"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

MGK’nin “cemaatler” kararı MGSB’de

Cevher İLHAN
17 Şubat 2015, Salı
Darbe ve ara rejim dönemlerindeki gibi, devletin dinî cemaatleri ve tarikatları izleyip fişlemesi, 25 Ağustos 2004 tarihli 481 sayılı MGK kararının “Türkiye’deki Nurculuk faaliyetleri ve Gülen grubunun yurt içi ve yurt dışı faaliyetlerine karşı eylem plânı hazırlanması”yla hızlandırıldı.

Akabinde Başbakanlık Uygulamayı Tâkip ve Koordinasyon Kurulu’nun BUTKK), bakanlıklara ve devlet kurumlarına gönderdiği “İrticaî faaliyetlere karşı yürütülecek ek ‘eylem pânı’nın maddeleri” konulu “gizli” ve “kişiye özel” direktifleriyle dinî cemaatlerin/grupların izlenip fişlenmesi istendi.

Bu arada, cemaatleri tâkip ve fişleme, söz konusu MGK kararına ve “eylem plânları”na dayanarak Emniyet İstihbarat Daire Başkanlığı’nın 9 Kasım 2009’da 81 valiliğe gönderdiği yazıda Türkiye genelinde faaliyet gösteren bütün dinî akım ve tarikatların “millî güvenliği tehdit ettiği” kaydedilerek “yurtiçi ve yurtdışı Nurculuk faaliyetleri”nin izlenmesi ve fişlenmesi” tâmimiyle daha da yaygınlaştırıldı. Cemaatlerin mensuplarının malî yapıları ve faaliyetleri konusunda Genel Müdürlüğe düzenli bilgi aktarılması, kamudaki cemaat mensuplarının raporlanarak Başbakanlığa ve Emniyet’e sunulması istendi. 

Akabinde kamuoyunda “kırmızı kitap” ve “gizli anayasa” olarak tanımlanan, TSK’nın “Türk Millî Askerî Strateji Belgesi” (TÜMAS) ile İçişleri ve Dışişleri Bakanlıklarının “strateji belgeleri”ne temel oluşturan, “asker kontrolünde” MİT’in teklifleriyle iç ve dış güvenlik savunma perspektifiyle hazırlanan, Bakanlar Kurulu ve kolluk güçleri için bir rehber niteliği taşıyan Millî Güvenlik Siyaset Belgesi’nin (MGSB) MGK’nın 30 Ekim 2014 toplantısındaki güncellemesiyle, “iç tehdit” bölümünden çıkarılan “irtica tehdidi”nin yerine “din istismarı” ve başta PKK olmak üzere “devrimci aşırı sol örgütler”le birlikte “aşırı dinî örgütler” yazıldı…

CEMAATLER, “AŞIRI DİNΠÖRGÜTLER” KAPSAMINDA!

Bundandır ki, son yıllarda bilhassa atanmış mahkemelerle boşa çıkarılan 17 ve 25 Aralık yolsuzluk ve rüşvet soruşturma ve operasyonlarının ardından, bu dayanaklarla cemaatlerin/dinî grupların tâkip ve fişlenmesiyle, bürokraside başarılı kamu görevlilerinin tasfiyesiyle kalınmıyor; binbir fedakârlıklarla kurulup yaşatılan cemaat yurtlarına, vakıflara, müesseselere ve hatta cemaat mensuplarının işyerlerine devletin el koymasına zemin hazırlanıyor.  

“Siyasal İslâm”ın son versiyonu siyasî iktidar, cemaatleri devlet kontrolüne alma ve itibarsızlaştırma kampanyalarına en üst düzeyde devam ediyor.

Cumhurbaşkanı’nın Lâtin Amerika ziyareti öncesinde, “MGK’da bu konu karar haline geldi. Buna rağmen ülke için tehdit görülen bu konudaki mücadeleye yönelik sizin bir endişeniz mi var ki, ‘ben yalnız başıma kalsam bile tek başıma mücadele edeceğim’ diyorsunuz, tüm kurumlar gerekli hassasiyeti göstermiyor mu?” sorusuna verdiği cevapta, öncelikle mâlum “cemaat”ten hareketle “PKK’nın bile Türkiye’ye bu zararı vermediğini” söyleyerek, “Ben hassasiyetimi ortaya koyuyorum. Ve hükümetten, tüm kurumlardan bu hassasiyeti bekliyorum” cümleleri bunun açık ikrarı. (Fikret Bila, Milliyet, 10.2.15)

Ancak daha da çarpıcısı, “Buna ne kadar önem verdiğimi ifâde etmek için tek de kalsam sürdüreceğim” sözünü tekrarlayan Erdoğan’ın Cumhurbaşkanı olarak, “MGK kararı iletildikten sonra hükümet gerekli adımları attı. Nisan ya da Mayıs’ta yayımlanacak olan MGK Ulusal Güvenlik Siyaset Belgesi’nin içine bu girmiş olacak” cümleleri, devletin “irtica tehdidi” yerine ikame edilen “din istismarı” ve “aşırı dinî örgütler” tehdidi adı altında operasyonlar yapacağını haber veriyor.

Bilhassa, “Bu aynı zamanda yargının elinde de önemli bir dayanak olacak, atacakları adımlarda önemli bir yeri olacağına inanıyorum” sözleri, 2500 savcı ve hâkimin ellerinden dosyalarının alınıp başka görevlere atanarak yargının bağımsızlık ve tarafsızlığının berhava edilmesi suretiyle “aşırı dinî örgütler” kapsamına alınacak cemaat, tarikat ve dinî yapıların hedef olduğunun sinyalini veriyor…

BİAT ETMEYEN CEMAATLER  “HEDEF!”

Nitekim bu “dayanak”la MGK kararları ve “eylem plânları”yla hukuk dışı ve antidemokratik emr-i vakilerle tasfiye dayatmaları devam ediyor. Âdeta paranoyaya dönen “paralel yapıyla mücadele” paravanında Emniyette 34 bin polisin kıyım ve sürgüne uğratılarak görevlerinin değiştirilmesiyle, ehil kadroların fevkalâde kritik ihtisas alanlarından alınarak ilgisiz başka alanlara kaydırıldığı gibi. 

Yine siyasî iktidarı kayıtsız şartsız desteklemeyen diğer bazı cemaatlerin temsilcilikleri ve hizmet birimleri kapatılarak, yerine “28 Şubat postmodern darbe süreci”nden kalma kadrolar atandığı gibi. 

Öteden beri dinî-mânevî hizmetlerini yapan, ancak  AKP’ye mesafeli duran, dahası tepeden dayatmalı “din nâmına siyaset” zihniyetine soğuk bakan ya da örtülü destek vermesine rağmen “yeterince açık destek vermeyen” cemaat ve dinî gruplara yakın başarılı yöneticiler ve memurlar, kamu kurumlarından üniversitelere kadar topyekûn sürgün, kıyım, tenzil ve açığa almayla tasfiyeye tâbi tutuluyor.

Özetle, AKP siyasî iktidarına “dokunanlar” bir yana, “dokunmayanlar” bile yanıyor. Sadece bir “cemaat” değil, biat etmeyen bütün cemaatler hedef alınıyor…

 

Okunma Sayısı: 3963
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
  • Said ceylan

    17.2.2015 18:55:06

    Yazınız için tebrikler sayın ilhan.tabi perde gerisindeki menhus ruh hayatiyetini devam ettirdiği için siyasal islamcılarıda kullanıyor.inş gerçek manasıyla demokratikleşirsek bu menhus ruhtan kurtuluruz ve tekrar insanlık kervanına bu asil millet önderlik edecektir.

(*)

Namaz Vakitleri

  • İmsak

  • Güneş

  • Öğle

  • İkindi

  • Akşam

  • Yatsı