"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

İşsizlikte vahim boyutlar

Cevher İLHAN
25 Eylül 2019, Çarşamba
Ekonomide küçülmenin açık akıbeti olan işsizlik tam gaz devam ediyor.

Siyasi iktidar tarafından hâlâ ekonomi güzellemeleri yapılırken en son Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) verilerine göre Haziran ayı işsizlik oranının yüzde 13 olarak açıklaması vakıayı ortaya koyuyor. Buna göre, 4.3 milyon işsizin 1 milyonu son 12 ayda eklenmiş. Genç nüfusta işsizlik yüzde 23,3’ten 24,8’e yükselmiş. Tarım sektöründe çalışan sayısı 232 bin, tarım dışı sektörlerde çalışan sayısı 569 bin kişi azalmış. Tarım dışı işsizlik ise yüzde 15,3 olmuş.

Oysa ekonomistlere göre Türkiye’de gerçek işsiz sayısı 8 milyonu çoktan aşarak 9 milyona yaklaşmış. İş bulmaktan ümidini kesen ve iş aramaktan vazgeçen “gizli işsizler” de buna eklendiğine bu rakam daha korkunç boyutlara varıyor.

Yine ekonomistlerin değerlendirmesiyle işsizlik istatistiklerinin, işsiz sayısı ve işsizlik oranlarının aktif olarak iş arayanlar üzerinden yapılması, sadece aktif iş arayanların “işsiz” sayılması; işsizlikle ilgili anketin yapıldığı tarihte aktif olarak iş aramayanların ve son dört ay içinde İşkur’a müracaat etmeyenlerin “işsiz” sayılması “gerçek ve gizli işsizliğin” vahim fiilî boyutlarını ortaya koyuyor. Zira TÜİK sadece son dört haftada iş arayanları “işsiz” sayıyor. Bu açıdan TÜİK’in işsiz kabul etmediği milyonlar da buna eklendiğinde gerçek işsizlik oranı rahatlıkla yüzde 21’i aşıyor.

Ve başta Hazine ve Maliye Bakanı olmak üzere siyasi iktidar mensuplarının ve “iktidara ilişik medya” yorumcularının, bir yandan ekonomideki derin krizi kabul etmezken diğer yandan “Türkiye çok iyi bir şekilde süreci püskürttü!” açıklamaları bu açıdan da havada kalıyor.

25 milyon icra dosyası!

Ekonomideki durgunlukla vatandaşların borçlarını ödemediği, batık krediler, karşılıksız çekler ve icra iflas dosyalarının yanı sıra protesto edilen senetlerin artığı ortaya çıkıyor.

Son ekonomi raporlarına göre, icra dairelerindeki dosya sayısının 25 milyonu bulması, son beş ayda 724 bin kişinin kredi kartı ve kredi borcunu ödemedikleri içir icralık olmaları ekonominin vahim durumumu ortaya koyuyor.

Anamuhalefetin hazırladığı ekonomi raporuna göre, kredi kartı borcu 1 Ocak–23 Ağustos 2019 arasında 9.9 milyar lira artarak 528.11 milyar lira oldu. Bu borcun 416.4 milyar lirasının tüketici kredilerinden, 111.7 milyar lirasının kredi kartlarından kaynaklandığı belirtiliyor. (gazeteler, 4.9.19)

İcra dairelerindeki dosya sayısı 25 milyonu bulmuş, takibe alınan krediler 122 milyar lira olduğu bildiriliyor. Zamanında ödenmediği için takibe alınan krediler 28.6 milyar lira artarak 23 Ağustos itibarıyla 122.6 milyar liraya, batık kredilerdeki artış oranı yüzde 30.5’e vardığı kaydediliyor.

Bu arada Hazine ve Maliye Bakanlığı’nın açıklamasıyla Eylül sonunda merkezi yönetim brüt borç stoku 1 trilyon 121,2 milyar lira olarak gerçekleşmesi ve bu borç stokunun 587 milyar liralık kısmı Türk lirası, 534,2 milyar liralık kısmı da döviz cinsi borçlardan oluşması ekonominin vaziyetini bildiren bir başka resmi rakam oluyor. (AA, 22.9.19)

Kısacası, TÜİK’in araştırma sonuçlarına göre; Türkiye’de her 10 kişiden 7’si borçlu çıkması, her 4 kişiden 1’nin ciddî maddi sıkıntı çekmesi, nüfusun, taksit ödemeleri veya borçları olanların oranının yüzde 70,4’u bulması ekonominin düştüğü vartanın bir diğer göstergesi. (gazeteler, 19.9.19)

Ve bütün bunlara rağmen, ekonomiden sorumlu bakan hâlâ bu gerçeği “algı ve iletişim açısından negatif havanın çalışılması”na bağlıyor; hâlâ ikazda bulunan muhalefeti ve ekonomistleri suçluyor!

IMF’yi davet eden değil, görüşen suçlu!

Bilindiği gibi ekonomideki tartışmalara dair özellikle “millet ittifakı” partileri hükûmetin seçimlerden sonra Uluslararası Para Fonu (IMF) heyetinin Türkiye’ye geleceğini iddia etmişler, başta Cumhurbaşkanı olmak üzere hükûmet ve iktidar partisi sözcüleri büyük tepki göstermişlerdi. Sonunda Türkiye’ye çağrılan IMF heyeti geldi; ve garip olan şu ki IMF’nin neden çağrıldığı değil, “millet ittifakı” muhalefet partilerinin niçin heyetle görüştüğü “iktidara ilişik medya” tarafından tartışma konusu haline getirildi.

O denli ki IMF Türkiye İcra Direktörü, IMF heyetinin CHP ve İYİ Parti yetkilileriyle görüşmelerine ilişkin, “Meşruiyet dışı, Türkiye’ye karşı farklı bir ajandanın varlığının göstergesidir” ithamında bulundu. “IMF uluslararası bir kuruluş, Türkiye bunun bir üyesi” diyen AKP Grup Başkanvekili, hükümeti defalarca IMF ile gizli görüşmekle suçlayan muhalefet partilerini suçladı. “Acaba bu süreçte kendilerine bir rol mü biçiliyor, IMF ile ortak mı hareket edecekler?” diye sordu. Ve muhalefet partilerinin, “IMF’yi ülkeye davet eden Hazine ve Maliye Bakanlığı’dır. 4 madde konsültasyonlarının muhatabı hükümettir. Bu madde kapsamında IMF çeşitli görüşmeler yapar. Bizim

görüşmelerimiz de bu kapsamdadır. Hükümet ve yandaşları bu kapsamdaki bir görüşmenin üzerine mal bulmuş mağribi gibi atlamasın. Bizde gizli olan bir şey yok. Ancak karşı tarafta gizli gizli tank palet fabrikasını peşkeş yapmak var. Bizde McKenzie ile kapı arkasında görüşmek, onlarla kayyum görüşmeleri yapmak olmaz…” cevabı kayıtlara geçti.

Gerçekten, daha önce IMF haberlerine şiddetle tepki gösteren siyasi iktidar, neden şimdi dâvet ettiği IMF heyetiyle muhalefetle görüşmesini âdeta “Türkiye’ye karşı bir kumpas” olarak karalar.

Tam bir garabet!

Okunma Sayısı: 1570
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
    (*)

    Namaz Vakitleri

    • İmsak

    • Güneş

    • Öğle

    • İkindi

    • Akşam

    • Yatsı