"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

Esere “devlet tekeli” hukuksuzluğu (1)

Cevher İLHAN
15 Kasım 2014, Cumartesi
Meclis’in tatile sokulmayarak Meclis Plân ve Bütçe Komisyonu’nda 3 Haziran’da görüşmelerine başlanılan, tâlimatla Meclis’e dayatılan “torba yasa” sokuşturulan demokratik haklara ve hürriyetlere aykırı maddeler için tek tek Anayasa Mahkemesi’ne (AYM) başvuruluyor.

Hatırlanacağı üzere, ilk 61 maddesi, kamuoyuna 301 maden işçisini can verdiği Soma fâciasının yaralarını sarmak için çıkarılacağı söylenen ve sonradan şişirilip 148 maddeye çıkarılarak “çuval”a dönüştürülen “torba yasa”daki dört madde için Anamuhalefet Partisi’nin 15 Eylül’de AYM’ye müracaatıyla -2 Ekim’de- dördü de iptal edilmiş ve yürürlükleri durdurulmuştu.  

En son CHP Grup Başkanvekili Akif Hamzaçebi, Anayasa aykırı gördükleri 23 maddeden AYM’ye 7 maddenin daha, düşünce ve fikir özgürlükleri açısından iptali için götürdüklerini açıkladı. 

Vakıa şu ki, maden işçilerinin sorunlarını çözmek, “emeğin sömürüsü” taşeronluğa köklü bir çözüm getirmek iddiasıyla, Anayasaya ve İçtüzük hükümlerine aykırı bir biçimde kamuoyundan gelen uyarılar da dikkate alınmadan tepeden tâlimatla apar-topar çıkarılan “torba yasa”, en son 18 işçinin vefat ettiği Ermenek fâciasında da ortaya çıktığı gibi, sözü edilen hakların verilmediği görüldü.

Özel maden şirketlerinde taşerona yaptırılacak işlerin sayısı ve çeşidi daha da arttırıldı, “yaşam odası” zorunluluğu getirilmedi. Ocakların güvenliği sağlanmadı, maden işçileri hayal kırıklığına uğratıldı. Bunun yerine özellikle 17 ve 25 Aralık yolsuzluk ve rüşvet soruşturmalarına ismi karışan bazı iş adamlarının “havuz medyası”na yaptıkları yardımları kayıt altına alıp yasalaştıran rant ve kıyaklar bahşeden “kıyak yasalar” eklendi…

FİKİR ÖZGÜRLÜĞÜNE MÜDAHALE

Özetle, AYM’nin hukuka, temel hak ve hürriyetlere, insan haklarına, Anayasa’ya aykırı görüp iptal ettiği dört maddeye bakıldığında, emr-i vaki ile milletvekillerine dayatılan “torba”ya sokuşturulan birçok maddenin ne kadar sathi, antidemokratik, haksız ve hukuksuz olduğu açığa çıkıyor. 

Görevden alınan kamu personelinin idare mahkemesinde görevlerine iâde edilmeleri hükmünün iki yıla çıkarılması, mahkeme kararlarına rağmen eski görevlerine iade etmeyen amirler hakkında “ceza soruşturması açılmayacağı” açık hak ve hukuk gasbının iptal edilen maddelerin başında gelmesi, bunun açık göstergesi.  
Keza iptal edilen, internet sitelerinin dört saat içinde kapatma yetkisi Telekomünikasyon İletişim Başkanlığı’na (TİB) verilmesinin ve devir işlemlerinin üzerinden beş yıl geçen özelleştirmelerde yargı kararlarının uygulanmayacağı ve işlem yapılamayacağı hükmünün getirilmesi garabeti de “torba”daki Anayasa’ya, özel hayatın gizliliğine, temel hak ve özgürlüklere aykırılığını ortaya koydu. 

Bilindiği gibi, “torba”ya sokuşturulan maddelerden biri de, 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Kanunu’nun 47. maddesinin değiştirilmesiyle, “memleket kültürü için önemi haiz görülen eserler üzerindeki hakları”nın “kamuya mal edilmesi”ydi. 

Hamzaçebi’nin de Meclis’te açıkladığı gibi, kanunun önceki hükmüde yer alan herhangi bir eserin iki yıldan beri piyasada bulunmaması, eser sahibi ya da yasal mirasçılarının eseri yayınlayamayacaklarıyla ilgili açık beyanları şartıyla “öksüz eserler” durumuna düşen yayınlar için getirilen ve 63 yıldır sorunsuz olarak işleyen sözkonusu maddenin değiştirilmesiyle, devletin istediği eserin basımını ve neşrini uhdesine ve tekeline alması, aslında doğrudan doğruya mülkiyet hakkına, fikir, düşünce ve ifade özgürlüğüne müdahaledir.

MÜLKİYET VE MİRAS HAKKINI GASP!

AYM’ye “yürürlüğü durdurma İstemli” başvuruda da belirtildiği gibi, memleket kültürü için öneme haiz eserlerin eser sahibinin ölümünden sonraki 70 yıllık koruma süresi içinde, “yayımlanmış eser nüshalarının iki yıldan beri tükenmiş olması” ve “hak sahibinin uygun bir süre içinde eserin yeni baskısını yapmayacağının tesbit edilmesi” şartları birlikte gerçekleşmeden, eserin kamuya maledilmesi eser sahibinin mirasçılarının mânevî ve malî haklarına “yasa”yla el konulması demektir.

Esasen, mevzubahis değiştirilen 47. maddenin, öncelikle Anayasa’nın 90. maddesiyle kanunların üstünde “esas alınacağı” taahhüd edilen Türkiye’nin taraf olduğu “temel hak ve özgürlüklere ilişkin milletlerarası andlaşmalar”a aykırı olduğu bir defa daha tebârüz ediyor. 

Bunun yanı sıra, hiçbir şart aramaksızın fikir ve sanat eserlerini müsadere, baştan sonra Anayasa’nın “hukuk devleti” esasına, “temel hak ve hürriyetler”e, “sosyal devlet ve adalet ilkeleri”ne, “düşünceyi açıklama ve yayma ve bilim ve sanat hürriyetini teminatı”na, “mülkiyet ve miras hakkı”na aykırı olduğu hukukçuların tesbitiyle sabit.

Okunma Sayısı: 2832
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
    (*)

    Namaz Vakitleri

    • İmsak

    • Güneş

    • Öğle

    • İkindi

    • Akşam

    • Yatsı