"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

“Partili cumhur-başkanı” Meclis’ten üstün konumda!

Cevher İLHAN
17 Mart 2017, Cuma
“Partili cumhur-başkanlığı hükümet sistemi”nde en başta gelen saptırmaların başında, millet irâdesinin temsilcisi Meclis’in yetkileri alınırken, Cumhurbaşkanının, “seçildiği” mülâhazasıyla Meclis’in yetkilerinin “bir şahıs” tarafından kullanılmasına gerekçe gösterilmesi geliyor.

Öncelikle, Anayasanın 6. maddesi “egemenliğin kayıtsız şartsız milletin olduğu ve milletin bu egemenliği Anayasanın koyduğu esaslara göre yetkili organlar eliyle kullanacağı” hükmünü getirir. Ve bu yetkili organların başında da Meclis gelir. Bundandır ki, 7. maddede, “Yasama yetkisinin millet adına Türkiye Büyük Millet Meclisi’nde âit olduğu ve bu yetkinin devredilmeyeceği” hükmü konulmuş.

Buna rağmen “yeni sistem”de, Cumhurbaşkanının Başbakanlığı ve Bakanlar Kurulu’nun bütün yetkilerini şahsında toplanmasıyla yetinilmeyip Meclis’in kanun çıkarmasına karşı cumhur-başkanı da kararnâme çıkarabiliyor. 

Tartışmalarda, Meclis’in Cumhur-başkanının kararnâmelerine karşı yeni bir kanun çıkararak hükümsüz bırakacağı ileri sürülüyor. Ne var ki Saray’dan tek imza ile çıkacak herhangi bir kararnâmeye karşı Meclis’in komisyonlardan geçirerek uzun müzâkereler sonucu söz konusu kanunu çıkarıncaya kadar aylar geçeceği ve uygulamada –yapılan atamalara ve değişikliklere karşı hiçbir yaptırımının kalmayacağı gözden kaçırılıyor…

YASAMA YETKİSİNİ GASP!

Keza hâlen cumhurbaşkanının veto ettiği bir yasayı Meclis’in ancak 301 oyla yeniden kabul etmesi şartı koşularak âdeta imkânsız hale dönüştürülüyor. 

Yine her fırsatta, “yeni sistem”de Meclis’in Cumhurbaşkanını Yüce Divan’a göndereceği iddia ediliyor. Lâkin soruşturma açılması için 301, komisyonu kurulması için 360, Yüce Divan’a sevk için 400 vekilin oyu şart.

Bununla da kalınmıyor; Cumhurbaşkanının tek başına atadığı yardımcıları ile bakanların yargılanması için de aynı sayı getiriliyor. Dahası görevleri sona erse de –emeklilik halinde- herhangi bir konuda yargılanmaları yine Meclis’in üçte iki -400 milletvekilinin oyu şatına bağlanıyor. 

Yüce Divan görevini görecek Anayasa Mahkemesi’nin 15 üyesinden 12’sini tek başına seçen cumhur-başkanının, atadığı yardımcılarını ve bakanları hangi “yargı bağımsızlığı ve tarafsızlığı”yla yargılayacağı da merak konusu…

Bu arada Meclis’in yürütmeyi/hükümeti denetim işlevlerinden biri olan güvenoyu ve gensoru ile, herhangi bir yasa çıkarılırken bakanların Meclis’te -Genel Kurul’da- bulunma mecburiyetinin kaldırılması, milletvekillerinin sözlü soru haklarının alınması bir diğer yönüyle Meclis’in denetim fonksiyonunu yok ediyor. 

Ancak en çarpıcısı, 1205 Manga Carta’dan bu yana demokrasilerde parlamentoların en temel hakkı olan bütçeyi çıkarma hakkından Meclis’in resmen mahrum edilmesi. Halktan toplanan vergilerin halkın temsilcilerinin kararıyla harcanması olarak telakki edilen bütçe yetkisinin açıkça gasbedilmesi. 

Zira Saray’ın gönderdiği bütçeyi Meclis “onay” makamında kalıyor, onaylamadığı takdirde bir şey değişmiyor. Cumhur-başkanı, önceki bütçenin rakamlarını yeniden değerlendirerek –Meclis’in onayı olmadan- yeni bütçeyi yürürlüğe koyuyor; ve bu halin ne kadar süreceğine dair hiçbir düzenleme yok. 

Buna göre, Cumhur-başkanı, 7 katrilyonluk Türkiye bütçesini yapacak ve Meclis kabul etmezse de önceki bütçe ile oranlayarak yıllarca tek başına çıkarabilecek…

DENGE – DENETİM FONKSİYONU BERHAVA…

Bütün bunlara, her defasında “Amerikan başkanlık sistemi” örnek gösteriliyor. Ancak Amerika’daki Kongre ve Senato’nun başkandan çok güçlü ve etkin bir denge ve denetim işlevini gördüğü, bütçeden yüksek bürokrasi ve büyükelçi atamalarına kadar kontrol edip onayından geçtiği nazarlardan kaçırılıyor. 

Kısacası, “yeni sistem”e göre 17 Nisan’da acilen yürürlüğe girecek olan “partili cumhur-başkanı”nın seçimlerde partisinin milletvekilleri listesini hazırlamakla partisi üzerinden büyük ölçüde etkisi altına aldığı Meclis’in temel demokratik işlevlerinin başında gelen denge - denetim ve fren mekanizması berhava ediliyor. 

Ve “partili Cumhur-başkanı”, Meclis’ten üstün konum ve yetkiye sahip hale getiriliyor. Yüzde 51 oyla seçilen Cumhurbaşkanı, yüzde 100’e yakın milletin reyiyle seçilen Meclis’i tek bir imza ile feshedip seçime götürebiliyor…

Okunma Sayısı: 2452
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
    (*)

    Namaz Vakitleri

    • İmsak

    • Güneş

    • Öğle

    • İkindi

    • Akşam

    • Yatsı