Geçen hafta gündeme sokulup sonra üstü örtülen Amerikan Rand Corporation’ın “Türkiye’de yeni bir darbe girişimi bile olabilir” cümlesinin yer aldığı 276 sayfalık raporu da yeterince tartışılmadan geçiştirildi.
Anlaşılan, başta ağır ekonomik kriz, gittikçe artan işsizlik, her dört gençten birinin işsiz olması, yeni zam ve vergi sağanağı, Suriye politikasının fiyaskosuyla ard arda şehitlerin geldiği İdlib’de saplanılan çıkmazla Rusya ile ilişkilerin gerildiği, Libya’ya asker göndermenin hiçbir gerekçesinin kalmadığı, deprem ve çığ gibi felâketlere tedbirsizlik ve yargıya “tâlimat”la yargı bağımsızlığı ve tarafsızlığının ortadan kalktığı ve içinden türeyen yeni partilerle iktidar partisinin hızlı çözülüşle oy oranlarının yüzde 40’lardan 30’lara doğru eridiği süreçteki çöküş perdelenmeye uğraşılıyor.
Vakıa şu ki yayınlanmasından günler sonra “iktidara ilişik medya”da “darbe yapılacak” diye raporun köpürtülerek iktidarın halkın nezdinde yine “mağdur” gösterilmesi, on sekiz yılın sonunda siyasi iktidarın başarısızlığının gözlerden kaçırılması ve manipülasyonlarla algı operasyonlarında istimalle AKP’nin ömrünün uzatılmak istendiği ve bu amaçla “ütopik senaryolar”ın piyasaya sürüldüğü ortaya çıktı.
BELLİ BİR “MAKSAD”A PROVOKE…
Garip olan, iktidar sözcülerinin “Kimse endişe etmesin, milletimiz müsterih olsun, Türkiye’nin yerleşik demokratik kurumları var” tepkisiyle ortalığı teskin etmek yerine, en üst düzeyde Cumhurbaşkanı’nın “Milletimiz ‘kapıdan dışarı çıkalım mı çıkmayalım mı’ demez. Elinde neyi var neyi yok herkes meydanlara dökülür” diyerek darbeyi önlemeyi yine millete havale eden fevkalâde tehlikeli söylemler kullanması. Ordunun artık bu tür fitnelere âlet olmayacağını vurgulamak yerine, yine tankla halkı, ordu ile milleti karşı karşıya getirecek ifâdelere başvurması.
Türkiye dış politikası, ekonomisi, mezhebi ve etnik yapısı üzerinden ifsad maksadıyla raporlar hazırlayan, stratejiler üreten, Avrupa ve Orta Doğu’ya dair politikalar belirleyen Amerika’nın think tank kuruluşunun raporunun iktidarın propagandasına yaraması.
Dünyada ve bilhassa Türkiye’deki darbelerin arkasındaki CIA ajanlarının oluşturdukları politika belgeleriyle sadece Amerikan politikalarına değil, Türkiye’deki politikalara da yön vermeye çalışmaları.
Bu amaçla 700 çalışanı olduğu belirtilen, Amerikan politikalarının yönlendirmesinde büyük etkisi olan ve “gölge CIA” olarak bilinen kurumun 276 sayfalık raporunda tam 161 kez “darbe” kelimesinin kullanılması, Türkiye üzerinden “darbe söylentisi”ni ortaya atmakla işin provoke edilmesi.
MUHALEFETE KARŞI SİYASİ ARAÇ”
Ve en çarpıcısı, ABD’nin küresel emperyal emellerine fikri - siyasi zemin hazırlayan Rand Corporation’un enjekte ettiği “yeni ifsad”a siyasi iktidarın can simidi gibi sarılması. Türkiye’nin gerçek gündeminin üzerini kapatmak hesabına “Amerikan raporu”yla ortaya atılan “darbe söylenti”yle yeniden siyasi rant devşirilmek istenmesi. Siyasi arenada muhalefete karşı bir “siyasi araç” olarak istismar edilmesi.
Tıpkı her seçim ve referandum öncesinde iktidara siyasi prim devşirildiği gibi iktidarın içte ve dışta tıkandığı vetirede bu kez “darbe söylentileri”yle kamuoyunu iktidarın etrafında toplamak için kullanılmaya girişilmesi.
Özetle, 1996’daki raporunda “Erdoğan’ın Başbakan, Gül’ün Cumhurbaşkanı olacağı”nı bildiren Rant’ın “darbe raporu”nun manipülasyon ve algı operasyonlarıyla içte iktidarın tahkiminde kullanması beraberinde birçok istifhamı getirdi…