"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

“Mutâbakat”tan çark sinyalleri

Cevher İLHAN
24 Eylül 2019, Salı
Ankara’daki “Suriye zirvesi”nde tam da ülkenin güvenlik ve istikrarının egemenliğine, toprak bütünlüğüne saygı temelinde siyasi birliğini esas alan “mutâbakat”ın ardından Ankara’dakilerin “Suriye politikası” saplantısı sürüyor.

“Mutâbakat”tan bir gün sonra, iktidar partisi sözcüsünün sanki Türkiye Suriye’yle savaştaymış gibi bu ülke ile diyalogu “sadece insanî trajedi olursa sivillerin zarar görmemesi” sığlığına hasretmesi ve hâlâ Amerikalılara “güvenli bölge” çağrısı çelişkiyi açığa çıkıyor. (gazeteler, 18.9.19)

Bir yandan, Suriye’de iç savaşın akabinde “terörle mücadele kisvesinde birtakım yeni oluşumların türetildiği fiili durum”dan yakınırken, diğer yandan “üç garantör ülkenin ayrılıkçı gündemlere karşı çıkması son derece önemli olmuştur” sözleri çelişkisinde bulunuyor. 

Zirvede “Suriye krizine ‘askeri bir çözüm’ getirilemeyeceği, ihtilâfın yalnızca Suriyelilerin ortak irâdeleriyle çözüleceğinin teyid edilip, BM Güvenlik Konseyi’nin 2254 Sayılı kararı çerçevesinde uyumlu bir ‘siyasi süreç’e ulaşılması gerektiği”ne dikkat çekilirken, hâlâ “güvenli bölge” ve “askeri çözüm” talebinin yenilenmesi çarpıklığı sergileniyor.

“ASKERİ ÇÖZÜM”DE İNADINA ISRAR

Nitekim Cumhurbaşkanı’nın ABD’ye hareketi öncesinde bir taraftan “ABD’nin PKK’nın yan kolu terör örgütüne ücretsiz on binlerce TIR silâh ve mühimmat desteğini göndermesini görmezden gelemeyiz” deyip, diğer taraftan “ABD NATO’da uzun yıllar beraber olduğumuz stratejik ortağımız, şu anda da aynı noktadayız” diye konuşması; hâlâ “Sınır boylarında bütün hazırlıklarımız tamamlandı. 20-30 km derinlikteki bölge terörden arındırılmalı” ifâdesiyle imzaladığı “Ankara zirvesi”nin esaslarına aykırı olarak “güvenli bölge” talebi bu tezatlı kırılganlığın tezâhürü.

İktidar partisi sözcüsü, “çok önemli” dediği “ortak bildiri”deki “siyasi çözüm”ü berhava eden “askeri çözüm”den dem vuruyor. Cumhurbaşkanı, “güvenli bölge’yle ilgili önüne bir tablo gelmezse iki hafta içinde bu adımı atacağız” deyip “askeri operasyon” restini çekiyor. 

Özetle, “yeni göç dalgası”na karşı hâlâ Suriye’nin kuzeyinde “güvenli bölge kurulması”nı “çözümün yolu” gösteren Ankara, yeniden “siyasi çözüm mutâbakatı”ndan çark sinyallerini çakıyor.

Özal döneminde “Çekiç Güç”le Irak’ın kuzeyinin Irak’tan koparılmasıyla işgal edilip mezhebî ve etnik iftiraklarla bölünmesi fitnesine itildiği gibi, “müşterek askeri üs” ve “tampon bölge” paravanında Suriye’nin kuzeyinin Suriye’den koparılmasıyla parçalanması plânının senaryosu sahneleniyor.  

“ASTANA MUTÂBAKATI” NAKZEDİLİYOR… 

Tesbit şu ki, Birinci Dünya Savaşı’nda İsrail’in kurdurulması hesâbına Ortadoğu’daki Müslüman ülkeleri taksim eden İngiliz-Fransız mâmulü menhus “Sykes-Picot anlaşması” güncelleniyor.

İsrail Savunma eski Bakanı Moşe Yaalon’un, Washington Woodrow Wilson merkezinde, “Suriye’nin bütünlüğü federalizmle parçalanacak; ‘Alevistan’, ‘Kürdistan, ‘Dürzistan’ olacak” ifşası, ifsad şebekelerinin, emperyal güçlerin “stratejik tefrika plânı” tuzağına düşülüyor. (AA, 16.3.16)

Ve Amerikan Dışişleri Konseyi kıdemli üyesi Philip Gordon’un “Suriye’yi parçalama plânı”yla, Türkiye sınırındaki kantonlar üzerinden “ikinci İsrail” işleviyle Türkiye ile Ortadoğu’daki Müslüman ülkeler arasında “koridor devlet” bariyeri fitnesine zemin hazırlanıyor. 

Görünen o ki Suriye’den koparılan “güvenli-tampon bölge”nin kontrolünü Türkiye’ye vermeyen ABD, burada konuşlanıp karargâh kuruyor; silâh ve mühimmat yığıyor. Ve ABD ile “koordineli devriye”lerle Türkiye bu kumpasa âlet ediliyor. 

Kısacası, Ankara’da bir yandan “Suriye’nin toprak bütünlüğüne saygılıyız” denilirken, diğer yandan göz göre göre Suriye halkının kabul edebileceği kalıcı ve muteber barışı ve “siyasi çözüm”ü esas alan “Astana mutâbakatı” nakzedilip işlevsiz bırakılıyor. 

Ankara, ABD ile “müştereken” Müslüman komşusu Suriye’yi bölüp parçalayan, bölgeyi terörize edip Türkiye’nin de bölünüp parçalanmasına ortam oluşturan tenâkuzlara artık son vermeli; terörle mücadelede “Adana mutâbakatı”ndan “Astana mutâbakatı”na Şam’la işbirliğine gitmeli.

Okunma Sayısı: 2127
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
    (*)

    Namaz Vakitleri

    • İmsak

    • Güneş

    • Öğle

    • İkindi

    • Akşam

    • Yatsı