"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

Politik atraksiyonların sebebi

Cevher İLHAN
06 Mayıs 2020, Çarşamba
Resmî rakamlarla hâlen günde 1500’den fazla vakanın çıktığı, toplam 3 bin 400’den fazla vatandaşın vefat ettiği salgın musîbetinin tam da ortasında birlik ve beraberlik mesajlarıyla kucaklayıcı olması gereken siyasî iktidarın politik polemiklerle tehevvürlü tavrı dikkat çekici.

Seçimlerin ardından muhalefete mensup bazı belediye başkanlarına soruşturma açılıp yerlerine kayyım atanırken, yarım kalan ve metro gibi yeni yatırımlar için kredi müracaatlarının reddiyle kamu yönetiminde ve halka hizmette ayrımcılık iyice açığa çıktı.      

Söz konusu belediyeler mevzubahis kapsamlı yardım ve hizmetleri sessiz - sedâsız yapıp propaganda etmedikleri halde “şov yapmak”la, “paralel yapı” olmakla, “bozgunculuk”la, “sabote etmek”le, “ekonomiyi yıkmak”la, hatta “terör örgütleriyle mücadeleyi akamete uğratmak”la suçlandılar.

Son süreçte kanunla teminat altına alınmış “bağış kampanyaları”nın bir “Bakanlık genelgesi” ile yasaklanıp, toplanan paraların bloke edilmesi; ücretsiz ekmek dağıtımına ve aşevlerine mani olunması, kurdukları pandemi - sahra hastanelerinin şehir hastaneleriyle kıyaslanıp kapatılması, ihtiyaç sahiplerine gıda kolilerinin dağıtımının engellenmesi ve en çarpıcısı da “bağış ve yardım kampanyaları”nı yapan belediye başkanlarına soruşturma açılması agresif tutumu devam etti. 

SAKİL SİYASÎ KARŞITLIK…

Bu arada en ufak ve mâkul eleştirilere aşırı tepki gösterilip siyasi saldırılarla mukabele edildi. Özellikle “ulusa sesleniş”lerde sanki seçim sath-ı mâilinde imişçesine, muhalefetin uyarılarına, hakaretâmiz ağır isnad ve ithamlarla, tahrikkâr siyasi salvoların savruldu.

Vakıa şu ki İstanbul Belediye Başkanı iken Alibeyköy’de meydana gelen sel felâketinde dönemin Çevre Bakanı’na, “İstanbul’la ilgili beni aşmayın. İstanbul’daki çevre konusunda eksiklikler varsa, bir ziyaretle bizi uyarmasını beklerdim. Bu bizim ortak sorunumuzdur; bana sorsaydınız, bu yanlışların içine düşmezdiniz; gücünüz yetiyorsa gelin başa baş oturalım, bu konuları konuşalım” çağrısında bulunmuy olan Cumhurbaşkanı, şimdi aynı “çağrı”nın gereğini muhalefet belediyelerinden esirgiyor. 

Başta üç büyükşehir başta olmak üzere muhalefete mensup belediye başkanlarının aylardır yeniledikleri görüşme taleplerine olumlu bir cevap verilmiyor. Türkiye nüfusunun yüzde 60’ına hizmet eden belediyeler “rakip” görülüp merkezi hükûmet olarak eş güdüm içerisinde birlikte çalışma ve işbirliği yapma önerilerine, toplumu kamplaştırıp kutuplaştıran fevkalâde sâkil politik karşılıklar veriliyor. 

Oysa Cumhurbaşkanı’nın “kendi başlarına yardım toplamak, ekmek dağıtmak, hastane kurmak, benzeri işler yapmaya kalkışmak” olarak nitelediği yardımlar ve hizmetler, on sekiz yıldır iktidar partisi belediyelerinin de yapa geldiği ve iktidakilerin her fırsatta övündükleri “işlerdir”, “asli hizmetler”dir. 

ANKETLERLE ORTAYA ÇIKAN

Özetle, felâket gününde sırf muhalefetin kazandığı belediyelerin yardım ve hizmetlerinden rahatsızlık ve siyasi tepki, “menfi siyaset”in son bir garabeti olarak tezâhür ediyor. 

Belli ki işin arka plânında, iddiaların aksine en son Avrasya Araştırma’nın anketinde açığa çıktığı gibi iktidarın oylarının dramatik bir şekilde düşmesi yaşanıyor. Zira 36 ilde 21-28 Nisan arasındaki araştırmada, AKP yüzde 34, MHP 8.9 çıkarak “iktidar cephesi” 43’ün altında kalıp Meclis’teki çoğunluğu kaybederken muhalefet partilerinin oyları ciddi biçimde yükseliyor. 

Keza “bugün Cumhurbaşkanlığı seçimi olsa Erdoğan’a oy verir misiniz?” sorusuna katılımcıların yüzde 38.9’u “evet”, yüzde 44,5’i “hayır” cevabını veriyor.

Salgın sonrası halkın yüzde 53,6’sı “gelirimiz düştü” derken, ancak yüzde 1,3’ü “gelirimiz arttı” diyor ve vatandaşların yüzde 67,9’u salgın sonrası açıklanan “ekonomik desteği” “yetersiz” buluyor. 

Belli ki medyanın yüzde 95’ini oluşturan “yandaş” ya da “ilişik medya”da pompalanan “başarı” algısı vahameti kapatmaya yetmiyor; bu yüzden salgın sürecindeki ekonomi politikalarının iflâsına, “destek paketleri”nin yetersizliği ikazlarına karşı, kışkırtıcı çatışmacı dille siyasi gerilim tırmandırılıyor. 

O denli ki muhalefet sözcülerinin “parti devleti” - “saray rejiminin sonu geliyor” eleştirileri dahi garip bir şekilde “darbe hevesi ve dâveti” olarak çarpıtılıyor. 

Ne var ki siyasi çöküş o kadar vahim ki mızrak çuvala sığmıyor; artık politik atraksiyonlarla, algı operasyonlarıyla başarısızlığın üstü örtülemiyor.

Okunma Sayısı: 2038
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
  • A.Kadir

    6.5.2020 05:17:21

    Gerçekleri bu zor günlerde dile getirdiğiniz için teşekkür ederim.

(*)

Namaz Vakitleri

  • İmsak

  • Güneş

  • Öğle

  • İkindi

  • Akşam

  • Yatsı