"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

Belediyeleri “çalıştırmama” emrivakileri…

Cevher İLHAN
02 Ağustos 2019, Cuma
Türkiye’nin gündemi seçim tartışmalarından tekrar ekonomik kriz, “Suriye - Suriyeliler meselesi” ile yeni partiler ve siyasetteki gelişmelere kayarken, siyasi iktidarın kaybettiği belediyeleri engelleme, belediye başkanlarının yetkilerini kısma oldubittileri devam ediyor.

Bilindiği gibi 31 Mart ve 23 Haziran seçimleri öncesinde “millet ittifakı”nın başta Ankara ve İstanbul olmak üzere başkan adayları “belediye şirketlerinin şeffaf yönetilmesi ve denetlemesi”ne ilişkin “ihâlelerin artık şirketler üzerinden değil doğrudan belediyeler üzerinden yapılacağını deklâre ettiler; ve kazanır kazanmaz ilk iş olarak bu teklifi belediye meclislerine sundular.

Buna karşı, belediye meclislerindeki iktidar partisi grupları garip bir biçimde tepki gösterip teklife karşı çıktılar. Başta İstanbul ve büyükşehir belediye hizmetleri ve bütçesinin yüzde 70-75’ini bulan, ancak milletin seçtiği ve halka hesâp verecek belediye başkanlarının kontrolünün dışında iktidara yakın isimlerden oluşturulan sözkonusu belediye şirketleri yönetimlerinin görevlerine devamı için Meclis’i tıkamaktan seçilmiş başkanların yetkilerini gasba kadar bir dizi dayatmaya başvuruldu.

KAMU KAYNAKLARINI PERVÂSIZCA SUİSTİMALi…

Bu maksatla daha Aralık 2018’de iktidar partisinin Meclis’e dayattığı “torba yasa”da yerel yönetimler için ayrılan ödeneklerin nüfus, yerleşim biriminin gelişmişlik endeksindeki yeri, belediyenin yüzölçümü, konut ve işyeri sayısı gibi kıstaslarla belediyelere gönderilmesine hükmeden “bütçe yasası”nın, ‘‘Belediyelerin ihtiyaç duyduğu yatırım nitelikli projelerin gerçekleştirilmesi amacıyla Strateji ve Bütçe Başkanlığı bütçesine konulan belediyelere yardım ödeneğini, belediyelerin talebi üzerine kullandırmaya cumhurbaşkanı yetkilidir” ibâresiyle, “belediyelere gönderilecek ödeneklerin de cumhurbaşkanınca belirlenmesi” girişiminde bulunuldu.

Hukukçuların tesbitiyle, 5393 sayılı Belediye Kanunu’nun 37. maddesindeki, “Belediye başkanı, belediye idâresinin başı ve belediye tüzel kişiliğinin temsilcisidir’ amir hükmüyle “belediye şirketlerindeki pay sahibinin, belediye tüzel kişiliği olduğu, kanunun öngördüğü şekilde belediye şirketlerinin genel kurullarında, belediye tüzel kişiliğini belediye başkanlarının temsil ettiği, belediye tüzel kişiliğinin temsilcisinin de belediye başkanı olduğu” gerçeği göz göre göre çiğnendi.

Aslında belediye seçimlerini kaybetme ihtimaline karşı Cumhurbaşkanının bütçenin vergi gelirlerinden, dilediği partinin belediyesine dilediği kadar tek başına para aktarması teşebbüsü, “muhalefete ait belediyeleri çalıştırmama” zihniyetini ortaya koyuyordu.

Ardından Türkiye’nin imza attığı mahalli yönetimlere dair “Avrupa özerklik şartı”na göre, seçilen belediye başkanlarının yetkilerini temsil ettikleri nüfus yararına kullanılmasına tırpan getiren bu dayatmaya yenileri eklendi. Siyasi iktidarın cumhurbaşkanın tek başına çıkardığı kararnâmelerle istediği belediyelere fazladan kaynak aktarabilme ve istediği kaynakları kesme adâletsizliği ve “partizanca” uygulamalarla kamu kaynaklarının pervâsızca suiistimaline “yasal kılıf” uyduruldu.

“MENFAAT ÜZERİNE DÖNEN SİYASET”LE…

Bilhassa 23 Haziran İstanbul seçimlerinin 806 bin oy farkıyla “millet ittifakı”nca tekrar kazanılması üzerine, Ticaret Bakanlığı’nın kanuna aykırı olarak yayınladığı, “genelge”yle belediye başkanlarının bazı yetkilerinin belediye meclisine devrine gidildi.

“Belediye veya bağlı kuruluşların sahip veya ortağı oldukları belediye şirketlerinin genel kurulunda belediye veya bağlı kuruluşu temsil edecek kişilerin belediye meclisi kararıyla belirlenmesi” emrivakisiyle on yedi yıldır AKP’li başkanların istimal ettiği yetkilerin yeni seçilmiş başkanlardan alınmasına tevessül edildi.

Özellikle metro ihâlelerinin Ulaştırma Bakanlığına devriyle en son belediyelerin yapım işlerini devrettiği, ücreti, iş tamamlandıktan sonra maliyet bedelleri üzerinden Hazine ve Maliye Bakanlığı’na ödenen metro ve şehir içi raylı ulaşımda geri ödemenin usul ve esasları değiştirildi.

Konunun uzmanları, bu durumun belediye gelirlerinin büyük bölümü genel bütçe vergi gelirleri olan belediyelerden hükümetin aldığı ücrette ciddi oranda artışa sebebiyet vereceğini ve belediyeleri çalıştıramaz hale getireceğini belirtiyorlar. Bundandır ki, metronun ve raylı ulaşımın bir kamu hizmeti olduğuna dikkat çekilerek, “Bunun savunulabilecek bir yanının olmadığı ve sürdürülmesinin imkânsız olduğu bildirilerek” düzenlemenin geri çekilmesi isteniyor.

Kısacası, hiçbir hukukî ve kanunî dayanağı olmadan, kararnâmelerle, genelgelerle belediye başkanlarının ellerinin - kollarının bağlanıp çalıştırılmamasına yelteniliyor.

Ve bu vartalı vaziyet, “menfaat üzerine dönen siyaset”in, siyasi rant uğruna demokrasiyi ve millet irâdesini hiçe sayan son bir çırpınışı olarak siyasi tarihin kayıtlarına geçiyor.

Okunma Sayısı: 1463
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
    (*)

    Namaz Vakitleri

    • İmsak

    • Güneş

    • Öğle

    • İkindi

    • Akşam

    • Yatsı