"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

Bin yıl yaşa Yeni Asya...

Cevher İLHAN
24 Şubat 2019, Pazar
Bediüzzaman’ın “demokrasinin zembereği” diye nitelendirdiği efkâr-ı ammenin (kamuoyunun) “tehditlerle, korkularla, hîlelerle başka bir mecrâya çevrilmesi”ne ve milletin sathî ve geçici de olsa “muhâkeme-i aklîyesi”nin kapatılıp yanlışlara sürüklenmesine karşı, “matbuat lisânı”yla efkâr-ı ammenin tenviri” fikri Yeni Asya ile tecelli eder.

Zira Yeni Asya, toplumdaki ifsadın önüne geçilmesi, “feverân eden efkâr-ı umumiye ile zihnî aldatmaların, mugâlâtaların (demagojilerin) dağılması ve hakikatin meydana çıkması” için yine “matbûat lisânı”yla, basın/medya aracılığıyla milletin bilgilendirilmesi, “vatan, millet ve İslâmiyeti” alâkadar eden meselelerde, sosyal hayata ve siyasete dair değerlendirmelerde fikirleri aydınlatılıp istikametlendirilmesi vazifesini bihhakkın yaptı. (Eski Said Dönemi Eserleri, 187-8)

El Hak; yarım asırlık neşriyat hizmetinde Yeni Asya, Bediüzzaman’ın dikkat çektiği millet ve memleket meselelerine dair, “dellâlül-mehâsinü ve ve’l-meâyib (toplumdaki, icraattaki ayıpları ve güzellikleri ilân etmesi)”, “hatibü’l umumî (umum adına hitap eden), mürebbiyyül’l efkâr (fikirleri terbiye etmesi gereken) matbûatın mühim vazifeleri”ni hakkıyla deruhte etti.

Bediüzzaman’ın tâbiriyle “on para kazanmak için”, hiçbir baskıya boyun eğmedi, maddî ve mânevî menfaatleri elinin tersiyle itti. “İstikrar çizgisi”nden asla tâviz vermedi.

MİLLET ADINA TEFTİŞ VE İKAZ VAZİFESİ

Yeni Asya, daha Osmanlı döneminde “Misbah”tan Şûrây-ı Ümmet”e, “Volkan”dan “Serbestî”ye, “İkdam”dan “Mîzân”a, “Rehber-i Vatan”dan “Şark ve Kürdistan”a, “Sebîlürreşâd”dan “Açıksöz”e devrin ondan fazla gazetesine 23 başlık altında 43 makale yazan, milletin meselelerini büyük bir vukûfiyetle kaleme alan ve -13 Mayıs 1325 (26 Mayıs 1919) tarihli Meclis-î Mebusan Zabıt Ceridesinin 706. sayfasında yer alan Biga Mebusu Ârif İsmet Bey’in beyânıyla- “pek mâlûm, pek nâmdar ve şedîdülmeâl (güçlü ifâdeli, kuvvetli fikirli) neşriyat”ta bulunan Bediüzzaman’ın yolunda olduğunu ortaya koydu.

Yeni dönemde de “Ehl-i Sünnet”, “Büyük Doğu”, “Sebilürreşad”, “Büyük Cihad” gibi gazete ve mecmualarda Risâle-i Nur ve Nur Talebelerinin haklı dâvâsı ile ilgili müdafaaların ve beraat kararlarının neşrine çalışan, Risâle-i Nur’la ilgili haberlerin çıktığı gazeteleri aldırıp sözkonusu hizmet ve haberleri okutturan Bediüzzaman’ı tâkip ettiğini gösterdi. 

Her vesileyle dönemin idârecilerine mektuplar yazıp ikazda bulunan, “efkâr-ı ammenin mürebbisi (terbiyecisi)” olan gazeteler vasıtasıyla hem millete hem de “baştakilere” gerçekleri bildirmek için bütün vasıtaları kullanan Bediüzzaman’ın “Gazetelerde neşrettiğim umum makalâtımdaki umum hakâikta (hakikatlerde) nihayet derecede musırım (ısrarlıyım)” iddiasıyla, yanlış yayınlara karşı, “Ben de gazetelerde, onları reddeden makaleler neşrettim” tavzihiyle, istikamet, doğrularda sebat ve milleti yanıltan yanlışlara karşı teyakkuz dersinin gereğini sadâkatle yerine getirdi. (Divân-ı Harb-i Örfî, 50-51)

Yine Bediüzzaman’ın, basının hiçbir ayırım gözetmeden tepeden inmeci keyfîliklere karşı topyekûn durulması, sinsî taktiklerle, şeytanî saptırmalarla, yalan yaygaralarla yaydırılan fitne ve tefrikalara karşı tâvizsiz istikamet ve asil dirençle mukabele edilmesi dâvetine bihakkın icâbet etti. Her darbe ve ara dönemin ardından dayatılan, demokrasiyi, hak ve hürriyetleri katleden cebrî emr-i vakilere mukabil milletin hakkını ve hukukunu koruma şuuruna çağrına “Lebbeyk!” dedi. “Asya’nın bahtını, İslâmiyetin talihini açacak meşrûtiyet (demokrasi) ve hürriyet” dâvâsından vazgeçmedi.

Umum medyanın ve hatta bir kısım muhfazakâr basının düştüğü, “ahlâk-ı İslâmiyeyi esasıyla sarsan istihzaat (yaktığı fitne ateşini eşeleyerek alevlendirmek) ve terzilat (rezâletle rezil etme, itibarını düşürme)” vartasına düşmedi. Basının/medyanın temel ve en başta gelen görevlerinden biri, millet hâkimiyetinin gereği olarak “teftiş (denetim)” görevini yerine getirdi.

Zihinleri kargaşadan kurtarıp doğruları gösterdi. “Hakkın hatırını her hatırdan üstün tuttu.” Milleti yanıltan yanlışlara karşı teyakkuza sevk etti. Millet adına denetim ve ikaz vazifesini gördü.

KOLU KANADI KIRILDI, AMA…

Ortalığı karıştıran, gerçekleri çarpıtan, toplumun sosyal dengesini ve âhengini bozup milleti istikametten ayırarak inhiraf uçurumuna iten, “mücriflik”le fikirleri müşevveş eden, “şemâtetle” kötülükleri telkin edici “garâzkârane münâkaşatı (tartışmaları)” tahrik eden, “yalan ve ifratperverâne keşmekeş” doğuran karmakarışık ve karıştırıcı ifsadatlara karşı “istikrar çizgisi”nde, sebatla, metânetle asla tâviz vermedi, baskılara karşı yılmadı.

Zübeyir Ağabey’in “Kardeşim, bir gazeteye ihtiyacımız var cemaat olarak. Bizim kardeşlerimiz başka gazeteleri alıyor, okuyorlar; kafaları karışıyor. Dolayısıyla kendimizi savunacak, Risale-i Nur hakikatlerini neşredecek, düşünce birliğini temin edecek bir gazeteye ihtiyacımız var” ifâdesindeki mânâyı hakkıyla ifâ etti.

50 yıllık yayın hayatında, “hedef-i maksadı” hep olan “milletin ittihadı”, birlik ve bütünlüğü oldu. Cerbeze ile yapılan “mugalâtalar”la “inhilâl-ı anâsıra” milletin dağılmasına ve millî birliğin bozulmasına asla müsaade etmedi. (Emirdağ Lâhikası, 404-5)

Hülâsa, 21 Şubat 1970’te doğan Yeni Asya, 50 yıllık mücadelesinde çeşitli engellere, sadmelere mâruz kaldı; darbelerle, yasaklarla karşı karşıya bırakıldı; demokrasiyi katleden 12 Eylül darbesi döneminde 470 gün kapatıldı; 28 Şubat “postmodern darbe” sürecinde başta imtiyaz sahibi Mehmet Kutlular olmak üzere onlarca dâvâ açılan yazarları yargılandı. Bir ara “Yeni Nesil”, “Tasvir” ve “Hür Yurt” adıyla çıktı. Kolu kanadı kırıldı, ama hizmet azminden bir şey kaybetmedi.

Ve el-hak Yeni Asya “matbuat âlemi”ndeki yarım asırlık neşriyatıyla temel düsturlara sadâkatle vazifesini bihakkın yerine getirdi. Basında Bediüzzaman’ın, çağın Kur’ân tefsiri Nur Risalelerinin bayraktarlığını yaptı. Fikirlerin kılavuzu ve yol göstericisi işlevini yerine getirdi; tam bir “bedraka-i efkâr” oldu.

Bin yıl yaşa Yeni Asya…

Okunma Sayısı: 2198
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
    (*)

    Namaz Vakitleri

    • İmsak

    • Güneş

    • Öğle

    • İkindi

    • Akşam

    • Yatsı