"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

İdlib’den kimyasal saldırı provokasyonu

Cevher İLHAN
28 Kasım 2018, Çarşamba
Silâhlı örgütlerin bulunduğu İdlib’den Haleb’e kimyasal saldırı yapılması, Münbiç’te Türkiye ile “ortak devriye” gezen ABD’nin Suriye’nin kuzeyinde PYD/YPG ile birlikte “ortak devriye” ile kalmayıp, sınırda “gözlem noktaları”yla Türkiye’nin sınırında bu örgüte kurduracağı “koridor devlet”e zemin oluşturan küresel “büyük plân”ın bir parçası.

Vakıa şu ki, başta Amerikan Dışişleri eski Bakanı Colin Powell’ın itirafıyla, Irak’ın işgalle iç savaşa sürüklenmesine bahane edilen “kimyasal silâh yalanı”nda olduğu gibi, ABD ve işgal koalisyonu ortaklarınca zaman zaman “kimyasal provokasyonu” tedâvüle sokuluyor.

Şimdi de Suriye’de yapılan bütün kimyasal silâh saldırılarını Şam’ın üzerine atıp, “askerî müdahale”ye bahane kumpasını kurdu.

“Beyaz miğferler” olarak tanıtılan grubun Batılı mihraklar hesâbına tahrik ve manipülasyonlarla zehirli madde kullanma provokasyonları dünya medyasında yer almıştı. Bu yaygarayla Suriye’nin Şayrat Havalimanına 60’tan fazla Tomahawk füzesi atılıp 59 kişi katledilmişti. (Milliyet, 21.3.2013)

Ancak, “iddia”nın BM’ye taşınması üzerine Independent gazetesinin Ortadoğu muhabiri Robert Fisk’ın, askerî istihbarat kaynaklarına dayanarak “Suriye, Beşar Esad ve kimyasal silâhlara kimlerin sahip olup olmadığına dair hakikat” başlıklı yazısında “kimyasal silâh uzmanlarının Suriye haritasında herhangi bir kimyasal silâh izi bulamadıkları”nı duyurması ve “yalan ne kadar büyük olursa daha fazla insan inanacaktır” ifâdesiyle deşifre edilmişti. (AA, 9.12.12)

SALDIRININ MAKSADI, “İDLİB MUTABAKATI”NIN BOZULMASI…

Keza geçen Nisan’da, Körfez savaşındaki “petrole bulanmış karabatak” asparagasında olduğu gibi, uyduruk “televizyon görüntüleri” üzerinden Doğu Guta’da 78 kişinin katledildiği katliâm Suriye’nin üzerine atılmaya yeltenilmiş; ancak Şam’ın “uluslararası her türlü incelemeye açık olduğunu bildirip BM mercilerini araştırmaya çağırması, bölgeye “parmak karıştırma” peşindekilerin “kimyasal yalan balonu”nu söndümüştü. (AA.28.8.18)

Velhasıl, algı operasyonu ve manipülasyonlar hep akıbetsiz kalmıştı. En son 8’i çocuk 73 kişinin zehirlendiği Haleb’e klorin yüklü mermilerle yapılan iki kimyasal saldırının İdlib’de IŞİD ile El Kaide’den kalma silâhlı örgütlerin başında gelip hâlen Suriye ordusu ile çatışan ve “İdlib mutâbakatı”na itiraz edip “silâh bırakmayacağı” restini çeken Nusra Cephesi / Heyet Tahrir el-Şam’ın (HTS) kontrolündeki El Buraykat yerleşimine yakın “çatışmasızlık bölgesi”nden gelmesi, dikkatleri yeniden bölgedeki taşeron - maşa örgütlerinin üzerine çekiyor.

Doğrusu, saldırının İdlib’de Türkiye’nin “ateşkes düzenine uymalarının garantörü olduğu” örgütlerin yerleştirildiği “gerilimi azaltma bölgesi”nden gelmesi, ABD ve emperyal ortaklarının istediği tarzda “İdlib mutâbakatı çöküyor mu?” sorusunu sorduruyor. Ve Rusya ve Türkiye’nin 17 Eylül’de imzalanan Türkiye’ye 45 km. mesafedeki İdlib’de “silâhlardan arındırılmış bölge” mutâbakatını tasfiye provokasyonunun menhus maksadını açığa çıkarıyor. (Timetürk, Sputnik, 25.11.18)

Dışişleri Bakanı’nın “İdlib mutâbakatı’ndan rahatsız olup siyasi çözüm sürecini bozmak isteyen gruplar ve güçler var” ifşaatı ve Türkiye ile Rusya Millî Savunma bakanlarının görüşmesi sonrası, “Saldırının ‘Soçi Mutâbakatı’na zarar vermek maksadıyla yapıldığı”nın belirtilmesi, saldırının ecnebilerin güdümündeki silâhlı örgütlerin küresel ağababalarının projeleri hesâbına “Astana - Soçi mutâbakatına yönelik bir provokasyon” olduğunun açık ikrarı.

“SİYASİ ÇÖZÜM SÜRECİ”NİN DİNAMİTLENMESİ

Ne var ki, Rusya’nın da saldırının Türkiye’nin gözetimi altındaki bölgelerden gerçekleştirildiği yönündeki açıklamasının ardından Türkiye’nin resmi haber ajansı AA’nın “Rejim ve Rusya ‘kimyasal silâh senaryosu’nu uygulamaya koydu” başlıklı yalanlanan haberi, “Astana mutâbakatı”nı bozmaya yönelik Türkiye kaynaklı yeni bir tahrik ve sansasyonu açığa çıkarıyor. (T24, 25.11.18)

Ankara, Suriye’de öncelikle “Astana ve Soçi süreci” ile varılan ateşkesin bozulmasına, ülkenin toprak bütünlüğünü, siyasi birliğini, başta Şam yönetimi ve meşru muhalefet olmak üzere bütün tarafların katılacağı anayasal siyasi çözüm sürecinin dinamitlenmesiyle barış ve istikrar ekseninin kapatılmasına fırsat vermemeli.

Suriye ve bölge ülkelerini daha derin bir kargaşa ve kaosla tefrikaya atacak provokasyonlara gelmemeli.

Okunma Sayısı: 1324
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
    (*)

    Namaz Vakitleri

    • İmsak

    • Güneş

    • Öğle

    • İkindi

    • Akşam

    • Yatsı