"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

“Çağrı’nın” soru işaretleri

Cevher İLHAN
05 Mart 2015, Perşembe
KCK’nın “Sorun, bizim Türk devletin karşı silâh bırakıp bırakmamamız değil; sorun böyle bir direnişi ortaya çıkaran koşulların ortadan kaldırılmasıdır” diyerek, “PKK kongresini yapıp silâh bırakma kararı alacak, silâh bırakacak yaklaşımı demagojidir” çıkışı, soru işâretlerini çoğaltıyor.

Dolmabahçe Sarayı’nda açıklanan Öcalan’ın “silâhlı mücadeleyi bırakma konusunda bir karar vermek üzere PKK’yı bahar aylarında olağanüstü toplanmaya” çağrısı çeşitli yönleriyle tartışılıyor. 

Güvensizlik, “KCK-HDP cephesi” ile “iktidar cenâhı”nın karşılıklı suçlamalarıyla açığa çıkıyor. “Çağrı”nın ardından HDP Eşbaşkanı’nın, sonucu hükûmetin adım atmasına bağlayıp, “çözüm politikası”nın “barış için zerre kadar umut vermediği”ni söylemesi, daha baştan kırılganlığa yol açıyor. “Çağrı”nın mürekkebi kurumadan Erdoğan’la Demirtaş arasında başlayan “iki maymun”-“üç maymun” atışmaları bunun ilk sinyali.

Erdoğan’ın “Çağrılar güzeldir, uygulama seçim öncesinde araziye ne kadar yansıyacak? Bundan önce Mart seçimlerinde maalesef yansımadı, cumhurbaşkanlığı seçiminde yansımadı. Temennim odur ki açıklamaların arkasında durulur. Her şey eninde sonunda silâhların bırakılmasına dayalıdır. Burada iki maymun oynanıyor. Bunların oturmuş bir ilkesi yok” çıkışıyla tetiklenen karşılıklı salvolar sürüyor.

Buna mukabil, PKK’nın paralel devlet-sivil yapılanması KCK Yürütme Konseyi’nin,“Silâh bırakmak için hükümetin uygulamalarına bakarız. Adım atmamaya hiçbir gerekçe kalmadı. Samimiyet ve uygulama sırası AKP ’ye gelmiştir” deyip iktidarı “ciddiyetsizlik”le suçladı.

SİLÂHI DEĞİL, “SİLÂHLI MÜCADELE”Yİ BIRAKMAK…

Bilindiği gibi, 2013 Nevruz’unda da Diyarbakır meydanında yine S. Önder’in okuduğu “Öcalan’ın mektubu”nda “Artık silâhlar sussun, siyasetler konuşsun” çağrısı yapılmıştı. O zaman da medyada “İmralı Nevruz’da PKK’ya tâlimat verdi; ‘silâhları susturun, sınır dışına çıkın”, “Silâh sustu, barış zamanı”, “Silâh devri bitti”, “Silâhlara veda” ve “PKK çekiliyor” manşetleri atılmıştı. 

Ne var ki, geçen sürede bizzat dönemin Başbakanı ve hükûmet sözcüsünün ikrarıyla terör örgütü silâh bırakmadı, yaşlı ve hastaların dışında militanlar sınır dışına çekilmedi. Kurulacak “özerk devlet”in “öz savunması”nda polis-asker olmak hevesiyle örgüte katılımlar kat kat arttı. Binlerce yeni katılımla ülkedeki militan sayısı on bini aştı. Dağ ve şehir kadrosu güçlendi. 

KCK cenahında son “çağrı”nın, “Önder Apo’nun Türk devletine ve AKP’ye sunduğu büyük bir fırsat ve yeni bir şans” olarak nitelendirilip “hükûmetin taahhütlerini yerine getirmesinin beklendiği”nin vurgulanması, yeni kritik aşamada istifhamları arttırıyor.

“Ortak açıklama” heyetindeki HDP Grup Başkanvekili’nin, açıklamadan bir gün sonra, “Bu niyet beyânıdır; Öcalan, kongre çağrısını asıl müzâkere için mutâbakata varılan 10 maddelik ‘yeni yol haritası’nda anlaşma sağlandıktan sonra yapacak. İzleme kurulunun ilk toplantısında müzâkere tarihi belirlenecek ve 10 madde tartışmaya açılacak” sözlerine karşı, evvelki “çağrılar”a uyulmadığını, PKK’nın sınır dışına çekilmediğini hatırlatan Başbakan’ın, “Bir ön şart yok. ‘10 madde konuşulacak, sonra silâh bırakma görüşülecek’ bir provokasyondur. Bu açık bir silâhları bırakma çağrısıdır. Yoksa ‘çözüm süreci’nde atılan bu adımın içeriği boşaltılmış olur” cevabı, vakıayı ortaya koyuyor…

“PKK SİLÂH BIRAKACAK’ DEMAGOJİDİR!” 

Bu açıdan, günlerdir “PKK silâh bırakacak” algı operasyonuyla kamuoyu hazırlanıp büyük beklentilere sokulurken, birbirini nakzeden karşılıklı ithamlar arenasında, tıpkı iki yıl önceki Nevruz’da PKK’ya yapılan ve hükûmetin her fırsatta bir arpa boyu mesâfe alınmadığından yakındığı “silâh bırakma ve sınırdışına çekilme” çağrısının da akamete uğramasından kaygı duyuluyor.   

KCK’nın “Sorun, bizim Türk devletin karşı silâh bırakıp bırakmamamız değil; sorun böyle bir direnişi ortaya çıkaran koşulların ortadan kaldırılmasıdır” diyerek, “PKK kongresini yapıp silâh bırakma kararı alacak, silâh bırakacak yaklaşımı demagojidir” çıkışı, soru işâretlerini çoğaltıyor.

Ve bu “çağrı”nın da neticesiz kalacağından, alây-ı vâlâyla ilân edilen “süreçler”in akamete uğraması sonrası PKK’nın yeniden savaş ilânıyla terörü azdırıp tahriklerle mevcut “çatışmazlığın” da tehlikeye girmesinden endişe ediliyor.

Yapılan açıklamalar, siyasî iktidarın yine seçim öncesi yoğun beklenti oluşturarak siyasî rant devşirme taktiğiyle bir oyalama manevrası ve algı operasyonu olmasın!

Okunma Sayısı: 2670
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
    (*)

    Namaz Vakitleri

    • İmsak

    • Güneş

    • Öğle

    • İkindi

    • Akşam

    • Yatsı