Çorlu yakınlarında, çocuklar ve bebekler dahil 24 kişinin can verdiği, bir kısmı ağır olmak üzere 124 yaralının hastanelerde tedavi gördüğü tren faciasının ertesi günü 101 pare top ateşiyle Saray’da senfoni orkestrası, armoni mızıkası ve mehter ve bandoların çaldığı, özel paraların basıldığı bol ritüelli - şatafatlı törenle, medyada, devlet ve özel kanallarda medhiyelerle “yeni sistem”e resmen geçilirken, “kaldırılacağı” bildirilen OHAL’ın ikame edildiği görülüyor.
130 bini aşan kamu görevlisinin istihbarat raporlarıyla işinden edildiği, bine yakını bebek, dört bini çocuk, on yedi bini kadın 77 binden fazla insanın çoğu iddianâmesiz yargısız infazla aylarca, yıllarca içeride tutulduğu vartada, OHAL’un, bu kez Cumhurbaşkanı’nın tek başına çıkaracağı “kararnâmeler”le ve “iktidar cephesi”nin çıkaracağı yasalarla devamının öngörüldüğü ortaya çıkıyor.
Başbakan’ın “OHAL yetkilerinin devamı ile ilgili son bir KHK’nın çıkarılacağı” ifâdesiyle, AKP grup başkanvekillerinin “OHAL kaldırıldığı zaman bazı güvenlik önlemlerinde bir zâfiyet olmaması için OHAL KHK’ları yürürlükte kalmalı” açıklamaları bunun sinyaliydi.
OHAL, YASALAR VE KHK’LARLA KALICI!
Bilindiği gibi, 16 Nisan 2015 referandumundan bir buçuk ay önce “OHAL’de referandum yapıldı’ söylemine fırsatı vermeyiz” teminatı veren dönemin Başbakanı, çok geçmeden tek bir kamu görevlisinin işinden atılmadığı, gazetelerin, dergilerin, televizyonların, ajansların kapatılmadığı; sivil toplum kuruluşlarının, vakıfların kapısına kilit vurulmadığı Fransa’yı örnek göstererek, “OHAL koşullarında pekâla referandum yapılabilir” demiş ve öyle de olmuştu.
Tesbit şu ki, daha OHAL sona ermeden, yüz binleri mağdur eden OHAL KHK’larının Cezâ ve Terörle Mücadele Yasalarının içine alınması için AKP grubunun MHP grubuyla birlikte çalışacağı ve Meclis’i tatile sokmayacağı açıklamaları bunun işâreti.
Kısacası, hukuk devletlerinde fiilî eylemlere, suça karışmayıp, fikirlere sempati besleyen insanların terör örgütü mensubu sayılması çarpıklığıyla vatandaşların hak kazandıkları mesleklerinden edilip hapishânelere doldurulduğu hukuk dışılıklarla muallel süreç bitirilmek istenmiyor.
Böylece, yasal zeminde OHAL’i devam ettirecek önlemleri aldıktan sonra iktidarın “OHAL’i kaldırma” ifâdelerinin tamamen bir görüntüden ibâret olduğu tescil ediliyor.
“OHAL’İN KALDIRILMASI” LÂFTA KALIYOR
15 Temmuz hâdisesi sonrası OHAL KHK’larıyla yüz binlerce vatandaşın ihrâcıyla, on binlerin tutuklanmasıyla dayatılan hak gasbı, askerî okulların kapatılmasıyla binlerce askerî öğrencinin hak kaybı, yüzlerce er ve erbaşın yargılanıp mahkûm edilmesi, yüzlerce vakıf ve özel okulun kapatılması, vatandaşların bin bir emekle kurdukları on binlerce işyerinin kapısına kilit vurulup bütün mal varlıklarının devlete devri gibi hukuksuzluklar “yasallaştırılıyor.”
Özetle, “OHAl’in kaldırılması” lâfta kalıyor. antidemokratik “örtülü OHAL”le haksızlık, hukuksuzluk ve mağduriyetler devam ettiriliyor.