"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

“Gerekçeli”, çelişkilerle muallel!

Cevher İLHAN
25 Mayıs 2019, Cumartesi
YSK’nin toplam 250 sayfalık “gerekçeli kararı”ndaki çelişkiler peşinen “karar”ı muallel hale getirilirken, bazı üyeler nezdinde “tâlimatlandırıldığı” intibâı kuruma olan güveni âdeta sıfırladı.

Bunların başında, “gerekçe”de “377 adet kısıtlı, 6 sandıkta ölülerin, 41 sandıkta tutuklu ve taksirli suçlardan hükümlülerin, 58 sandıkta ceza infaz kurumunda bulunan hükümlülerin yerine ve 224 adet zihinsel engeli nedeniyle kısıtlı olan kişinin oy kullandığı tespitiyle toplam 706 olduğu oy kullanıldığının belirtilip bunun “seçimlerin sonucuna müessir olmayacağı”nın deklâre edilmesine rağmen “seçimleri iptali sebebi” sayılması geliyor.

Bu açıdan, “gerekçe”ye şerh koyan üyelerin, YSK’nin şimdiye kadar kökleşen teâmül, içtihad ve uygulamalara görebirden fazla aşamadan geçen, seçim hukukunun esasını teşkil eden, serbest, genel oy, eşit, tek dereceli, gizli oy açık sayım ve dökümü yapılan seçimlerin seçimin “iptali”yle “seçmen irâdesinin yok sayıldığı” görüşü bir defa daha teyid ediliyor.

Doğrusu, “gerekçeli karar”da “iptal” için ileri sürülen sebepler arasında sayılan “108 sandıkta sayım döküm cetvellerindeki eksikliğin”, “iptal” için oy kullanan 7 üyece “tek başına seçim sonucuna müessir olmadığı” açık görüşü “gerekçeleri” üretmede ne denli zorlandığını gösteriyor.

“SONUCA MÜESSİR OLMADIĞI”NA GÖRE…

Bu açıdan öncelikle “muhalefet şerhi”nde, 16 Nisan 2017’de düzenlenen anayasa değişikliği referandumunda YSK’nın “mühürsüz oyların geçerli sayılması” kararına dair ifâdeler oldukça çarpıcı.

YSK’ca sandık kurullarınca mühürlenmeyen oy pusulalarının ve zarfların geçersiz olduğu kanunun açık hükmüne ve bu konudaki genelgesindeki düzenlemeye rağmen, daha seçim sonuçları ortaya çıkmadan, önüne bu konu ilgili somut bir dosya gelmeden, asıl olanın seçmen irâdesi ve oy kullanma hakkı olduğunu ve hakkın özünün korunması gerektiğini belirterek mühürsüz oy pusulalarının ve mühürsüz zarfların geçerli sayılması gerektiği kanaatiyle “mühürsüz oyları” “geçerli” saydığına dikkat çekilerek, “31 Mart seçimlerinde sonuçlar birden fazla aşamadan geçerek ortaya çıktıktan sonra, üstelikte kanuna uygun olmayan şekilde oluşturulan sandık kurullarının yaptığı işlemlerin yok sayılması gerektiğine dair kanuni bir düzenleme de bulunmamasına rağmen, oy sayım ve döküm işlemlerini yok sayarak, seçimin iptali ve yenilenmesi kararı ile seçmenlerin irâdesini yok saymıştır” değerlendirmesi tek başına “gerekçeli”deki tezâtlı çarpıklığı deşifre ediyor.

Keza, YSK’nin Mustafakemalpaşa İlçesindeki aynı mahiyetteki “kanunsuzluk hali” itirazına karşı, “sandık kurulu başkanının çalıştığı kurumun niteliği ile ilgili değerlendirmeye girmeden sandık kurullarının teşkiline ilişkin itirazın YSK’nin seçim takvimine göre 2 Mart 2019 tarihinde kesin olarak karara bağlanması nedeniyle tam kanunsuzluk iddiasına ilişkin talebin reddine karar verdiği”ne atıfta bulunularak, sandık başkanları seçimindeki usulsüzlük nedeniyle seçimlerin yenilenmediği kararı hatırlatılması bir diğer tenâkuzu açığa çıkarıyor.

Ve bu durum, İstanbul büyükşehir belediye başkanlığı seçimlerine ilişkin maddî hatalar giderilip geçersiz oyların tamamının sayıldığı hatırlatılarak, usûlsüz atanmış başkanın, tek başına seçimin neticesine tesir ettiğine ilişkin bir tesbitin olmadığını ortaya koyuyor.

Aslında “Kanunu gereği sandık kurulunda siyasi partili üyelerle birlikte görev yapan usulsüz atanmış sandık kurulu başkanının -mevzubahis- seçime ilişkin maddi hatalar giderilip geçersiz oyların tamamının yeniden sayılması karşısında tek başına seçimin neticesine tesir ettiğine ilişkin seçimin iptalini gerektirir tespit olmadığından, seçimin iptaline katılamadığı”nı belirten “iptal”e karşı oy kullanan YSK Başkanı’nın, “sandık kurullarının usulsüz oluşması tam kanunsuzluk halini oluşturmaz. Sandık kurullarının kuruluşuna ilişkin işlemlerin kesinleşmesinden sonra bu kuruluşa karşı yapılacak itirazlar seçimden sonra o seçimlerin iptali için tek başına bir itiraz sebebi olarak ileri sürülemez” ifâdesi “iptal”in ne denli hukukî ve kanunî dayanaktan yoksun olduğunu ele veriyor.

“HUKUKSUZLUK” GARABETİ…

Bu arada AKP’nin itirazında 60 bin 176 seçmenin usulsüz şekilde oy kullandığı iddiasının aksine usulsüz şekilde oy kullandığı belirlenen kişi sayısının 706 olduğunu kaydeden YSK Başkanı’nın, “bu durumun sonuca etkili görülmemesi nedeniyle iptal nedeni sayılmadığı”nı bildirmesi “iptal”in mesnetsizliğine bir diğer açık misal oluyor.

Yine “Sayım döküm cetveli olmayan 22 sandıkta görev yapan sandık kurulu üyeleri aynı sandıklarda diğer seçim türüne ait 19 sandığın sayım döküm cetvellerini ve 22 sandığın sandık sonuç tutanağını doldurduğuna ve tutanak defterine bir itiraz yapılmadığına göre siyasi partilerin müşâhitlerinin ve oy verme yerinde hazır bulunanların huzurunda oy sayım ve döküm işleminin yapılmış olması karşısında sayım ve dökümün sandık başında denetlendiğinin ve buna göre sandık sonuç tutanağının tanzim edildiğinin kabulü gerekmekle bu eksiklikler tüm kurulca iptal nedeni olarak görülmemiştir. Maddi hatalarla ve kaydırmalarla ilgili usulsüzlükler giderilerek, SEÇSİS’e işlendiğinden iptal nedeni kabul edilmemiştir” tahlili “iptal”in kanunsuzluğunu su yüzüne çıkarıyor.

Özetle, hukukçuların tesbitiyle, YSK’nin -dördü yedek üç asıl- yedi üyesinin, onaylayıp mazbatasını verdiği seçimi sonradan “iptali”, “hukuksuzluk” tarihine bir garabet olarak geçiyor…

Okunma Sayısı: 1380
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
    (*)

    Namaz Vakitleri

    • İmsak

    • Güneş

    • Öğle

    • İkindi

    • Akşam

    • Yatsı