"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

Ege Adaları işgali gündeme getirilmedi

Cevher İLHAN
09 Aralık 2017, Cumartesi
Cumhurbaşkanı olarak Atina’ya gitmeden bir gün önce Erdoğan’ın, bir Yunan televizyonuna “Lozan Anlaşması güncellenmelidir” sözleri üzerine, Yunanistan Cumhurbaşkanı Prokopis Pavlopulos’un ziyarette “Lozan’da güncellemeye gerek yok” ifâdesine, “Batı Trakya’daki Müslümanların baş müftülerini hâlâ seçememesi” konusu başta olmak üzere Müslüman Türk toplumun haklarına dair “Lozan’da zannediyorum hâlâ anlaşılmayan bazı incelikler var. Nasıl oluyor da Lozan uygulamada diyorsunuz; demek ki Lozan uygulamada değil” tepkisi damgasını vurdu.

Keza Pavlopulos’un “Lozan Anlaşması, reform edilecek bir sözleşme değil. Lozan gereğince Yunanistan’da yaşayan Müslüman dinî azınlığa bir hukuk devleti olarak tüm haklarını öngörüldüğü şekilde korumaktadır” sözlerine, Erdoğan’ın “AİHM’de ‘Türk’ kelimesinin de geçtiği”ni nazara verip, “Batı Trakya’da yaşayan Müslümanlar inandıklarını Lozan’a göre yaşayabiliyorlar mı?” sorusuyla, “Batı Trakya’da yaşayan ne yazık ki Müslümanlar kendi seçtikleriyle değil, atanan bir baş müftüyle yönetiliyor” eleştirisiyle görüşmeler bir nevi “Lozan tartışması”na dönüştü.

Ancak, Yunan Cumhurbaşkanı’nın Lozan Anlaşmasını, “iki ulusun toprak sınırlarını çizen, hiçbir boşluk bırakmayan, muğlak olmayan bir anlaşmadır” övgüsüyle cevap verirken Türk tarafının 2004’te Yunanistan’ın üç adayı işgaliyle başlayan Ege Denizindeki adacıkların durumunu gündeme getirmemesi dikkat çekici oldu.

19 ADANIN FİİLÎ İŞGALİ

Aynı durum, Yunanistan Başbakanı Aleksis Çipras’la görüşmesi sonrasında da tekrarlandı. Başta Kıbrıs meselesi, göçmen sorunu, ekonomik işbirliği, darbecilerin iâdesi ve bilhassa Batı Trakya Müslüman Türk toplumunun uğradığı hak ve özgürlük ihlâlleriyle baş müftünün atanması olmak üzere birçok konunun görüşüldüğü belirtilirken, Ege adalarının Yunanistan tarafından âdeta işgal edilip haksız ve hukuksuz yerleşime açılmasını tek kelimeyle gündeme getirmediği görüldü.

Erdoğan’ın ortaya attığı “Lozan’ın güncellenmesi” talebine karşı Çipras’ın, “Zaten Erdoğan’ın ‘Lozan güncellensin’ demediğini söyleyip, “On bir ülkenin imzaladığı Lozan’ın güncellenmesiyle uygulanması ayrı şeyler” düzeltmesinde bulunması bir diğer çarpıcı husustu.

Özetle, görüşme sonrası Çipras’ın ortak basın toplantısında bütün medyanın gözü önünde “34 yaşındayım, Kıbrıs sorunu 43 yıl önce Adanın işgaliyle başladı” iddiasıyla 1974 Barış Harekâtını “işgal” olarak suçlamasına, “Ayasofya’da dinî tören düzenlediniz” eleştirisine doğru dürüst cevap verilmezken, mesele “Lozan tartışmaları”yla karambola getirildi.

Ancak en garibi, Yunan Başbakanı’nın Türkiye’nin Yunan hava sahasını ihlâl ettiğini ileri sürüp, Ege’de gerginliğin giderilmesi çağrısına karşı, Cumhurbaşkanı’nın bu kez “Toprak bütünlüğü sorunumuz yok; ne ben ne de arkadaşlarım böyle bir şeyi gündeme getirdiler” deyip, son yıllarda Ege’deki Yunan emr-i vakisiyle sayıları 19’a varan ada ve adacıkların Yunanistan tarafından işgal oldu bittisine tek kelimeyle değinmemesiydi.

FEVRÎ ÇIKIŞLARLA DEĞİL…

Gerçek şu ki, İstiklâl Harbi zaferine rağmen Türkiye’ye Lozan Antlaşması’yla masada kaybettirilmiş; Kerkük-Musul, Boğazlar ve Kıbrıs meselelerinin yanı sıra diğer Ege Adalarıyla kayalıklarının statüsü belirlenmeyip ötelenmişti.

Konunun uzmanları, Yunanistan’ın işgal ettiği mevzubahis ada ve kayalıkların, İngiliz ve Amerikan haritalarında belirtilen 12 Ada deniz sınırının dışında olup, 1913 Londra Antlaşması, 1923 Lozan Antlaşması, 1932 Türk-İtalyan Sözleşmesi ve 1947 Paris Antlaşması ile Yunanistan’a verilmediğini; özellikle Yunanistan’ın son beş-altı yılda işgal ettiği ada ve kayalıkların payına düşen Osmanlı Genel Borçlarının, Lozan’ın 46-55. maddeleri gereğince Türkiye tarafından son kuruşuna kadar ödendiğine dikkat çekmekteler. (Ahmet Takan, Yeniçağ, 12.3.15)

Yunanistan’ın, Aydın ve Muğla’ya bağlı küçük adalara emr-i vakiyle kulübeler, iskeleler kurarak, bütün dünyaya bu adacıkların kendine ait olduğu havasını verilmesinde olduğu gibi, kıt’a sahanlığının belirlenmesinde ve yeraltı madenlere sahip mevzubahis adacıklar ve kayalıkların meskun mahal getirilmesi fevkalâde önemli.

Bunun içindir ki, dış politikada, iç kamuoyuna mesaj veren fevri–hamasi çıkışlarla “Lozan tartışması”na boğdurulmadan, Yunanistan’la iyi komşuluk ve barış ekseninde etkin ve usta diplomasi ve kararlılıkla Türkiye’nin haklarının ve hukukun korunması gerekiyor…

Okunma Sayısı: 2437
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
  • Said Yazar

    9.12.2017 20:11:53

    Tebrikler ve teşekkürler, güzel tespitler. Devamını bekliyoruz. Selamlar

(*)

Namaz Vakitleri

  • İmsak

  • Güneş

  • Öğle

  • İkindi

  • Akşam

  • Yatsı