"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

“Bediüzzaman, büyük bir vatanperver fedâidir”

Cevher İLHAN
08 Mart 2018, Perşembe
BEDİÜZZAMAN’IN VATANPERVERLİĞİ -2

Bediüzzaman’ın Birinci Cihan Savaşına iştirakinden Kuvayı Millîye’ye desteğine kadar ehemmiyetli ve tesirli vatanî ve millî hizmetleri öncelikle devrin resmî belgeleriyle sabittir.

Öncelikle Birinci Dünya Savaşının patlak vermesi üzerine talebeleriyle Doğu Milis Teşkilâtı’nı kuran ve Gönüllü Alay Kumandanı olarak Pasinler ile Van-Bitlis cephesinde Ruslara ve Ermeni komitacılara karşı sayıları dört bini bulan ve “keçe külâhlılar” tâbir edilen talebe ve milisleriyle cansiperâne savaşması, Bediüzzaman’ın vatanperverliğinin en açık nişânesidir.

Bu kahramanlığı başta dönemin Ordu Kumandanı (Genelkurmay Başkanı) Enver Paşa ve diğer kumandanlar hayranlıkla takdir edilmiştir. Daha Mart 1916’da Ruslara esir düştüğü Bitlis’ten, akabinde götürüldüğü Van’dan Celfa, Tiflis, Kıloğrif, Petesburg (Leningrad) üzerinden Sibirya’daki Kosturma’ya sevk edilmek üzere diğer esirlerle bekletildiği Tiflis’te bulunduğu sırada, Bitlis Vali vekili Memduh Bey tarafından (9 Ağustos 1332) 22 Ağustos 1916’da “Bab ı Âli Dahiliye Nezâreti (İşçileri Bakanlığı) Şifre Kalemi”ne telgrafla gönderilen ve (10 Ağustos 1332) 23 Ağustos 1916’da “nezâret kalemi”ne ulaşan ve “Tiflis’te bulunan Bediüzzaman’a para gönderilmesi” istenmesi yazısı, vatan için mücadelesinin bir belgesidir.

Keza Bitlis Vali vekili Memduh Bey tarafından Dâhiliye Vekâletine 9 Ağustos 1332’de (22 Ağustos 1916) gönderilen ve Nezâretin şifre kalemine 10 Ağustos 1332 (23 Ağustos 1916) tarihiyle kayıtlı resmî yazıda, “Bitlis’in düşmesi sırasında gönüllü milisleri toplamak suretiyle hizmetleri sebkat eden (geçen) Bediüzzaman’ın esiren Tiflis’te bulunduğu” ifadesi, vatana hizmetlerinin bir diğer tesbitidir. (Başbakanlık Osmanlı Arşivleri, DH-KMS, 1334 Za-26, No: 41/ 3)

“GÖNÜLLÜ ALAY KUMANDANLIĞI VAZÎFESİYLE TAVZÎF”

Nitekim bu mücahede, Başbakanlık Osmanlı Arşivi neşriyatından “Arşiv Belgelerine Göre Kafkasya’da ve Anadolu’da Ermeni Mezâlimi” kitabının 86., 97. ve 98. sayfalarında Said Nursî’nin talebeleri ve emrindeki milislerle Ruslara ve Ermenilere karşı yaptığı cansiperâne mücadele şahitlerin ifâdesiyle de kayıtlıdır. (Bediüzzaman Said Nursî, Mufassal Tarihçe-i Hayat, Abdülkadir Badıllı, İstanbul- Nisan 1998, Cilt 1, shf. 394)

1 Eylül 1916 (28 Ağustos 1332) tarihli Dahiliye Nezâreti’nin cevabında “Hilâl i Ahmer (Kızılay) vasıtasıyla 60 liranın mumaileyh Bediüzzaman’a irsali”nin Nâzır Beyefendi (Talât Paşa) tarafından emr ü tensib buyurulduğu” yazısında olduğu gibi.

Bu muvâcehede, Dahiliye Nazırı Talât Bey’in Dahiliye Nezâreti Kalem i Mahsusu (özel kalemi) kanalıyla Hilâl i Ahmer’e gönderilen 59/3 sayılı ve (7 Eylül 1332) 20 Eylül 1916 tarihli tezkere ile Hilâl-i Ahmer Cemiyeti Reisi Besim Ömer Paşa’nın Tâlât Paşa’nın emirnâmesine üç gün sonra verdiği cevapta Bediüzzaman Said Nursî’nin vatan hizmetleri zikredilir. (Başbakanlık Osmanlı Arşivleri’nde “DH KMS,1334 Za 26,No:41/ 36; a.g.e., shf. 408-410)

Yine “Bediüzzaman’ın Bitlis’te Gönüllü Alay Kumandanlığı vazîfesiyle tavzîf olunduğu ve Muş’un sükûtunda (düşmesinde) orada kalan on iki topu kurtararak Bitlis Muhârebesine iştirâk ile orada mecrûhen (yaralı olarak) esîr düştüğü” hususunun, Harbiye Nezâreti Tahrirat Dairesi Kalemi tarafından Musul Valisi Memduh Beyefendi’ye şifre ile “mahrem ve müsta’cel (gizli ve âcil)” tahkik yazısında vatana ve millete hizmetleri teyid edilir. (Muamelât: 5593, 21 Temmuz sene [13]34)

“RUS KAZAKLARINA KARŞI KOYAN KAHRAMAN HOCA”

Ayrıca, Sicill-i Nüfus İdâre-i Umûmiyesi Tahrîrât Kalemi tarafından, “Dârü’l-Hikmeti’l-İslâmiyye Azâsından Molla Said Beyefendi Hazretlerine etnografik harita tanzîmi içün Bitlis vilâyetinin bazı aksâmı (kısımları) hakkında ma’lûmât ve mu’âvenet-i aliyyesinden (yüksek yardımlarından) istifâde olunmak üzre Cağaloğlu’ndaki dâireye teşrifleri ricâ olunur” resmî yazısı da bir diğer belgedir. (30 Kânûn-ı Evvel 334 -30 Aralık 1918-)

İlâveten, kahramanca çetin muharebeler sonucu düştüğü esâretten firar edip Petesburg’a uğrayarak Varşova ve Viyana üzerinden trenle Sofya yoluyla İstanbul’a gelen Said Nursî’nin “esâretten avdetini (dönüşünü)”, “âhiren şehrimize muvasalat eylemiştir (ulaşmıştır)” haberiyle duyuran devrin İstanbul gazetelerinin kendisi hakkındaki “talebeleriyle beraber Kafkas cephesinde muharebeye iştirak eylemiş ve Ruslara esir düşmüş” ifadesi de. (Tanin, 8.7 1918)

Ve Kasım 1918’de İstanbul’a döndüğünde büyük bir ilgiyle karşılanıp, Harbiye Nâzırı Enver Paşa’nın takdirâtıyla Kafkas Cephesindeki kahramanlıklarından dolayı Harbiye Nezâretine (Genelkurmay’a) dâvet edilerek hal hatır sorulup, karargâhtaki subaylara “Şarkta Rus Kazaklarına karşı koyan Kahraman Hoca” diye takdim edilerek yine bizzat Enver paşa tarafından “harp madalyası” takılması, Bediüzzaman’ın vatanperverliğinin bir başka tescilidir. (Sâdık Albayrak, Daru’l Hikmetü’l-İslâmiye, 186)

Okunma Sayısı: 3079
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
    (*)

    Namaz Vakitleri

    • İmsak

    • Güneş

    • Öğle

    • İkindi

    • Akşam

    • Yatsı