"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

Fırat’ın doğusuna askerî operasyon neyi halledecek?

Cevher İLHAN
13 Aralık 2018, Perşembe 00:48
Mahalli seçimler sürecinde Cumhurbaşkanı’nın, “Fırat’ın doğusunu bölücü terör örgütünden kurtarmaya yönelik harekâtımıza birkaç gün içinde başlayacağız” açıklaması, Suriye’de yeni bir askerî operasyonu söz konusu ederken, bir defa daha Türkiye’yi büyük bir oyunla karşı karşıya bırakıyor.

Erdoğan, “Hedefimiz ABD askerleri değil, terör örgütü mensuplarıdır” derken, ABD ile işbirliğine gidilmesinden bahsediliyor. Oysa hâlâ şehir merkezinde kol gezen 7 bin silâhlı PYD/YPG militanının Amerikan askerleri ile ortak devriye yaptığı vasatta ABD ile yapılan “Münbiç mutâbakatı”nın fiyaskosu meydanda.

Diğer taraftan Amerikan askerlerinin sınırda kurduğu “gözlem noktaları” ve üslerle iddia ettiği gibi Türkiye’yi değil teröristlerini koruduğunu belirten Cumhurbaşkanı’nın “Münbiç’te hâlâ bir sonuç alamadık. Sayın Başkan açıklama yaptı 30 günde bunları temizleyeceğiz diye. Göreceğiz. Suriye, Münbiç, Fırat’ın doğusunda ABD’nin bize verdiği sözleri paylaşmak istiyorum. Kimi uyutuyorsunuz ya? Bize bu ifadeleri Irak’ta da kullandınız…” yakınması bunun ifâdesi.

Gelinen noktada Fırat’tan Irak’ın sınırına 550 kilometrelik uzunlukta ve 40 kilometre derinlikte bir bölgeye yapılacak askerî bir harekâtın Amerikan askerlerinin aralarında serpiştirildiği YPG unsurlarını ne derece temizleyeceği ve ne kadar güneye doğru iteceği tartışılırken, “silâhlardan arındırılmış uçuşa yasak bölge” ya da “güvenlik tampon bölge”nin Irak’ın kuzeyinde olduğu gibi Suriye’nin kuzeyinde bir “koridor devlet”e alan oluşturacağı endişesi sürüyor.

“GÜVENLİ BÖLGELER”İN AKIBETİ ORTADA

Vakıa şu ki, “hedef” gösterildiği gibi YPG militanları geri çekilse de, Kamışlı’dan Akdeniz’e 911 kilometrelik Suriye sınırında kurulacak “koridor devlet”in önemli bir parçasına zemin hazırlanıyor.

Cumhurbaşkanı’nın, “Sıra Fırat’ın doğusundaki terör öbeklerini dağıtmaya geldi. 20 bin TIR’ı aşkın ne yazık ki Suriye’nin kuzeyindeki teröristlere silah gönderildi. Biz size aynı şeyleri Irak’ta da söyledik. Biz oraya da müdahale ettik ve baktık ki sizin silahlarınız oradaki teröristlerin elinden çıktı” ikrarıyla ABD ile kurulan “güvenli bölgeler”in akıbeti ortada.

Neticede, Amerikalılar çekilmedikçe bölgenin başta YPG olmak üzere taşeron terör örgütlerinden temizlenemeyeceğini belirten uzmanların tesbitiyle, “güvenli – tampon bölge” tam bir tezgâh. Türkiye’nin imza atıp garantörü olduğu “Astana süreci”yle amaçlanan Suriye’nin toprak bütünlüğüne, siyasi birliğine, Şam yönetimi ile ülkedeki bütün tarafların katılacağı ve Ocak ayında başlanması öngörülen anayasal süreci peşinen tahrip eden bir komplo.

Bilindiği gibi 12 Eylül darbesi sonrası vetirede Özal döneminde Ankara’nın desteğiyle ABD’nin Çekiç Güç kalkanı ile Irak’ın kuzeyinde oluşturulan “güvenlikli bölge”, Kuzey Irak Bölgesel Yönetimi perdesinde Bağdat’tan koparılmıştıb

Diğer yandan ABD ile işgal ortağı İngiltere’nin uhdesinde ve İsrail’in silâh, eğitim ve her türlü lojistik desteğiyle çeyrek asrı aşkındır Türkiye’nin ve bölgenin başına belâ kesilen terör bataklığının oluşmasına sebebiyet verdiği biliniyor.

HAREKÂT SINIRLI KALACAK

Özetle, uluslararası arenada birçok bilinmeyen denklemde, Türkiye’nin, bu denli geniş bir alanı karadan ve havadan nasıl koruyacağı, “bölge”de ne kadar kalacağı bilinmezken, “güvenli bölge” mâcerası Suriye’nin bölünüp parçalanmasının fay hattını tetikleyip tahrik edecek ve TSK’yı başta Suriye ordusu olmak üzere bölgedeki silâhlı örgütlerle çatışma ve Türkiye’yi “cephe ve savaş ülkesi” vartasına düşürecek bir tefrika tuzağı.

Bu arada ABD ile Rusya’nın kontrollü bir harekâtta anlaştığından, Fırat’ın doğusuna yapılacak operasyonun dar bir alanda sınırlı kalacağından bahsediliyor.

Bu durumda, bölgede ABD’nin himâye ve desteğindeki terör örgütünü tasfiye edemeyeceği, bölgeyi terör örgütlerinden komple temizleyemeyeceği; bu açıdan bu harekâtın da sadece iç kamuoyuna yönelik bir siyasi şov olarak kalacağı belirtiliyor.

Bundandır ki, iç savaşı, kargaşa ve kaosu yeniden alevlendirecek, küresel emperyal güçlerin etnik ve mezhebî “iftirak projeleri”ne malzeme olacak; ve Suriye’yi, Türkiye’yi ve bütün bölgeyi de felâketlere sürükleyeyecek askeri harekâtlar yerine, başta “Astana - Soçi süreçleri”nin hayata geçirilmesi olmak üzere diplomasi seçeneklerine kuvvet verilmesi gerekiyor.

Ankara, Türkie’nin yanıbaşında oynanan oyuna gelmemeli...

Okunma Sayısı: 2106
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
    (*)

    Namaz Vakitleri

    • İmsak

    • Güneş

    • Öğle

    • İkindi

    • Akşam

    • Yatsı