"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

İran’a ağır yaptırımlar-2

Cevher İLHAN
12 Ağustos 2018, Pazar 10:46
ABD ile krizde F-35’lerin tesliminin, S-400’lerin alımının engellenmesinin yanı sıra “İran’a yaptırım şantajı” devam ediyor.

Ve garip bir biçimde tetiklenen “kriz”de, asıl tehdidin Türkiye’nin Müslüman komşusu İran’a yönelik yaptırımlara katılması ve ambargoda başrolü oynaması dayatması olduğu kaydediliyor. 

Bu açıdan, Cumhurbaşkanı’nın “Hayati işbirliğimiz olan İran Amerika gibi stratejik ortağımız” teminatına, Dışişleri Bakanı’nın “BM yaptırımlarına her ülke gibi biz de uyarız, ama yaptırımları doğru bulmuyoruz” beyanına rağmen, ekonominin dolar /döviz kuru - faiz - enflasyon sarmalında ciddî darboğaza girdiği vartada, yanlış ve ufuksuz dış politikalarla Türkiye’nin dış baskı ve tehditlere teşne hale getirildiği kırılgan Ankara’dan canhıraş çark sinyalleri çakılıyor. 

“PSİKOLOJİK SAVAŞ STRATEJİSİ”

Kırılgan vetirede, “Brunson krizi” öncesi Türkiye’ye gelen Amerikalı heyetin dayattığı “İran’a yaptırımlar”ın kabul edilmediği haberleri uçurulsa da, sinyaller aksi yönde gelişiyor.

Türkiye’nin petrolünün yüzde 50’sini karşıladığı İran’dan başta petrol alımı olmak üzere birçok sektördeki ticârî ilişkileri kısıtlayıp başka ülkelere yöneldiği, İran kredilerinde kesintiye gittiği ve Cumhurbaşkanı’nın her fırsatta tekrarladığı “ortak para birimi’yle ticâretten vazgeçtiği ya da vazgeçeceği belirtiliyor. (Millî Gazete, 7.8.18)

Vakıa şu ki, İran ekonomisi de büyük sıkıntılar içinde. ABD’nin yaptırımları yüzünden İran parası, birkaç ayda yüzde 50 değer kaybetmiş. Yaptırımlara karşı İran döviz kurunu 4 bin 200 tümene sabitlemiş, ama karaborsada bir dolar 12 bin tümenin üzerine çıkmış. Kötüleşen ekonomide ülkede bir milyon kişinin daha işsiz kalacağı krizde enflasyon Venezuela seviyesine çıkıyor. 

Bunun içindir ki, Amerikan ambargosunun sonucu bu tabloda daha önce defalarca denenip bir netice alınmayan halkın pahalılığa karşı kalkışmasıyla İran, Irak ve Suriye’de olduğu gibi, ekonomik çöküntü üzerinden kitleleri kışkırtmakla iç karışıklık, çatışma ve iç savaşa sürükleme senaryoları sahneleniyor. Son günlerde büyük şehirlerde yeniden başgösteren gösteriler bunun işâreti.  

Özetle, BM kararlarını açıkça çiğneyerek nükleer silâh denemeleri yapan, “haydut devlet” diye yüklendiği Kuzey Kore’ye kucak açan Trump, garip bir biçimde “nükleer anlaşma”ya ciddiyetle bağlı kalıp bir ihlâlde bulunmayan İran’a “diz çöktürme” peşinde. 

“2015 Viyana nükleer anlaşması”nın şartlarına uyan İran’la çözüm süreci berhava edilerek, AB’ye, BM’ye ve dünya kamuoyuna rağmen dayatılan “ağır yaptırımlar”la, takas ve altın karşılığında ticâretine de izin verilmiyor. 

Trump yönetimi, İsrail’e karşı bölgede güçlü devlet bırakmama hesâbına kargaşa ve kaosla İran’ı beşe bölmeyi amaçlayan “kirli hesâplı” “psikolojik savaş stratejisi” oyunu oynuyor.

İRAN’DAN SONRA SIRA TÜRKİYE’DE!

Belli ki, gittikçe şiddeti ağırlaştırılacak “yaptırımlar”la ekonomisinin en önemli kaynağı olan petrol gelirlerinin engellenmesiyle köşeye sıkıştırılan İran, Basra ve Umman Körfezi ve Hint Okyanusuyla dünyaya bağlandığı, dünyada deniz yolu ile ham petrol taşımacılığının yüzde 40’ının yapıldığı, başta Hindistan, Güney Kore, Çin ve Japonya olmak üzere Asya pazarlarına ham petrolün yüzde 85’inin geçtiği Hürmüz Boğazı’nı kapatmaya zorlanıyor. 

Siyonist-Evanjelist mihrakların güdümündeki Trump’ın telkinleriyle, bölgede maşası haline getirdiği Suudi Arabistan’la İsrail’in yer aldığı “Arap NATO’su” garabeti üzerinden Müslüman ülkeler arasında mezhebî çatışma ve savaş senaryoları sahneleniyor. 

“Kimyasal kitle imhâ silâhı” yalanıyla Irak’a müdahalede olduğu gibi, uyduruk bahanelerle Trump’ın İran’a yönelik bir çılgın tweetiyle ateşlenecek dehşetli fitneye zemin hazırlanıyor. 

Hûlâsa, Fas’tan Afganistan’a 22 ülkenin bölünüp parçalanmasını esas alan “gaddarâne Sevr”in güncel versiyonu Büyük Ortadoğu Projesi’yle bu kez “sıradaki İran”ın ifnâsı hedefleniyor. 

Ankara, bu imhâ projesine karşı dikkatli olmalı. Zira İran’ın kargaşaya sürüklenmesinden bütün bölge ülkeleri ve en fazla Türkiye zarar görür. En vahimi de İran’dan sonra sıra Türkiye’ye gelir…

Okunma Sayısı: 1383
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
    (*)

    Namaz Vakitleri

    • İmsak

    • Güneş

    • Öğle

    • İkindi

    • Akşam

    • Yatsı