"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

Darbecilerle suçsuzlar ayırt edilmeli

Cevher İLHAN
09 Şubat 2018, Cuma
Yargılamaları devam eden 15 Temmuz darbe dâvâlarında “darbe teşebbüsü”nde bulunanlar elbette hak ettikleri cezâları almalı.

Ancak hayatları boyunca ellerine silâh bile almamış on binlerce insanın sırf bir zamanlar iktidarın da büyük desteği verdiği bir camiaya fikri yakınlıklarından dolayı icâd edilen “irtibat” ve “iltisak”, hatta “silâhlı terör örgütüne üyelik” isnadıyla zindanlarda süründürülmesinin hiçbir hukukî gerekçesi olamaz. Zira bu haksızlık ve hukuksuzluk, Bediüzzaman’ın “Hiçbir günâhkâr başkasının günâhını yüklenmez” (Fâtır Sûresi, 18)) meâlindeki âyeti kerimeyi tefsiriyle, “Birisinin cinâyetiyle başkaları, kardeşi, akraba ve dosyaları, tâifesi, aşireti, partisi mes’ul olmaz.” Aksi halde hukukun temel kurallarının başında gelen, “Kişi suçluluğu ispat edilinceye kadar suçsuzdur” temel kuralı çiğnenir, zulüm olur. (Tarihçe-i Hayat, 534; Şuâlar, 313)

“Bir câninin cinâyeti yüzünden taraftarları veyahut akrabaları dahi şenî gıybetler tezyifler edilip bir tek cinâyet yüz cinâyete çevrildiğinden, gayet dehşetli bir kin ve adâveti damarlara dokundurup kin ve garaza ve mukabele-i billmisile mecbur edilir.”

Daha iddianâmesi bile yazılmadan uzun tutukluklarla topyekûn peşin cezâlandırma ve “suçun şahsiliği” esasının berhava edilmesi adâleti tasfiye ederek; toplumu âdeta dinamitler.

“HAK İHLÂLLERİ” DÂVÂLARI ZEHİRLİYOR

Bundandır ki, haksız ve hukuksuz OHAL uygulamalarına karşı eleştiri ve ikazları “hâinlik”le suçlayan sert tepki ve tehditler, toplumu kamplaştırıp kutuplaştırmakla ülkeye de kaybettirmekle kalmıyor; meş’um “darbe girişimi” ile mücadele ekseninden kaydırıp sulandırılarak yine “kumpas”la yeni bir tuzağa düşürüyor. Gerçek darbecilerle mücadeleyi zehirliyor.

Tıpkı, uzun tutukluluklarla, âdil yargılama ve savunma hakkının gasbedilmesiyle, “gizli tanık” garabetiyle, emir alan erden - onbaşıyı emir veren yüksek rütbeli subay ve generalle aynı çuvala doldurarak dayatılan hukuksuzluklarla, insan hakları ihlâlleriyle “Ergenekon ve Balyoz davaları”nın bütünüyle ıskartaya çıkarılmasında olduğu gibi. Darbecilerin yargılanmaktan kurtarılıp topyekûn beraat ettirilmeleri, dahası yüklü tazminatlarla ödüllendirilmeleri komplosunda olduğu gibi…

Özetle, OHAL’in terörle ve darbeye kalkışanlarla mücadele amacının dışında kullanılması, “darbe girişimi” ile mücadeleyi amacından saptırıyor. Sahte ihbar ve iftiralarla, gizli istihbarat raporlarıyla, yargısız ihrâç ve tutuklamalarla, savunma hakkının ağır şekilde ihlâliyle,“mâsumiyet karinesi”ni yok sayan, kanunla dahi yapılamayacak düzenlemelerin KHK’larla oldubittiye getirilmesi, demokrasiyi ve hukuku askıya alarak, en başta “darbe girişimiyle mücadele sekte vuruyor. Ve uluslararası zeminlerde Türkiye’yi çok daha zor durumda bırakıyor.

Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nin (AİHM) “2017 Hak İhlâlleri Raporu”nda, 15 Temmuz sonrası başvuru patlamasının yaşandığı Türkiye’nin, hak ihlâlleri kararlarında Rusya’dan sonra ikinci sırada olması vahim vaziyeti ele veriyor. (Sedat Ergin, Hürriyet, 3.2.18)

Özellikle, siyasi rant uğruna amacı dışında hoyratça istismar edilen OHAL KHK’larıyla, AİHM eski yargıcı Rıza Türmen’in tesbitiyle, “Bu kadar vahim bir hukuksuzluk görülmedi, hukuk devleti toptan ortadan kaldırılıyor.” “15 Temmuz darbe girişimi ve devamı niteliğinde eylemler”e müdahale eden sivillerin cezâî sorumsuzluğu” benzeri hukuk dışı emr-i vakilerle dehşet verici vartalara ve kaosa ortam hazırlanıyor! (gazeteler, 26.12.17)

ADALETSİZLİKLERLE HUKUKUN TAHRİBİ

Hulâsa, “15 Temmuz ‘darbe girişimi”yle hesaplaşmanın, hukuk ve adâletle değil, siyasi rant hesâbına öfke ve “intikam aracı” olarak kullanılmasıyla tam bir anafora dönüştürülen OHAL KHK’larıyla, yüzbinlerce vatandaşın haksızlığa uğramasına, milyonların mağduriyetine sebebiyet veren ve hak arama yolarını kilitleyen sürdürülemez kırılgan hal Türkiye’yi karambole sürüklüyor.

Yasaları geriye doğru işleten, jurnalciliği özendiren, yargısız cezâlandırıp infaz eden, zulme varan haksızlık ve adâletsizliklerle demokrasi ve hukuk tahrip ediliyor, toplumsal barış zedeleniyor.

Bu bakımdan, “darbe girişimi’ne karışan suçlularla, 15 Temmuz Hâdisesiyle uzaktan yakından hiçbir ilgisi olmayan, cebir ve şiddete bulaştıklarına dair hiçbir delil bulunmayan yüz binlerce mâsumun mutlaka tefrik edilmesi; aylardır haksız yere tutuklananların derhal tahliye ve işlerine iâdeleriyle mağduriyetlerin giderilmesi, “mâşeri vicdanı tatmin edecek” mâkul ve âdil çözümlerin âcilen hayata geçirilmesi gerekiyor.

Okunma Sayısı: 6248
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
  • ali

    9.2.2018 12:01:16

    camiaya fikri yakınlıklarından dolayı icâd edilen “irtibat” ve “iltisak”, hatta “silâhlı terör örgütüne üyelik” isnadıyla zindanlarda süründürülmesinin hiçbir hukukî gerekçesi olamaz.

(*)

Namaz Vakitleri

  • İmsak

  • Güneş

  • Öğle

  • İkindi

  • Akşam

  • Yatsı