Son dönemde iktidar cânibinde daha da açığa çıkan ve 10 Kasım’a doğru tırmanan “Atatürkçülük meyli”, Cumhurbaşkanı’nın 2019 seçimlerinde yüzde bir de olsa “Atatürkçü oylar”ın devşirilmesi ve “Atatürkçülüğü de kimseye bırakmama” politik hamlesiyle teviline çalışılsa da işin içyüzünün daha da derinlere dayandığı her haliyle ortada.
Cumhurbaşkanı’nın, “Milletimizin M. Kemal Atatürk’le en küçük sorunu, hiçbir sıkıntısı yok” sözünün anlamlı irdeleniyor. (ahaber, 10.11.17
Keza “Atatürk’ü, anmakla kalmayıp anlamaya da çalışmalıyız” diyerek, “Atatürk’ü Marksist, faşist çevrelerin tekeline mi bırakacağız, CHP gibi amorf bir partinin Atatürk’ü milletten kaçırmasına rızâ göstermeyeceğiz” diye “Atatürk’ü kimseye bırakmayan” çıkışı tartışılıyor.
“YENİLİKÇİ HAREKET”İN PROFİLİ “ANITKABİR VE KOCATEPE” VİZYONU!
Dikkat çekici olan, 10 Kasım törenlerinde, imam hatip okullarının dahi “Atatürk koreografisi”ne yönlendirilmeleri, bazı AKP teşkilâtlarının bindirilmiş kıtalarla düzenlediği “bedâva Anıtkabir seferleri” karşısında “AKP’ye iliştirilmiş” bazı mahfillerin “hayrette” kalmaları.
Parti adına verilen mesajlarda topyekûn “Atatürkçülük hassasiyetleri”nin pompalanmasınden, Cumhurbaşkanının “resmî protokol ve programlar”ın dışındaki “anmalar”da “Atatürk’ün sevdiği şarkılar”a eşlik etmesinden inkisâr-ı hayale varan yorumlarla yakınmaları…
AKP’ye yakın mihraklarda, bütün bunların Cumhurbaşkanı’nın bilgisi ve hatta “tâlimatıyla yapıldığı”nın belirtilmesi bu husustaki istifhamları arttırıyor.
Oysa “AKP’nin Atatürkçülüğü” yeni değil, daha baştan açıkça ifâde edilmişti.
Vakıa şu ki, daha partilerinin kuruluş aşamasında Erdoğan ve “yenilikçi” arkadaşları, “yeni ve yenilikçi hareketleri”nin profil ve vizyonunu “Anıtkabir ve Kocatepe Camii” olarak çizip tanımlamışlardı.
AKP’nin kurucularından asker kökenli Konya Milletvekili Hüseyin Arı, Ankara’yı tepeden gören Tes-İş Sendikası’nın teras katındaki toplantıda, Anıtkabir’i ve Kocatepe Camii’ni işâret ederek, “Bakın, önce Anıtkabir, arkasında da Kocatepe görünüyor. Her ikisi de bizim değerlerimiz, her ikisine de birlikte sahip çıkmalıyız” demiş; Erdoğan ve A. Gül de ‘Çok doğru, işte bizim asıl yapmak istediğimiz de bu” tasdikiyle Arı’yı onaylamışlardı. (Hürriyet, 13.7.2001)
“ATATÜRK’ÜN İZİNDEYİZ, HEDEFLERİMİZ ÖRTÜŞÜYOR” İKRARI
Yine o günlerde Bilim Koleji’nin “Bahar Şenliği”ne katılan Erdoğan, kendi tâbiriyle “Atatürk’ün doğrularını bir araya getirdikleri”ni söylemiş, Milliyet gazetesini ziyaretinde, “M. Kemal’in de ‘yenilikçi’ olduğu” söylemiyle “Atatürk’le hedeflerinin örtüştüğünü ve Atatürk’ün izinde olduklarını” tekrarlamıştı. (Milliyet, 2.7. 2001)
Bu bakımdan, 100 bin Atatürk posteri dağıtan AKP İzmir İl Başkanı’nın “Atatürk posterini vatansever halkımıza ulaştırmanın, evlerin ve işyerlerinin balkon ve duvarlarında görmenin mutluluğunu yaşıyoruz” övgüsüyle “Atatürk’ün gelecek için ortaya koyduğu perspektifi hayatın her alanında rehber telâkki ediyoruz” demeci bu gerçeğin bir başka ifâdesi. (gazeteler, 10.11.17)
AKP’nin kuruluş safhasında Erdoğan’ın danışman grubunca hazırlanan “Türkiye projesi”nde “M. Kemal ve arkadaşları radikal ve yenilikçiydiler” atfıyla verilen “Atatürkçülük mesajları” da.