"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

Duvara toslatan “dış politika”!

Cevher İLHAN
04 Ağustos 2018, Cumartesi
GÜNDEM

Amerikan Maliye Bakanlığı’nın, Rahip Brunson’ın serbest kalmaması halinde “Türkiye’deki yetkili ve kurumlara uygulanacak yaptırım listesi”nde Adalet Bakanı ile İçişleri Bakanı’nın yer alması, bu bahaneyle Türkiye ile çıkarılan “kriz”in iç politikaya âlet edilmesinin vahametini ortaya koyuyor. 

Ve sembolik “yaptırım”ın asıl Türkiye’de özellikle ABD ile iş gören şirketlerin - firmalara açısından büyük önem taşıyor.

Zira Türkiye’yi Kongo ve Gambiya kategorisine koyan sözkonusu “yaptırımlar”ın önemli ekonomik kayıplarla karşı karşıya bırakacağı hesaplanıyor. Dahası son dönemde Amerikalıların verdikleri sözlerinde durmadıkları, Menbiç’in silâhlı PYD/YPG militanlarından temizlenmesi ve F-35’lerin tesliminin askıya alınmasından bahsediliyor. 

Oysa çok değil, daha iki hafta önce NATO zirvesinde Trump’un Avrupalı liderlere Cumhurbaşkanı Erdoğan’ı “İşte kazanan adam; Onu seviyorum ve en kolay anlaştığım adam” diye övüp örnek göstermiş, bunun ardından Erdoğan da, “Münbiç ve F-35’ler konusunu ele aldık. Tabii ki asıl hedefimiz ABD’nin PYD ve YPG ile bütün ilişkisini kesmesi. Geçen ayın (Haziran’ın) 4’ünde Mevlüt Çavuşoğlu Bey’in ABD Dışişleri Bakanı Pompeo ile yaptığı görüşmede belirlenen takvim çalıştığı sürece, temennimiz odur ki, Münbiç asıl sahiplerine terkedilmiş olacaktır. Şu anda bu yönde bir gayret var. F-35’lere son taksitle birlikte toplam 900 milyon doları ödemiş olacağız. 800 milyon doları zaten ödemiştik. 100 milyon dolar daha ödenecek birkaç gün içinde. Sayın Trump, bu anlaşmanın aynen uygulanacağını söyledi. ‘Konuyla ilgili gerekli tâlimatı verdim’ dedi. Beyaz Saray Kongre’ye mektup gönderdi. Yaptırıma karşı olduğunu bildirdi” diye ilişkilerin iyi gittiğini söylemişti.

Peki, ne oldu da11 milyarlık Boeing alan Türkiye’ye ve daha birkaç gün önce “yaptırım”a karşı olan Trump, bizzat “çok geniş yaptırımlar”la tehdit eder hale geldi? Belli ki, 18 aydır tutuklu olan Brunson’un tahliye edilmeyip ev hapsine alınması bir bahane. 

Bundandır ki, dış politikada bir işe yaramayan ve sadece seçmene “mesaj” olarak verilen, ufuksuz rest çekmeler, meydan okumalar yerine, aklıselimle ve güçlü diplomasinin işletilerek rasyonel, stratejik, caydırıcı ve netice alıcı direnç ve tedbirlerin alınması gerekiyor. 

Aksi halde İsrail’e “one minute”nin akıbetine benzer ufuksuz “dış politika” duvara toslatıyor!  

VAZİYET

“Yeni Türkiye hikâyesi” bu mu?

Hatırlanacağı üzere, daha Enerji Bakanı iken doğalgaza ve elektriğe zam yapılmayacağını açıklayan Hazine ve Maliye Bakanı, bütçe ve mali disiplini devam ettireceklerini, enflasyonun tek haneye indirilmesi için yoğun mesai harcayacaklarını, yapısal değişim için çok daha hızlı adımlar atacaklarını, piyasa ekonomisi kuralları içinde küresel sistemle daha entegre bir ilişki içine gireceklerini, ayakları daha yere basan bir Türkiye ekonomisi ortaya çıkacağını ve “yeni bir Türkiye hikâyesi” yazacaklarını anlatmıştı. (gazeteler, 10.7.18)

Ardından “Mali ve bütçe disiplini konusunda dünyaya örnek teşkil edecek, para politikasında da güçlü ve diri bir döneme girilecek” vaadleri tekrarlanmıştı. (Takvim, 11.7.18) “Yabancı yatırımcı için Türkiye’nin bir daha hiç bu kadar câzip olmayacağını belirterek, “Eylül’e kadar gerçekçi, güçlü bir program hazırlayacağız, piyasalara kavga etmeyeceğiz” güvencesini vermişti. (Sözcü, 23.7.18)

Ne var ki, daha bu vaadlerin üzerinde bir hafta geçmeden, önce Merkez Bankası, yıl sonu enflasyon tahminini yüzde 95 artırarak, yüzde 8.4 olan yıl sonu için tüketici enflasyon tahminini 5 puan artışla yüzde 13.4’e yükseltti. Enflasyonda “ürküten artış”ı şimdiden yüzde 7’den 13.4’e çıkardı. 

Bunu çimentoya yüzde 10’u, betona yüzde 15’i, demire yaklaşık yüzde 40’ı bulan zamlar tâkip ederken, peşinden ekmekten simite yüzde 20’ye varan zamlar yapıldı. Ve zam sağanağında BOTAŞ’ın doğalgazdan elektirik üreten elektrik santrallerine yüzde 49.5 zam yapmasının akabinde elektriğe meskenlerde yüzde 9, sanayide yüzde 14 zam yapıldı. Doğalgaza ise yüzde 9 daha zam geldi. 

Ve açlık sınırının 1.738, yoksulluk sınırının 5 bin 662 lira olduğu Türkiye’de, asıl zam fırtınasının gıdayı vurduğu ve her şeyin kat kat pahalı hale geldiği, Türkiye İstatistik Kurumu’nun açıkladığı Temmuz ayı rakamlarıyla dizginlenmeyen enflasyon yıllık bazda yüzde15,85 oldu.  Bu yüzden “iktidara ilişik medya”da şimdi de tumturaklı demeçlerle duyurulan “yeni Türkiye hikâyesi” iddiasının çöküşüne bahaneler aranıyor…

TESBİT                         

“Cehâlet endeksi”nde Türkiye önde!

Seçim ve sistem tartışmaları ortasında Türkiye’nin, “hibrit-melez demokrasiler” kategorisine düşen “demokrasi endeksi”ndeki vaziyeti, en alt sıralarda kalan “özgürlükler, basın ve ifâde endeksleri”ndeki durumu devam ederken, geçtiğimiz günlerde açıklanan “2017 cehâlet endeksi”nde Türkiye’nin dünyada dokuzuncu sırada yer alması karambola geldi. (Gazeteler, 11 7.18) 

Halkın ülkesindeki olaylar hakkında ne kadar farkında olduğunu, terörden ekonomiye olup bitenlere dair ne denli doğru bilgi sahibi olduklarını gösteren araştırmaya göre, Türkiye, “en cahil ülkeler” Güney Afrika, Brezilya, Filipinler, Peru, Hindistan, Endonezya, Kolombiya ve Meksika’nın ardından dünyada “en cahil” durumda!

Ve konunun uzmanlarının, bu durumun demokrasinin, hukuk ve adâletin gelişmesine bağlı olarak ülkelerde halkın toplumsal sorunlara, sosyal olaylara daha duyarlı yaklaşıp araştırarak bilgi sahibi olduğu tesbiti Türkiye’nin hâl-i pürmelâlini on altı yıllık AKP siyasi iktidarının “eğitimdeki başarısı”nı ele veriyor…

HAFTANIN SÖZÜ               

“Bizde adâlet pazarlığa tabidir” demektir

“Papazı yeniden tutuklayın” demek; “aslında biz hukuk devleti falan değiliz” demektir. “Bizde kanıta, delile bakılmaz” demektir. “Mahkemelerimiz bağımsız değildir” demektir. “Bizde adâlet pazarlığa tabidir” demektir. “Bu işleri iyice çocuk oyuncağına çevirelim” demektir. “Biz tutukluluk rehin almayı birbirine karıştırıyoruz” demektir. “Hadi bize küstahça ayar çekenleri daha cesâretlendirelim” demektir. “Kendi ayağımıza kurşun sıkalım” demektir. 

Ahmet Hakan, (Hürriyet, 28.7.18)

Okunma Sayısı: 2444
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
    (*)

    Namaz Vakitleri

    • İmsak

    • Güneş

    • Öğle

    • İkindi

    • Akşam

    • Yatsı