"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

“Beka sorunu”nun istismarı

Cevher İLHAN
16 Şubat 2019, Cumartesi
Kamuoyu araştırmaları ve anketlere göre, 31 Mart secimlerine doğru iktidar partisinin oylarının düştüğü telaş ve paniğiyle her fırsatta “cumhur ittifakı”nı milli ve yerli olarak lanse eden iktidar, siyasi rakiplerini “hıyânet”le itham ederek manipülasyonlara devam ediyor.

Türkiye’nin önündeki devâsa ağır sorunları “teğet geçip” unutturmak hesâbına, halk bloklara ayrıştırılıyor. Partisinin yerel seçim mitinglerinde terörle mücadelenin devam ettiğini söyleyip, “Ne diyorlar? ‘Domates, patlıcan, biber’; düşünün, bir merminin fiyatı nedir?” diye sorma garabeti sergileniyor.

“Beka”, “yerlilik” - “millîlik” kelimeleri o denli fütursuzca istimal ve istismar ediliyor ki itibarsız hale getirilerek, mahalli seçimlerde halk, “beka mı, ekonomi mi” tercihleriyle karşı karşıya bırakılıyor.

Gerçekten hangisi “beka sorunu”? Bugünkü değeri 20 milyar doları bulan tank-palet fabrikasının 25 yıllığına bir “özelleştirme yöntemi” olan “işletme devri” mi; şeker fabrikalarının satılması mı; yoksa bir partiye oy vermiş vatandaşların bu seçimde başka partilere oy vermesi mi?

İSNAD VE İFTİRALARLA…

Vakıa şu ki Bediüzzaman’ın tesbitiyle, milleti inhiraf uçurumuna iten, “yalan ve ifratperverâne keşmekeş” yanıltmalarla siyaset ve sosyal hayat zehirleniyor. Müzevirlik ve koğuculukla gerçekler tersyüz edilip toplumdaki kutuplaşma daha da derinleştiriliyor. (Eski Said Dönemi Eserleri, 187-8)

Çarpıtmalar o denli ki, siyasi iktidara yakın kalemşorlar bile “Beka’ konusu bir ‘sorun’ olarak da algılanamaz; (…) dini kavramları dünyevi işlerimizde kullanırken ihtiyad etmeliyiz. Çünkü kavramları yıpratıyoruz” diye uyarıyor. (Abdurrahman Dilipak, Yeni Akit, 11.2.19)

Özetle, Bediüzzaman’ın “fâsık siyasetdaşını, şeytanı ‘melek’, meleği ‘şeytan’ gösterip adavet eden” tarafgir “menfi siyaset”in “çirkin yüzü” bir defa daha sırıtıyor. (Sünûhat, 68)

Gerçek şu ki Türkiye, tarihî boyunca hep emperyal ecnebilerin hedefinde oldu. Küresel güçlerin işgallerine, ifsad şebekelerinin ifsadlarıyla dış tehditlere mâruz kaldı. Ancak on yedi yıllık iktidarında, akıbetsiz saplantılı politikalarla Türkiye’nin yanıbaşında Irak’tan sonra Suriye’nin de yarım milyondan fazla insanın katledildiği iç savaşın ardından etnik ve mezhebi iftiraklarla bölünüp parçalanmasına seyirci kalınırken, seçimlerde “iktidar cephesi”nin “ittifakı”na karşı muhalefet partilerinin bazı mahallerde işbirliği yapması “beka sorunu” olarak saptırılıyor.

Seçimlere katılmış bir parti olarak Meclis’te temsil edilen, Meclis başkanvekili seçilen bir partiye oy vermiş vatandaş sırf “millet ittifakı” adaylarına oy verme ihtimaliyle toptan krimanilize edilipyor. 

“BEKA SORUNU” VARSA…

Cumhurbaşkanı, “Gittiler, terör örgütlerinin siyasi uzantıları ile masaya oturdular!” diyor; ancak AKP iktidarında “çözüm süreci”nde sözü edilen “terör örgütü uzantıları” ile iktidarın yürüttüğü müzâkere masasına oturup işbirliğine gitmesi âdeta unutturuluyor. Bizzat Cumhurbaşkanı’nın ikrarıyla güvenlik birimlerinin yüzlerce operasyonuna izin verilmemesi nazarlardan kaçırılıyor.

AKP iktidarında sözkonusu partiyle Başbakan Yardımcısı ve iktidar partisi temsilcilerinin “PKK’nın uzantısı” dedikleri partiyle müzâkerelerin yürütmesi, devlet ve istihbarat görevlilerine en üst düzeyde defalarca “Sayın Öcalan” dedikleri İmralı’daki terörist başı ile Kandil arasında “mektupçuluk” yapılması unutturuluyor.

Bediüzzaman’ın “şimdiki siyaset-i hâzırada particilik taraftarlığıyla, gayet dehşetli bir kin ve adâveti damarlara dokundurup kin ve garaza ve mukabele-i bilmisile mecbur ediliyor. Bu ise, hayat-ı içtimâiyeyi tamamen zîr ü zeber (alt üst) eden bir zehirdir” diye ikaz ettiği birlik tahrip ediliyor. (Emirdağ Lâhikası, 393)

Halbuki eğer ülkenin “beka sorunu” varsa, başta siyasi iktidarın muhalefet partilerine oy veren vatandaşları “teröre destek”le itham eden, “hâinlik”le yaftalayan isnadlara son vermesi, “beka sorunu” tehlikesine karşı bütün vatandaşları kucaklaması gerekir. 

Okunma Sayısı: 2826
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
    (*)

    Namaz Vakitleri

    • İmsak

    • Güneş

    • Öğle

    • İkindi

    • Akşam

    • Yatsı