa sürede sonlandırılması” mesajı karambole geldi.

Cumhurbaşkanı’nın “yok hükmündedir” diye reddedip, AB ve Dışişleri Bakanları başta olmak üzere, iktidar sözcülerinin çok sert tepkiler ve agresif söylemlerle AB’yi suçlamaları, AKP iktidarın tavrını bir defa daha açığa çıkardı. 

Oysa daha birkaç hafta önce, demokratik hak ve hürriyetlerle demokrasi standartlarının uluslar arası hukuka uygun bir şekilde geliştirilmesiyle basın özgürlüğü, insan hakları, bağımsız ve tarafsız yargının önemine işâret edilen Türkiye - AB Varna Zirvesi’nde Ankara’dan müsbet mesajlar verilmiş; ve bu durum, “AB fırsatı” ve “diyalog zemini” olarak yorumlanmıştı. 

Sözkonusu zirvede de, özellikle 15 Temmuz Hâdisesi’nden sonraki AB Türkiye İlerleme raporlarında, temel haklar ve demokratik standartlar konusunda Türkiye’nin daha da geriye gittiği tesbitiyle, “darbe girişimi”nin ardından “bağlantılı” olma iddiasıyla yüz binlerce kamu görevlisinin ihracı, on binlerce va- tandaşın tutuklanmasıyla ayyuka çıkan mağduriyetlere dikkat çekildiği hatırlatılmıştı.

“SÖYLEM” VE TEMENNİLER”LE KALMAMALI

Son rapora bakıldığında da demokratik hak ve hürriyetler ikazı yapılıyor. “Darbe girişimi”yle ve terörle hiçbir ilgisi olmayan OHAL KHK’larıyla Anayasaya aykırı olarak  “parlamentonun yasama işlevinin kısıtlandığı” beliriliyor. 

Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi (AİHS) ve Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi (AİHM) karar- larına aykırı uygulamalara son verilmesi ve tutuklu gazeteci, insan hakları savunucusu, yazar ve akademisyenlerin serbest bırakılması çağrısında bulunuluyor.

Keza yargı bağımsızlığının güvence altında olmadığı, yargının işleyişinde “ciddî gerilemelerin gözlemlendiği ve yargı bağımsızlığının artık güvence altında olmadığı” not ediliyor. Anayasa Mahkemesi kararlarına alt mahkemelerin saygı duyması gereği belirtilerek, yargı üzerinde yürütmenin rol ve etkisinin azaltılması gerektiği kaydediliyor.

KHK’larla ihraç edilen kamu görevlilerinin itirazlarını değerlendirmek için Avrupa Konseyi’nin tavsiyesi üzerine kurulan OHAL İşlemleri İnceleme Komisyonu’nun AİHS ve AİHM içtihatları temelinde saydam biçimde ve yargı güvencesi altında çalıştırılması isteniyor. 

Özetle, AB mercileri, Türkiye’nin AB sürecinde sadece söylem ve temennilerle ve beylik laflarla kalmaması, demokratikleşme, temel hak ve hürriyetlerin, basın ve ifâde özgürlüğünün, bağımsız ve tarafsız yargının hayata geçirilmesinde netice alıcı adımları atıp geliştirmesinin gereği vurgulanıyor. 

Bunun yanı sıra OHAL uygulamasının Venedik Komisyonunun Avrupa standartlarıyla uyumlu olmadığı nazara veriliyor. Özellikle Türkiye’nin demokratik olmayan, önseçimin olmadığı, yüzde 10 seçim barajının olduğu darbe döneminden kalma “seçim sistemi”nin uluslar arası algısına ve demokratikleşmeye büyük zarar verdiği, Avrupa Güvenlik ve İşbirliği Teşkilatı’nın (AGİT) “seçim güvenliği”yle ilgili esaslarıyla seçim- lerin adil, dürüst, eşit olmasının demokrasi ve toplumun birlik ve bütünlüğü için önemli olduğu belirtiliyor. 

OHAL ACİLEN KALKMALI

Tutukluluk uygulamalarına son verilmesinden, 16 Nisan 2017 referandumunda “cumhurbaşkanlığı hükümet sistemi”ni getiren Anayasa değişikliklerinin Avrupa Konseyi kriterleri bağlamında gözden geçirilmesine, OHAL altında muhalefetin sesinin kısılarak apar topar altmış günde “baskın seçim”e gidilmesine kadar AB’den gelen itirazlar, Türkiye’de demokrasi ve özgürlükleri yaralayan, halkı kamplaştırıp kutuplaştırarak birlik ve bütünlüğünü bozan temel problemlere vurgu yapıyor. 

Bundandır ki, Ankara “AB ne karışır!” türü hiçbir işe yaramayan çıkışlarla, günübirlik siyasi hesaplarla Türkiye’yi yarım asrı aşkındır emek verdiği AB’den koparma komplolarına gelmemeli. “AB içindeki AB düşmanları”yla “içteki AB karşıtları”nın tuzağına düşmemeli. 

Bu bağlamda, Meclis’i devre dışı bıraktıran, temel hak ve özgürlüklerin kayıtlanmasında istimal edilen OHAL âcilen kalk- malı, öncelikle son “ittifak yasası”nda AB’nin de eleştirdiği, temsilde adâleti, eşit şartlarda âdil yarışı ve seçim güvenliğini tehlikeye sokan emrivakileri düzeltmeli; seçim ve siyasî partiler sistemini demokratikleştirmeli.

Ankara, “AB raporu”na ölçüsüz tepkiler vermek yerine, AB’ye taahhüt ettiği demokrasi ve hu- kuk reformlarında ilerlemeli.

Okunma Sayısı: 2860
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
    (*)

    Namaz Vakitleri

    • İmsak

    • Güneş

    • Öğle

    • İkindi

    • Akşam

    • Yatsı