"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

“Askerî yöntemler”le “çözüm” olmaz

Cevher İLHAN
13 Haziran 2016, Pazartesi
Hükûmetin Meclis’e gönderdiği tasarıdaki “yetkiler”le terörle mücadeleyi askere ihâlesi, halka karşı en çok propaganda ettiği “askerî vesâyetle mücadele” iddialarını toptan boşa çıkarıyor.

Tasarıyla demokratikleşme ve AB kriterlerinde geriye gidiliyor.

2010 yılında “darbeye zemin hazırladığı” gerekçesiyle kaldırılan Emniyet-Asayiş Yardımlaşma Protokolü’nün (EMASYA) “terörle mücadele” perdesinde yeniden hortlatılmasıyla asker validen izin almadan, birlik komutanının emri ile operasyon yapabilecek. Askerî personelin soruşturulmasını “izne” bağlanacak.

“Çözüm süreci”nin ıskartaya çıkarılmasının ardından terörle mücadelenin valilerden alınıp terörle mücadelenin “askerî yöntemler”e havalesi ile terör örgütünün eline sunulan kozlarla bölge halkı üzerindeki etkinliğine fırsat verilmesi. Hükümetin üç yıl sonra İller Kanunu’nu eski halinin de gerisine iterek, operasyon yetkisini askere vermesi…

“TOPYEKÛN KOPUŞ”A ZEMİN!

Vakıa şu ki, askerin mevzii olarak girdiği ilçe ve mahallelerde, yerle bir edilmiş binaların arasında komando marşı çalınarak, yıkıntılara bayrak asılarak “zafer” olarak sunulup kutlamalar yapılması, terör örgütünün ekmeğine yağ sürüyor.

Demokrasiyi katleden 12 Eylül darbe döneminde bölge halkının kötü muamele ve işkenceye tabi tutulması, teröristleri basma gerekçesiyle köy meydanında toplatılan köylülerin aşağılanması ve hakaretlere uğraması, halkı terör örgütünün yanına itip âdeta kucağına düşürmüştü.

Zaten terörist baskıların elinde bîzar olan insanların “örgüte destek” suçlamasıyla ithamı, PKK’ya yurt içi ve dışında on binlerce militan kazandırdı. Tetiklediği öfke ve infiâlle binlerce gencin ve çocuğun dağa çıkmasına sebebiyet verdirip terör örgütünün oltasına kaptırdı.

“Dışlayıcı tavır”, bölgeyi terör örgütünün oyununa getirdi. PKK’ye desteği arttırıp şiddeti yaygınlaştırdı.

Düşülen vartada, “çözüm süreci” paravanında devletin - hükûmetin terör örgütünü muhatap alıp müzâkereye oturması, “nefret söylemleri”yle kamplaşma ve kutuplaşmayı derinleştirip aynen 12 Eylül dönemi gibi terörün palazlanmasına ortam oluşturdu.

Ne var ki, son milletvekili dokunulmazlıklarının kaldırılmasının, bölge ağırlıklı oy alan Meclis’in üçüncü partisinin Meclis’ten dışlanmasında istimali ve “çözüm süreci”nin askere ihâlesi, “topyekûn psikolojik kopuş”a zemin hazırlıyor.

İmralı, Kandil ve Avrupa üçgeninde “müzâkereler” yürütülmesi terör örgütüne kuvvet vermişti…

TERÖRÜ DAHA DA ARTTIRIR…

Bu bakımdan, “çözüm süreci”nin çöktüğü ve PKK’nın palazlandığı kırılganlıkta siyasetin diskalifiyesinin, terörü daha da yaygınlaştırmasından endişe ediliyor.

Buna meydan vermemek için, terörle mücadele hukuk içinde kalınarak sürdürülürken, demokratik hak ve hürriyetlerin geliştirilmesine çalışılmalı.

Aksi halde, “kopuş” daha da hızlanır; tefrika zehrinin tesiriyle iftirak yaygınlaşıp şiddete bahaneler üretilir, terörü daha da arttırılır.

Genelkurmay eski Başkanı Başbuğ’un, salt “askerî yöntemler”le terörün önlenemediği, terör örgütünün daha da palazlandığı ve “çözüm”ün de olmadığı tesbiti bunun itirafı.

Okunma Sayısı: 1730
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
    (*)

    Namaz Vakitleri

    • İmsak

    • Güneş

    • Öğle

    • İkindi

    • Akşam

    • Yatsı