"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

İsral’i kınamakla kalındı

Cevher İLHAN
21 Mayıs 2018, Pazartesi
GÜNDEM

Muhalefetin İsrail zulmüne ve katliâmına karşı İsrail’le ekonomik-ticarî, savunma sanayii işbirliklerinin askıya alınması, hiç olmazsa “Mavi Marmara Anlaşması”nın iptali çağrısı ve önergesini Meclis’te reddedip, apar topar Meclis’i tatile sokan AKP iktidarı, Yenikapı’da düzenlenen “Zulme Lânet Kudüs’e Destek” mitinginde hangi dişe dokunur mesajı verdi?

Öncelikle mitingde konuşan Cumhurbaşkanı, İsrail’i terörle suçlarken İslâm ülkelerini Kudüs konusunda duyarsız kalmakla suçladı.  Müslümanların hasımlarına karşı pısırık, cesâretsiz, korkak bir görüntü içinde olduğunu söyledi.

Keza mitingde konuşan Başbakan, Meclis Başkanı, MHP ve BBP genel başkanları da İsrail’i takbih edip işgali ve katliâmı şiddete eleştirmekle kaldılar.

Neticede, “Kudüs mitingi”nde bol bol kınanan İsrail’i vahşet ve zulmünden vazgeçirecek “etkili yaptırımlar”dan hiç söz edilmedi…

MERAK KONUSU

Yine uluslararası topluma havale

Aslında “Kudüs mitingi”nde olmasa da, dönem başkanı Türkiye’nin çağrısıyla toplanan İslâm İşbirliği Teşkilâtı (İTT) zirvesinde İsrail’e karşı bazı caydırıcı kararların alınması bekleniyordu.

Ancak, “üye ülkelerin kralları, devlet ve hükümet başkanları olarak, Filistin devleti’nde meydana gelen ciddi gelişmelere mukabele amacıyla İsrail’in Filistin halkına yönelik devam eden acımasız saldırganlığına ve vahim hadiselere mukabele amacıyla toplandığı” belirtilen İİT’nin “sonuç bildirisi”nde de  bir “yaptırım kararı” yer almadı.

ABD ve İsrail’in bütünüyle meşruiyet dışı oldubittisinin kabul edilemez olduğu yinelendi; lâkin İsrail’in vahşet, zulüm ve katliâmlarına engel olacak, amansız ambargo ve ablukasını kaldıracak açık bir karar alınmadı.

“Bildiri”deki belirli ve etkili olabilecek tek “yaptırım”, dördüncü maddede yer alan “Uluslararası barış gücü gönderme yolu da dahil olmak üzere, Filistin halkına uluslararası koruma sağlanması çağrısında bulunur” önleminin hangi uluslararası mercilerce alınacağı belirtilmezken, bunun da yine BM’ye ve “uluslararası toplum”a havale edilip kadük kalacağından endişe ediliyor.

“Bildiri”nin ikinci ve üçüncü maddelerinde, “işgalci güç İsrail’in fütursuzca işlemekte olduğu bu denetlenmemiş suçlarından ötürü hesâp verebilirliğini sağlama ve bu zulümlere son vermek için yasal ve ahlâkî yükümlülükleri doğrultusunda Filistin halkına uluslararası koruma sağlama çağrısı”nda bulunulup, (5. maddede) “Gazze’deki barışçı ve silâhsız göstericilere karşı İsrail güçleri tarafından işlenen suç ve katliâmların soruşturulması ve İsrail makamlarının bu konudaki cezâî sorumluluğunun belirlenmesi için âcilen harekete geçmesi talebinde bulunulması” da ortada bırakıldı.

13 Aralık 2017’de yine İstanbul’da yapılan İTT toplantısında da “ABD geri adım atmazsa tüm sonuçlarından sorumlu olacağı” bildirilerek, “Bu zirve her zamanki toplantılardan farklı olacak. Kınama açıklamalarıyla bitmeyecek” denmiş; ancak hiçbir etkili ve ciddî adım atılmamıştı.

Zaten 31 Mayıs 2010’da Gazze’ye insanî yardım götüren Türk Bayraklı yardım gemisine uluslar arası sularda baskın yapıp on insanımızı hunharca katleden İsrailli katillere verilen cezâları hükümsüz kılıp her türlü hukukî ve cezâî sorumluluktan kurtaran, maktul ve mağdur âilelerinin Türkiye’de açtıkları cezâ dâvâlarını toptan tasfiye eden, açacakları dâvâları engelleyen-1 Eylül 2016’da Resmî Gazete’nin yayınlanan-“Mavi Marmara Anlaşması”nı iptale yanaşmayan AKP iktidarında Ankara, İsrail’in zulüm ve vahşetine karşı “müşahhas yaptırımlar”da nasıl bulunacak ki?

İKRAR

Gazze’ye ambargo devam ediyor

Meclis’te muhalefetin AKP ve MHP oylarıyla reddedilen “Mavi Marmara Anlaşması”nı iptal önergesi tartışmalarında iktidar sözcüleri, İsrail’in “anlaşma şartları”nı yerine getirdiğini ileri sürdüler.

Oysa kalkması, söz konusu anlaşma şartlarının başında gelen Gazze ablukası ve ambargosunun bütün ağırlığıyla devam ettiği bizzat hükûmet mensuplarınca ikrar ediliyor.

“Filistin’e Umut Ol” yardım kampanyasının tanıtım toplantısında konuşan Başbakan Yardımcısı Recep Akdağ’ın, insanlık dışı bir suç işleyip sivillerin üzerine ateş açan İsrail’in, BM verileriyle, Filistin’e yapılmak istenen yardımların da ulaşmasına engel olduğunu, Gazze’de günde 16 ila 20 saat arasında elektrik kesintisi olduğunu, beslenme, su ve sağlık açısından sıkıntıların devam ettiğini belirtip, Filistin’in Mısır’a açılan tek kapısı olan “Refah Sınır Kapısı, 2018 yılının başından itibaren sadece 21 gün açık kalmış” tesbiti bunun ifâdesi.

Özetle, “iktidar cephesi”nin “iptaline gerek yok, şartları yerine getirilmiş” dediği “Mavi Marmara Anlaşması”nın İsrail tarafından yerine getirilmediği bizzat Başbakan Yardımcısı tarafından açıkça ikrar ediliyor.

SÖZÜN ÖZÜ

“Propaganda-i siyaset, yalana fazla revaç verdi.”

Bediüzzaman (Sözler, s. 451, yeni tanzim: s. 794

HAFTANIN SÖZÜ

“Kudüs’te yaşananlar, bir insanlık sorunudur, bir katliâmdır. Bizim acılarımızın parçası olan vahim durumun en büyük yanlışlarından biri, Türkiye’nin tutarsız ve içi başka dışı başka dış politikasıdır. Böyle zamanlarda, devletlere ve devlet temsilcilerine düşen, sadece kınamak olmamalıdır.”

Meral Akşener (İyi Parti Genel Başkanı)

 

Okunma Sayısı: 2941
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
  • HÜSEYİN İLHAN

    21.5.2018 15:18:08

    İSRAİL BU VAHŞETİ-KATLİAMI İŞLERKEN NERELERDEN CESARET ALIYOR: 1-İSRAİL bir asırdır müslümanların canına,malına,kanına ve namusuna zarar verirken önce İNG.dessas siyasilerinin ve ing.devletinin himayesinden,daha sonra ise ABD'den cüret almıştır.Bu açıdan bakıldığında SÖMÜRGECİ ZİHNİYETE,İSLAM DÜŞMANLIĞINA sahip olanların olması çok da şaşırtmıyor. 2-İSLAM ÜLKE İDARECİLERİNİN TAVIRLARI;Bu ise bir kaç şıkdan kaynaklanıyor. a-)Bağımsız gibi görünen amma hala batılı ülkelerin etki altında yönetimlerin olduğu bazı İSLAM ÜLKELERİNİN olması. b-)Bağımsız olmasına mukabil ekonomik açıdan yardıma ihtiyacı olup da batılı ülkelerden yardım alıyoruz diyerek tesirli karşı çıkamıyan tabiri caiz ise silik şahsiyetli idarecilerin oluşundan. c-)Müslüman ülke idarecisi olduğu halde görüldüğü gibi olmayan SİNSİ ve HAİNCE NİYET ve İCRAAT YAPANLARDIR.

(*)

Namaz Vakitleri

  • İmsak

  • Güneş

  • Öğle

  • İkindi

  • Akşam

  • Yatsı