"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

Katliama neden sebebiyet verildi?

Cevher İLHAN
13 Ekim 2015, Salı
Şehit cenâzelerinin geldiği vartada her fırsatta “kamu düzeni”nden dem vuran Başbakan’ın Amerika’daki “terörün beli kırılmıştır” demecinden birkaç gün sonra Ankara’nın göbeğinde Türkiye tarihinin en büyük katliamı fevkalâde düşündürücü.

100’e yakın vatandaşın katledildiği, 65’i yoğun bakımda olmak yüzlerce kişinin yaralandığı patlamalara karşı, güvenlik zaafiyetine dair yoğun eleştirilerle “istifa edip etmeyeceği sorulan” İçişleri Bakanı’nın, “Herhangi bir güvenlik zâfiyeti yoktur” garabetini sergilemesi, bürokrat kökenli Adalet Bakanı’nın “gülümseme” sorumsuzluğu, “skandal bu kadar olur” dedirtiyor.

Ülkenin güvenliğinden sorumlu Bakan’ın, “Güvenlik güçleri zemin ve mekân araştırması yapmışlardır” cevabı, terör saldırılarına karşı yetersizlik, sığlık ve ufuksuzluğu açığa çıkarıyor. Görünen o ki, Bakan, miting alanının dışında kalan Ankara’nın orta yerinde, tren istasyonunun önündeki meydanda yüzlerce kişinin toplandığı alanda silâh, bomba ve patlayıcı araştırmasını “görev ve sorumluluk” alanı olarak görmüyor!

Oysa terör uzmanları, onlarca kiloluk patlayıcının bir miting öncesi katılımcıların toplandığı mekâna getirilip patlatıldığı bombalamada doğrudan bir istihbarat ve güvenlik zaafiyeti olduğunu belirtiyorlar. Sadece miting alanının değil, toplanma alanları dahil bütün mekânların kontrol edilmesi gereğini vurguluyorlar…

“OYUN”UN BİR PARÇASI…

Aslında AKP Genel Başkan Yardımcısı M. Ali Şahin’in, “Bu tür eylemler olmadan istihbaratını yaparak önlemek emniyetimizin, güvenlik güçlerimizin görevidir” açıklaması, istihbarat ve güvenlik zaafiyetinin açık itirafı. Ne var ki, apar topar sırf siyasî hesaplar uğruna gidilen “zoraki tekrar seçim”e yirmi gün kala, iç güvenlik zaafiyetinin kara bir lekesi olarak başkentin ortasında Türkiye tarihinin en büyük katliamının yapılması, siyasî iktidarın terörle mücadeledeki başarısızlığın teyidi.

Ve vahşetin arkasında hangi menhus mihrakların olduğu bir yana, bombalamanın nasıl olduğunun dahi aydınlatılmaması,siyasî iktidarın provokasyonla kitleleri çatıştırma, ülkeyi kaosa sürükleme amaçlı terör eylemlerine ve provokasyonlara karşı beceriksizliğini deşifre ediyor.

Doğrusu, demokrasiyi katleden, milyonlarca vatandaşın mağduriyetine sebebiyet veren 12 Eylül ve 28 Şubat darbecilerinin peşpeşe tahliye edilip “temize” çıkarıldığı, “Ergenekon” ve “Balyoz” gibi “darbeye teşebbüs ve ortam hazırlama” dâvâlarının tasfiye edildiği süreçte icâd edilen uyduruk “paralel yapı’yla mücadele” safsatasına saplanan siyasî iktidar, ülkenin felâkete itilmesine âdeta seyirci kalıyor.

İstihbarat ve güvenlik alanında ihtisaslaşmış binlerce donanımlı, deneyimli-birikimli emniyet mensubunun “paralel” safsatasıyla görevlerinden alınıp kıyım/sürgüne uğratılması, oyunun bir parçası.

BU DA MI SEÇİM STRATEJİSİ?

Tesbit şu ki, muhalif yazarlara hapis cezâsının verildiği, iktidarı övmeyen gazete yöneticilerinin tutuklandığı ve yüzlerce polisin dershanelere - özel okullara baskına yollandığı vartada, tonlarca patlayıcının yurda sokulması, onlarca – yüzlerce kiloluk bombaların, canlı bombaların başkentin ortasında patlatılması, zaafiyeti bir defa daha su yüzüne çıkarıyor.

43 vatandaşın savaş uçaklarınca bombalandığı Uludere fâciasının, 53 insanımızın katledildiği Reyhanlı patlamasının perde arkasının ve azmettiricilerinin ortaya çıkarılması bir yana; son birkaç ay içinde 7 Haziran seçimlerinden iki gün önce Diyarbakır’da bir partinin mitinginin ortasındaki patlamada 33 kişinin katlinden ve 53 vatandaşın can verdiği Suruç canlı bombasından sonra gelen Ankara saldırısı, Türkiye’nin iç çatışmalara itilmesinin plânlandığını gösteriyor.

Sormak lâzım; neden “ağır ihmaller”le bu katliama tedbir alınmadı?

Bu fevkalâde vahim fecaate neden sebebiyet verildi?

Okunma Sayısı: 1640
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
    (*)

    Namaz Vakitleri

    • İmsak

    • Güneş

    • Öğle

    • İkindi

    • Akşam

    • Yatsı