"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

Bilim Kurulu bilinmezliği

Cevher İLHAN
09 Mayıs 2020, Cumartesi

TESBİT

Koronavirüs sürecinin bir diğer tartışması da Bilim Kurulu’nun bilinmezliklerine dair.  

Aslında bütün dünyada olduğu gibi Türkiye’de daha önceki salgın hastalıklar sırasında benzer kurullar kurulurken, Covid 19 salgınında oluşturulan Bilim Kurulu’nu tartışma konusu yapan siyasetin müdahalesiyle siyasi iktidarın güdümüne sokulması. 

Oysa demokratik ülkelerdeki bilim kurulları ilmi çalışmalarında tamamen özgürler. Katılımcı, şeffaf ve demokratik bir yönetime sahip olan sözkonusu kurulların çalışmalarına ve aldıkları kararlara siyaset müdahale edemez. Kararları, siyasi etki ve kaygılardan uzak olarak kurul sözcülerince kamuoyuna açıklanır ve hükûmetlerce gereği yapılır. 

Ne var ki Türkiye’de bazı mesleki kurumların dışlandığı Kurulun bir nevi “danışma kurulu” olmanın ötesinde geçmediği bildiriliyor. Ve bir yandan siyasi iktidar mensuplarınca Bilim Kurulu üzerinden “başarı” propagandası yapılırken, diğer yandan Kurul’un aldığı kararların siyasi sâiklerle budanarak ketmedildiği bazı Kurul üyelerince de ikrar ediliyor.

Sağlık Bakanı’nın basın toplantılarında Bilim Kurulu’nun önerilerine dair sorulara “Cumhurbaşkanı’nca açıklanacak” demesi, Kurul’da varılan “tedbirler”in siyasilerce çöken ekonomiden turizme bir dizi endişelerle kayıtlandığı ayyuka çıkan çelişkilerle su yüzüne çıkıyor. 

Vatandaşların sahilde bile gezmeleri hâlâ yasakken maçların başlatılmasıyla ve AVM’lerin açılmasıyla açığa çıkan tenâkuza karşı bazı üyelerin, “Keşke bu kararlar alınmasaydı” diye temennilerinin basına yansıması bunun göstergesi.

Keza “Bence erken karar alındı, keşke daha geç alınsaydı” yakınmaları, kara düzen giden “kapalı devre”de Bilim Kurulu’nun önerilerine kulak asılmadığının tezâhürü oluyor. 

Vakıa şu ki Bilim Kurulu kararlarının tatbik edilip edilmediği denetlenemiyor. Bundandır ki, Cumhurbaşkanı’nın açıklamalarından sonra Sağlık Bakanı -Haziran’da- maçların başlatılması “Türkiye Futbol Federasyonu’nun sorumluluğunda” diyor; AVM’ler için “Biz kapatmadık ki açalım” diye konuşuyor; “normalleşme” söylentilerini tashih ediyor, “Hiçbir şey bitmiş değil, hatta yeni başlıyor, tedbirleri elden bırakmayın. Bugüne kadar her ne kadar ‘normale dönüş’ ifadesi yer yer kullanılsa da esasında normale dönmüyoruz…” diye yeni salgın dalgalarına karşı uyarıyor. 

Bir diğer garabetli vahamet de, Dünya Sağlık Örgütü’nün belirlediği kodlarla vaka ve ölüm sayılarının tesbit edilmediği ve siyasi maksatlarla “eksik gösterildiği” iddialarına doğru dürüst bir açıklama getirilmezken, yine bazı Kurul üyelerinin ifadesiyle önlemleri almada fevkalâde önemli temel verilerin, bilgilerin Bilim Kurulu’nca da bilinmemesi.

Özetle Bilim Kurulu muamması hâlâ devam ediyor…

AKP’den önce “ambulans da yokmuş”!

GARABET

Bilindiği gibi, seçim kampanyalarında ve en son 31 Mart ve iptalle İstanbul’da tekrarlanan 23 Haziran mahalli seçimler öncesinde Cumhurbaşkanı, çoğu 1990’larda hizmete sokulan havaalanları ve üniversiteler için “ben açtım” demiş ve bu ifadelere verilen yoğun cevaplarla bu iddianın tamamen politik bir söylem olduğu ortaya çıkmıştı. 

Zira mesela “biz yaptık” dediği İzmir Adnan Menderes Havalimanı 1987’de, “biz getirdik” iddiasında bulunduğu Isparta Süleyman Demirel Üniversitesi’nin kuruluş tarihi 27 Mayıs 1992’de, yine “biz yaptık” diye ileri sürdüğü Adıyaman Havaalanı 1 Haziran 1998’de açılıp hizmete sokulmuştu. 

Yine daha önce katıldığı bir programda “Buzdolabı ve fırın var mıydı?!” diye sorarak “buzdolabının da AKP iktidarında Türkiye’ye geldiği” iddiasında bulunmuş (gazeteler, 6.6.18); oysa buzdolabı AKP iktidarından çok önce Türkiye’de yoğunlukla kullanılmış ve “lüks eşya” olmaktan çıkmıştı. 

Kısacası, “biz açtık, biz yaptık” denilen hizmetlerin AKP iktidarından yıllar önce açıldığı resmi belgelerde.

Son süreçte AKP’den yıllar, on yıllar getirilen hizmetlere şimdi de ambulans girdi. Katıldığı bir programda Cumhurbaşkanı bu kez “İktidara geldiğimizde doğru düzgün ambulans bile yoktu” sözü tartışma konusu olup tepkilere yol açtı. (gazeteler, 20.4.20) O denli ki “iktidarın destekçisi” MHP’li Sağlık eski Bakanı’ndan AKP iktidarından önce dönemlerinde açılan “ambulans alımı ihâleleri”ne dair açıklamalar geldi. 

Ve bütün bunlar, siyasetin bilerek yanıltıcı ve yanlış çarpıtmalardan terekküp eden mugâlatalarla, gerçekleri çarpıtma ve doğruların üzerini örten cerbezeleri olarak kayıtlara geçti. 

Okunma Sayısı: 2154
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
  • Tayfun

    9.5.2020 09:58:53

    Yazı güzel de bir de sürekli Arapça yerine Türkçe kelime kullansaymışsınız iyi olurmuş...

(*)

Namaz Vakitleri

  • İmsak

  • Güneş

  • Öğle

  • İkindi

  • Akşam

  • Yatsı