"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

Kriz “teğet” geçmedi…

Cevher İLHAN
28 Nisan 2015, Salı
2002'de 2015'e AKP seçim bildirgeleri -1

Popüler gündemin hayhuyunda seçime doğru peşpeşe açıklanan partilerin seçim bildirgelerinin üzerinde pek durulmadı. 

Önceki seçimlerden farklı olarak demokratik hak ve özgürlüklerin ve sosyal hakların yanısıra en çok “ekonomideki vaadler”e yoğunlaşan seçim bildirgeleri arasında en dikkati çekeni, Başbakan’ın açıkladığı iktidar partisinin 352 sayfalık “seçim beyannâmesi”nde “istikrarlı ve güçlü ekonomi” başlığı altında 89 sayfa ayrılan ekonomideki vaadler ve hedefler. 

AKP’nin 3 Kasım 2002 seçimleri öncesi kamuoyuna açıklanan seçim beyannâmesi ile karşılaştırıldığında 13 yılda ekonominin ne kadar yol aldığına dair çarpıcı durum ortaya çıkıyor. 

Sözkonusu bildirgede, “ekonomi politikaları”ndan “maliye politikaları”na, “borç yönetimi”nden “kit’ler ve özelleştirme”ye, “enflasyonla mücadele”den ve “reel sektörün canlandırılması”ndan “tarım ve hayvancılık”a kadar bir dizi başlık altında verilen vaadlerde ve hedefler var. 

Mesela, önceki 2011 Beyannamesinde irili ufaklı 70’e yakın vaatler arasında kişi başı milli gelirin 14 bin dolar olacağı vaadine karşı verilere göre bu rakamın 10 bin 404 dolarda kalıp 2008’in bile gerisine düştüğü görülüyor. Milli gelir 1 trilyon 76 milyar dolar olarak hedeflenirken, 800 milyar dolar, ihracat hedefi 201 milyar dolar iken, en son 157 milyar dolarda kaldığı görülüyor. 

BORÇ YÜKÜ VE EKONOMİDEKİ DARALMA

En başta Türkiye İstatistik Kurumu’nun (TÜİK) verilerine göre ekonomi yüzde 2.8 küçülmüş, imâlat sanayi daralmış, büyüme hızı yüzde 2.9 oranında kalmış. Kişi başına gelir 418 dolar azalmış, Yüzde 13.4 düşen ihracatın düşüşü hızlanıyor; kısacası vatandaş daha da fakirleşmiş…

Keza 2002 seçim beyannâmesinde, 2001 krizinin ekonomik ve sosyal mâliyeti çok yüksek olmuş, iç ve dış borç yükü büyüdüğü kaydedilmiş. Oysa AKP’nin iktidara geldiği 2002 sonunda vatandaşın 6.4 milyar TL bireysel kredi ve kredi kartı borcu 2013 sonunda 316 milyar lirayı aştı. 

Ayrıca tâkipteki kredi ve kart borcu yüzde 28.3 arttı. BBDK verileriyle vatandaşın kara listeye düşen kredi borçları bir yılda yaklaşık 3 milyar lira artış gösterdi. Bankaların tahsil edemediği kredi ve kartındaki borç  son bir ayda 431 milyon lira artıp 12.8 milyar liradan 13.2 milyar liraya çıktı. En fazla batık bir yılda yüzde 56.7 ile ihtiyaç kredisinde gerçekleşti. Cumhurbaşkanı’nın meydanlarda “faiz lobisi”ne veryansın etmesine karşı, F-faiz gelirleri ise 9.9 milyar liradan 19.2 milyar liraya fırladı. 

Diğer yandan Türkiye 28 Avrupa ülkesi içinde benzin ve motorine uygulanan yüksek vergilerde üçüncü sırada. Petrolün varilinin 115 dolardan 45 dolara kadar gerilemesine karşı, yüksek vergilerden dolayı akaryakıt fiyatları dört kat zamlandı. Zira yüzde 68 vergi kaldırıldığında benzinin litresi 1.19 liraya, motorin 1.21 liraya iniyor. 

Bu arada “sürekli artan iç ve dış borçları, ekonomideki istikrarsızlık ve tehlikeli daralmadan, yüksek faiz oranları”ndan yakınıldı; bütün bu sorunların ortadan kaldırılacağı sözü verildi. Gelinen noktada 2002’de 129.6 milyar dolar olan dış borç stoku Hazine Müsteşarlığı’nın açıklamasıyla 396,8 milyar dolar oldu. Buna göre iç ve dış borç toplam 581 milyar dolara tırmandı…

PATİNAJ VE KRİZ İKRARI

Yine ekonominin çöküşü kapsamında, 2002 sonunda, 0.6 milyar dolar olan cari açık 65 milyar dolara çıkmakla seksen yılın toplamına yaklaştı. Dış ticaret açığı, seksen yılda 247 milyar dolar iken AKP döneminde 718.5 milyar dolara yükseldi. Ekonomistlerin tesbitiyle, ihracata yönelik mal üretimi yerine lüks konut ve kamu binaları, rezidans, AVM binalarıyla sermaye çarçur edildi.

Yaklaşık 52 milyarlık özelleştirme gelirine ve 1997daki deprem vergilerinin toplanmasın devam edilmesine ve borçların artmasına rağmen, on iki yılda toplam 273 milyardan fazla bütçe açığı verildi. 2002’de krize rağmen karşılıksız çek tutarı 2.2 milyar liraydı; 2013 sonunda 14 milyar lira oldu. Protestolu senet 816 milyondu, 7.5 milyar oldu. İcradaki dosya sayısı 10 milyondan 19 milyona vardı. 

Keza Kasım 2002’de 1.5 lira dolayında olan dolar, üç liraya doğru tırmanıyor ve hükûmetin en çok övündüğü TL eriyor, karşısında dolar değer kazanıyor. Buna bağlı olarak her şeye zam üstüne zam geliyor, enflasyon yeniden azıyor, gıda enflasyonu yüzde 20’yi, bazı kalemlerde yüzde 50’yi aşıyor. 

Özetle, AKP’nin 2002 seçim beyannâmesinde, “28 Şubat sürecinde Anasol hükûmetlerinin uyguladığı, halkı canından bezdiren ekonomik istikrar programları ve acı reçeteler, enflasyonu kontrol altına almaya yetmediği, ağır vergi yükü ve yoğun bürokrasi, ekonominin üretim gücünü zayıflatıldığı”ndan şikâyet ediliyor. Ne var ki gelinen noktada bütün şikâyetlerin yeniden avdet ettiği ve hatta arttığı görülüyor. 

Ve 12 yıl Başbakan olarak AKP’nin seçim beyannâmelerini ve hükûmet programlarını uygulayan ve son devrede Merkez Bankası Başkanı’nı ve hatta Başbakan Yardımcısı’nı “vatana ihânet”le suçlayan Erdoğan, Cumhurbaşkanı olarak “ekonomideki patinaj ve kriz”i telâffuz ediyor, yine “teğet geçeceği”nden bahsediyor. 

Ama teğet geçmeyip ekonomiyi vurduğu resmî rakamlarla ve yine “seçim bildirgeleri”yle ortaya çıkıyor…

Okunma Sayısı: 1234
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
    (*)

    Namaz Vakitleri

    • İmsak

    • Güneş

    • Öğle

    • İkindi

    • Akşam

    • Yatsı