"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

OHAL haksızlıkları giderilmeli

Cevher İLHAN
20 Kasım 2018, Salı
Meclis’e “sağlıkta şiddeti önleme yasası” perdesinde OHAL KHK’leriyle ihrâç edilen doktorların ve tıp uzmanlarının SGK ile anlaşmalı özel sağlık kurumlarında dahi çalışmalarını engelleyen tartışmalı maddenin -mahalli seçimler öncesi- kamuoyundan gelen yoğun tepkiler üzerine metinden çıkarılması, başta üniversitelerde çalışmalarına izin verilmeyen akademisyenlerle öğretmenler olmak üzere diğer mesleklerdeki yüz binlerce KHK’zedenin mağduriyetini gündeme getirdi.

Vakıa şu ki 15 Temmuz sonrası “topyekûn tasfiye furyası”nda OHAL KHK’leriyle “mensubiyet, iltisak ve irtibat”la kamudan ve özel sektörden atılan yüz binlerin mağduriyeti sürüyor. 

Ne var ki, yürütmenin yargıya tâlimat verdiği, hukukun siyasî mülâhazalarla fedâ edildiği, iktidar mensuplarının ve yüksek yargı başkanlarının ikrarıyla yargıya güvenin dibe vurduğu vartada, toplumda yargı bağımsızlığı ve tarafsızlığının bütünüyle askıya alındığı endişeleri yaygınlaşırken, hukuku ve adâleti hiçe sayan emrivakiler devam ediyor. 

TELAFİ ETMEK YERİNE

Yargısız infazla insanların derdest edildiği vetirede, Cumhurbaşkanı’nın “at izi it izine karışmış!” dediği karambolde “iktidara ilişik medya”da bile “soruşturmalara şâibe bulaştırılıp sulandırıldığı” ikazlarına karşı, OHAL sonrası en azından söz konusu hukuksuzluklara son verilmesi beklenirken, hâlen yüz bini aşkın başvuru içinde ancak üç binini vazifesine iâde eden “OHAL komisyonu” gibi bariyerlerin dayatılmasıyla adâletin tahakkuku geciktiriliyor. 

Özetle, vatandaşların bin bir emekle hak kazandıkları mesleklerini icra hakları ellerinden alınırken, özel sektörde çalışmaları da engellenen on binlerin “ağaç  kökü yesinler!” merhametsizliğiyle ortada bırakılmasıyla âileler açlığa mahkûm edilmiş. 

Ve ne yazık ki, AKP iktidarında hukukun temel kurallarının başında gelen “suçu ispatlanıncaya kadar herkesin mâsum ve suçsuz olduğu” ve “suçun şahsiliği”  esaslarını çiğneyen adâletsizliklerle yüz binlerin hak ihlâlinin sona erdirilmesi için hâlâ ciddî bir çaba yok. 

Bu yüzden, hukukçuların yakınmasıyla, “hukukun 12 Eylül döneminden bile daha kötü duruma düştüğü ve kimsenin güvende olmadığı”; toplumu çürüten muhbirliğin, tehdidin, şantajın, suiistimalin, istismarın, “itirafçılar”ın, “gizli tanıklar”ın meydan aldığı bir sosyal felâket hükmediyor. 

ARTIK HUKUKA DÖNÜLMELİ 

Hâsılı, OHAL sona erdiği halde haksız ve hukuksuz uygulamaları devam ediyor. 

Gerçek şu ki haklarında herhangi bir yargı kararı olmadan asılsız sahte ihbarlarla, hukukta hiçbir değeri olmayan “istihbarat raporları” jurnalleriyle, tek kelime savunması alınmadan yargısız infazla yüz binlerin işinden edilmesinin, on binlerin tutuklanıp içeri atılmasının hiçbir hukukî izâhı yok. 

Bu açıdan, hâlen “terörle mücadele kapsamında” yapılan, hukuksuz ihrâç ve tutuklamaların, tutuklu yargılamaların mâkuliyeti olmadığı gibi mâşeri vicdanı tatmin eden bir izahı da bulunmuyor.

Bundandır ki iktidar, artık hukuk ve adâletin tecellisine odaklanmalı. OHAL KHK’lerinin sebep olduğu haksızlık ve geniş mağduriyetlerin telâfisine çalışmalı.   

Okunma Sayısı: 16849
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
  • Mahmut

    22.11.2018 16:25:45

    Allah razı olsun hocam lütfen bu konuyu gündemde tutalım da belki vicdanlarda bir kıpırdanmaya sebep olur inşallah

  • Rahmi Kocatepe

    20.11.2018 19:46:05

    Bu yarayan konuya parmak basmanız çok güzel bir şey ama ne yazık ki hiç bir gelişme kaydemedik cimere bile yazdığımız dilekcelere bir cevap bile verilmiyor ohal komisyonu na yapılan başvurular ona keza bu kadar insanın mağduriyeti ne zaman nasıl giderilecek belli değil sözde kul hakkı yemekten korkuyoruz bildiğimizden de geri kalmiyoruz haksız iftiralar ne zaman son bulacak ve adalet ne zaman gelecek ne zaman tecelli edecek

  • metin

    20.11.2018 13:30:28

    Allah razı olsun bu konuyu sıcak tuttuğunuz için.Ben de iftira ile işinden olan KHK ile iade edilen,fakat üzerimize yapıştırılan bu leke yüzünden zorla emekli edilen bir kişiyim.İtibarsızlaştırmanın kul hakkı ihlali olduğu söyleniyor.Kul hakkı adalet çok kolay ihlal ediliyor."Bir topluluğa kininiz sizi adaletsizliğe sevk etmesin."Ayetinin muhataplarına bu yapılanlar yakışmıyor.

  • g@L!p

    20.11.2018 09:02:52

    OHAL komisyonu diye bir şey icat ettiler, adalet dağıtacakmış. "İltisaklı sağlık kuruluşunda muayene olup parasal destek sağlamak" diyerek reddeden bu zihniyet mi adalet dağıtacak ?! Allah'a havale ettik onları

  • Sami

    20.11.2018 07:05:57

    Ohal Khkli lira devam ediyor. Cebir yok şiddet yok yaralama öldürme yok herhangi bir eylem yok. Yasal sendika banka vb var diye adlı dava ceza vermek için bahane arıyor ohal komisyon bagirsaklarimiza kadar incelemiş iltisakli diyor bekliyor. Ohal komisyonu aynı kriterleri tüm ülkeye uygulasın ülkenin yüzde seksenini ihraç etmeleri gerekir komisyon uyeleride dahil. Yalan mi?

  • Ali Galip

    20.11.2018 00:28:26

    Allah Teala razı olsun, yazınız için. Bir KHK ve AKP maduru olarak minnettarım size ve Yeni Asya'ya. Siz, hak ve hukuku hatırlatma vazifenizi bi hakkın, bu şartlara rağmen yapıyorsunuz. Ancak, benim anladığım, "zalim", kendine süre tanındığını, belki tevbe eder diye verilen süreyi yanlış yorumluyor. "Demek ki, Rabbul Alemin de bu yaptıklarımdan memnun ki, başımıza kötü bir şey gelmiyor" diye, hergün zulmüne zulüm ekliyor, tevbe etmek yerine. Rabbim sonumuzu hayır eylesin.

(*)

Namaz Vakitleri

  • İmsak

  • Güneş

  • Öğle

  • İkindi

  • Akşam

  • Yatsı