"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

İsrail’e caydırıcı eylem yine yok

Cevher İLHAN
10 Nisan 2018, Salı
İç ve dış siyasi kargaşanın hayhuyunda, Filistin’de “direnişin simgesi” olarak görülen “Toprak Günü” kapsamındaki gösterilere İsrail saldırıları, yine işe yaramayan ve hiçbir caydırıcı etkisi olmayan rest ve meydan okumalarla geçiştiriliyor.

İsrail’in artan zulmü ortada. İsrail askerlerinin ablukası altındaki Gazze sınırında 30 Mart Cuma gününden bu yana, 2006’dan beri Gazze’ye uygulanan “hukuksuz ablukanın kaldırılmasını” talep eden sivil halkın üzerine ateş açılması sonucu 32 Filistinli can verirken 3 bin gösterici yaralanmış. (AA, 9.4.18)  

Filistinliler, “Siyonist çetelerce tehcir edildiğimiz topraklarımıza dönmek istiyoruz” mesajını verirken, vicdan sahibi mahfillerden çağrılar yükseliyor. 

İngiltere’de ana muhalefetteki İşçi Partisi lideri Jeremy Corbyn, İngiliz hükümetine, “Barış ve adâlet getirecek çözümün aciliyeti konusunda sesini duyurmalı!” çağrısında bulunur ve AB Brüksel’de Netanyahu’ya yüz vermezken, Tel Aviv’deki gösteride yüzlerce İsrailli günlerdir Filistinlilerin katledilmesinin sona erdirilip siyasî çözüm bulunmasını istiyor. 

“EY NETANYAHU!”NUN GERİSİ GELMİYOR…

İlginç olan, Ankara’dakilerin sadece kuru kınamalarla kalıp, hiçbir caydırıcı fiili eyleme başvurmaması. Cumhurbaşkanı’nın, geçen hafta partisinin Adana İl Kongresi öncesinde, “Ey Netanyahu, senin derdin teröristler değil sen terör devletisin” diye İsrail Başbakanı’na sert sözlerle kalması. (gazeteler, 1.4.18)

Dışişleri Bakanlığı’nın, İsrail’i “sert şekilde kınayıp,” “uluslararası toplumu İsrail’e ortak tavır almaya çağırmak”la geçiştirmesi. (AA. 9.4.18)

Aslında sürece baktığımızda, Ankara’nın İsrail’e karşı sadece sözde kalan, GAP’tan KOP’a, enerjiden telekomünikasyona, turizm, tarım ve çevreye varan geniş ekonomik - ticarî mutâbakat zabıtlarını, savunma sanayii stratejik işbirlikleri ve ihâlelerini iptale yanaşmayan, bir tekini dahi askıya dahi almayan bu tavrı, İsrail’i daha da şımartıyor.

Pervâsız zulüm ve saldırılarla Filistin ve Kudüs’ün statüsünü zoraki değiştirip “Yahudileştirme” siyasetini dayatıyor. Barışçı gösterilere dahi ateş açıp onlarca sivili katlediyor.

Öyle ki, 30 Ocak 2009’da Davos’taki “one minute” çıkışı ve 31 Mayıs 2010’daki Mavi Marmara kanlı baskınından sonra İsrail’in zulmü yoğunlaşırken, ilişkiler daha da derinleştirildi. 

Ankara, İsrail’in Uluslararası Atom Enerjisi Kurumu (UAEK) üyeliğini onayladı. Tek Müslüman üye olarak Türkiye’nin vetosunu kaldırmasıyla İsrail Ekonomik İşbirliği ve Kalkınma Örgütü’ne (OECD) alındı. Türkiye’nin “blokajını çekmesi”yle İsrail’in NATO üyeliğinin önü açıldı; Brüksel’deki NATO karargâhında temsilcilik açıp askerî tatbikatlara katılması sağlandı. 

İsrail’le istihbarat işbirliğine gidilirken, kapatılan Suriye kapısı yerine İskenderun’la İsrail’in Hayfa şehri arasında ro-ro seferleriyle Kuzey Irak’ın hortumladığı petrol satışına aracılık edildi…

KURU KINAMALAR HAVADA KALIYOR

Bu arada Cumhurbaşkanı İsrail Ordu Radyosu’na “Bizim İsrail’e, İsrail’in bize ihtiyacı var” (Israel National News, 1.12.15) deyip, “İsrail’le işbirliği ‘bölgenin gerçeği’; İsrail ile inşallah farklı bir noktaya gelinecek” (gazeteler, 2.1.16) temennisinde bulunurken, Netanyahu’nun “özür” dilemeyip “üzüntüsünü bildirdiği” Mavi Marmara saldırısında katlettiği on vatandaş için sadece 20 milyon dolar “bağış”ta bulunmasıyla İsrailli katillere açılan bütün davalardan vazgeçildi. 28 Haziran 2016’da İbranice, İngilizce ve Türkçe olarak üç nüsha imzalanıp 1 Eylül 2016’da Resmî Gazete’de yayınlanan “Mavi Marmara anlaşması”nda saldırgan İsraillilerin “hiçbir cezâî ve hukukî sorumluluklarının olmayacağı,” açılan dâvâların toptan “düşürüldüğü” tescil edildi. 

Böylece, Cumhurbaşkanı’nın, “Dünyada İsrail ordusunun ne kadar zalim olduğunu benim anlatmama gerek yok. Kudüs’te yaptıkların ortada. Mazlumla uğraşma. Dürüst olmadığın sürece hiçbir zaman bizden de olumlu bir kelam bulamazsın” sözleri havada kalıyor. 

Oysa Ankara’nın tepkisini lafta bırakmayıp İsrail’i zulmünden vazgeçirecek caydırıcı fiili eylemleri yapması gerekiyor. 

İsrail “terör devleti” ise neden hâlâ bu terör devleti ile anlaşma ve işbirlikleri tam gaz sürdürülüyor? 

Okunma Sayısı: 2431
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
    (*)

    Namaz Vakitleri

    • İmsak

    • Güneş

    • Öğle

    • İkindi

    • Akşam

    • Yatsı