"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

Muhalifini “hâin” gören çarpık siyaset

Cevher İLHAN
18 Şubat 2019, Pazartesi
Geçen hafta bir AKP ilçe başkanının, partisinin belediye başkanı adayını destek konuşmasında, belli ki partililerin itirazlarına cevap olarak, “İki seçeneğimiz var, ya devletin hâinlerinin yanında olacaksınız; ya da birçok arkadaşımız mevcut başkanımıza ‘hırsız’ diyen de oldu, ‘yanlış yapıyor’ diyen de oldu.

Ben de diyorum ki vatan hâinlerinin yanında yer almaktansa hırsız bizim hırsızımız arkadaşlar, biz yanında yer alırız. Yarın bunun bedelini çok ağır öderiz” garip cümleler sarfetti. (Gazeteler, 8.2.19)

Bu vaziyet, 31 Mart’ta gittikçe artan panik ve telâşla siyasî rakipleri “zillet ittifakı” gibi karalama kampanyasıyla ötekileştirip düşmanlaştıran, “kimlik siyaseti”yle vatandaşlar arasına tefrika sokup siyasî rakiplerine “zillet - illet ittifakı”, “teröre destek” ve hatta “hâin” diye iftira eden “cumhur ittifakı” temsilcilerinin halkın yarısından fazlasını aşağılayıp kutuplaştıran çarpık siyasetin düştüğü vahameti deşifre ediyor.

Ve Bediüzzaman’ın sakındırdığı, “Fâsık (günahkâr) siyasetdaşını mütedeyyin (dindar) muhalifine su-i zan bahaneleriyle tercih eden; şeytan yardım ederse ‘melek’ deyip rahmet okutan, muhalif tarafında meleği görse ‘libasını değişmiş şeytan’ deyip adâvet eden”, tarafgirlikle muallel “menfi siyaset”in “çirkin yüzü”nü bir defa daha açığa çıkarıyor. (Eski Said Dönemi Eserleri, Lemaat, 686)

“İlâç yokluğu” ne içinmiş?

Bilindiği gibi ağır ekonomik krizin ilk haftalarında bazı hastanelerde bazı ameliyatların durduğu ve eczânelerde birçok ilâcın bulunmadığı resmî yazışmalarla belgelenmesine karşı iktidardakiler önce “kesinlikle böyle bir şey yok” demişler; peşinden “birtakım tasarruflar olabilir” ikrarında bulunmuşlardı. (Gazeteler, 16.1018)

Ne var ki, Bakanlık ve iktidar sözcüleri bu kez ilâç sıkıntısının zam öncesi stoklamadan kaynaklandığını inkâra devam ettiler. Sağlık Bakanı, “İlâç Takip Sistemi (İTS) üzerinden üretici-depo-eczane arasındaki ilâçtaki arz sıkıntısı bu hafta son bulacaktır” açıklamasında bulundu. (Gazeteler, 5.2.19)

Ancak Bakan’ın bir hafta sonra “19 Şubat’tan itibaren ilâçlara bu yılki zam oranını yüzde 26.4 zam olarak karar verdik” duyurusu, aylardır süren ilâçların fâhiş zamlar için stoklanıp piyasaya sürülmediği tesbitlerini doğrularken, Bakanlığın bile bile kamuoyunu yanılttığı ortaya çıktı. (Gazeteler, 13.2.19)

Nitekim Bakan’ın “sahada denetimlerimizi sürdürüyoruz” demesine rağmen vatandaşların hâlâ birçok ilâcın bulunmamasından şikâyetleri, depoların ilâcı stokladığını ortaya koyuyor. Ve aylardır iktidar cephesinden “ilâçta sıkıntı yok!” demeçlerinin hep bu 26.4’lük zam öncesi kamuoyunu oyalamak için olduğunu gösteriyor.

“Kentsel dönüşüm”le betonlaşma rantı

Cumhurbaşkanı’nın “TOKİ bundan sonra yatay yapılaşmayı esas alacak, dikey dönemi bitti” açıklaması, aslında sosyal devlet gereği geliri düşük kesime devletin ev yapması için kurulan TOKİ’nin “dikey yapılaşma” politikasını ele veriyor.

On yedi yıllık AKP iktidarında müteahhitliğe soyunan TOKİ’nin işi ranta ve ticârete dönüştürdüğünün; müteahhitlerle anlaşarak büyük masraflarla kâr maksatlı 30 - 40 katlı devasa binalar yapıp sattığının tescili oluyor.

“Bu şehre ihânet ettik, hâlâ da ediyoruz, ben de bundan sorumluyum” diyen Cumhurbaşkanı’nın “40 kat, 100 kat binaları yapmak sizi medeni yapmıyor, ama biz de bu tuzağın içine düştük” hayıflanmasıyla yakındığı “dikey yapılaşma”yla şehirlerin betonlaştırıldığının açık ifâdesi. (TRT, 3.2.19)

Özetle, “kentsel dönüşüm” paravanında oy uğruna rant amaçlı denetimsiz gökdelenler dikildi. 3 - 5 kat izinli yerlere 10-15 katlı apartmanlar yapıldı.

Önce vatandaşların yanlış yapmasına, suç işlemesine kötü kentleşmeye göz yumuldu; sonra da yine vatandaşlar suçlanarak yanlışların faturası “imar barışı” - “vergi affı” perdesinde vatandaşa kesildi. Yani yasadışı yapılardan “cezâ” adı altında para alınarak “yasallaştırıldı”, çürük binalara “sağlam” dendi!

“Üç kâğıt ekonomisiyle nereye kadar!”

“Üç kâğıt ekonomisiyle, borsayı yükseltiyor, doları düşürüyor, faizi yükseltiyor; sanki dolar faizin, borsa doların rakibi. Müteşebbisi son derece rahatsız edici bu durum, böyle nereye kadar devam eder!”

Prof. Dr. Osman Altuğ, (TV5’,1.2.19)

 

Okunma Sayısı: 3324
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
    (*)

    Namaz Vakitleri

    • İmsak

    • Güneş

    • Öğle

    • İkindi

    • Akşam

    • Yatsı