"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

“Refik” ve “tarik”

Cevher İLHAN
16 Mayıs 2016, Pazartesi
Başbakan Davutoğlu, 5 Mayıs’taki basın toplantısındaki bir nev’î “veda konuşması”nda, “Evvel refîk bade’l-tarîk (Yoldan önce yol arkadaşı lâzım)” demişti.

“Ben yola çıktığım arkadaşlarımın birlikte olduğumuz inancıyla omuz omuza benimle olduğundan emin olmak isterim. Benimle olmadıkları anda da bunu bana söylemelerini arzu ederim. Bu bağlamda son MKYK’da yaşananları tâkip edilen yöntemi refik olma özelliğiyle bağdaştıramadım. Eğer refik ve hedef önemliyse hepimizin bir muhasebe yapması gerekiyor” serzenişinde bulunmuş; kendisiyle çalışan refiklerin kendisine haber vermeden MKYK’da yetkisini alma operasyonundan yakınmıştı. 

Parti MKYK’sı için, “Refik olma özelliğiyle bağdaştıramadım ve AK Parti’nin devamı için refik değişmesi için genel başkanın değişmesi kararı bende hasıl oldu” sözleri büyük yankı uyandırmıştı.

Ne var ki, bunu söylerken de bütün suçu “refikler”in üzerine yıkmış; “Kimse benden Cumhurbaşkanımız aleyhinde bir lâf-söz beklemesin” diyerek sözkonusu operasyonda Erdoğan’ın bir dahlinin olmadığı tecâhül-ü ârifliğinde bulunmuştu. (gazeteler, 5.5.16)

Oysa herkes biliyor ki, Cumhurbaşkanı’nın direktifiyle, 50 kişilik MKYK’da Başbakan’ın sözünü ettiği Erdoğan’a yakın 47 “refik” Cumhurbaşkanı’nın direktifiyle harekete geçip Genel Başkan’dan habersiz yetkilerini kaldırılmışlardı.

Bu durum, 29 Nisan sabahı Katar dönüşü Cumhurbaşkanı’nı arayan Başbakan’ın “Arkadaşlar sizin adınıza imza topladıklarını söylüyorlar” şikâyetine, Erdoğan’ın “Normal tabi, ben onların lideriyim” cevabı üzerine “Siz benim de liderimsiniz. MKYK’yı erteleyelim ya da geleyim görüşelim” ricâsına Erdoğan’ın “Gereğini yapın!” diye ipleri kopartan tâlimatıyla medyaya yansıdı.

Ki başbaşa görüşmede bu “gereğin”, Davutoğlu’nun bütün uzlaşma önerilerini reddeden Erdoğan’ın “kongreyi toplayıp genel başkanlık ve başbakanlık emânetini devretmesi” olduğu ortaya çıktı...

“Kongre, hareket ve bereket”se…

Mâlum Davutoğlu’nun “çekilme kararı” almasının akabinde, Cumhurbaşkanı, Saray’da kabul ettiği bazı iktidar partisi milletvekillerine ‘Başbakan’ın kendi kararı’’ demişti. (Yeni Şafak, 7.5.16)

Başbakanlıktan Cumhurbaşkanlığına geçişini hatırlatan Erdoğan, “Ben nasıl devrettiysem o da devredecek” örneğiyle “Partinin genel başkanının değişmesi ve hareketlilik iyidir, kongre hareket ve bereket getirir” diye konuşmuştu. 

Ancak “Cumhurbaşkanı olmam demek geçmişimle ve arkadaşlarımla kesmem anlamına gelmez. Tam tersine ben bu kimlikle aday oldum. 12 yıla yakın süre genel başkanlığını yaptığım partiyi yakından tâkip etmem gâyet tabiîdir” diyen Erdoğan ve AKP’liler, ne hikmetse MHP’nin kongresi için aynı şeyi düşünmüyor. MHP için “kongre, yenilik, hareket, bereket getirir” demiyor.

Keza AKP’nin kongre yapmasının gereğini vurgulayan iktidar yanlısı kalemşorlar ve “troller”, MHP delegesinin 548 imza ile yaptıkları müracaat neticesi mahkemenin kararını hiçe sayıp bu partinin kurultay yapmasını istemiyorlar. Partinin beş ay içinde 80 milletvekilinden 40 milletvekiline düşürmesinin, büyük oy kaybının en yetkili organı kurultayında değerlendirilmesinden kaçınıyorlar.

Bütün kamuoyu araştırmaları, anketler, mevcut yönetimin ve politikaların sürmesi halinde bu partinin ilk seçimlerde barajın altında kalacağı, genel başkanının değişmesi durumunda en az yüzde 8-10 puan kazanacağı analiz ve tesbitlerine karşı, ısrarla kurultaya karşı çıkma garabetini sergiliyorlar. 

Bir diğer garabet, HDP’nin yanı sıra MHP’nin de “baraj altı” kalmasıyla AKP’nin Anayasayı değiştirecek sayıyı elde etmesi senaryosunun “başkanlık hesâbı”na olduğunu bile bile mevcut MHP yönetiminin Kongreye gitmemekte direnmesi. Göz göre göre oynanan “oyun”a gelmesi… 

“Başbakan’ın ricâsını PKK’ya ilettik!” ikrarı

Dokunulmazlıklar teklifinin tartışıldığı Meclis Anayasa Komisyonu’nda, AKP ile HDP heyeti arasında imzalanan “Dolmabahçe mutâbakatı”nı okuyan HDP’li S. Süreyya Önder’in çarpıcı ifşaatları, kavganın arbedesinde âdeta gürültüye getirildi. (gazeteler, 4.5.16)

“Tarihî itiraflar” olarak yorumlanan açıklamasında “Dönemin Başbakan’ı Erdoğan’ın Özel ricalarını PKK’ya iletiyordum” diyen Önder, “Barış süreci başladı. Sayın bakan (Adalet Bakanı Bozdağ) da dahil olmak üzere bakanlarla, istihbarat örgütüyle, MGK temsilcisiyle, PKK’yla, sayın Öcalan’la 3.5 sene süren düzenli görüşmeler yaptık. Devletin, sayın bakanların, başbakanların, hükûmetin, istihbarat örgütünün özel ricalarını, önerilerini, itirazlarını, PKK’ye götürdük. Onlarla günlerce aynı sığınaklarda kaldık. Günlerce tartıştık, değerlendirdik” ikrarının üzerinde durulmadı. 

Yine bugün İmralı’ya, Kandil’e gidenler hakkında “suç işledin” diye dokunulmazlıklarının kaldırılması fezlekelerinin düzenlenip yargılanmak istenmesine dikkat çeken HDP Eşbaşkanı Demirtaş’ın, hükûmeti kastederek, “Gidip Öcalan’la, Kandil’le görüşün’ diye bizi gönderdiler. Başbakanın, bakanların tâlimatıyla gittik” ifâdeleri de nazarlardan kaçırıldı. 

Sormak lâzım; hükûmetin tâlimatıyla İmralı’ya, Kandil’e, Avrupa’ya gidip terör örgütü temsilcileriyle görüşenler “teröre destek ve yataklık”la suçunu işlemişlerse, onları gönderip görüştürenler de suçlu olmaz mı? 

Gerçekten, İmralı’da, Kandil’de, Oslo’da terör örgütü elebaşılarıyla görüşüp müzâkere masasına oturanlar, örgüt mahfilleri arasında mesaj taşıyıp “mektupçuluk” yapanlar, terör örgütü liderinin mektubunu meydanlarda milyonlara okutanların da sorgulanması ve yargılanması gerekmez mi?

Okunma Sayısı: 2217
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
    (*)

    Namaz Vakitleri

    • İmsak

    • Güneş

    • Öğle

    • İkindi

    • Akşam

    • Yatsı