"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

Risalelerin devlete/Diyanet’e devri soruları (2)

Cevher İLHAN
29 Kasım 2014, Cumartesi
Risale-i Nur’un bütün hak ve yetkilerini Diyanet’in tekeline veren 26.11.2014’te Resmî Gazete’de yayınlanan (24 Kasım) 2014/7007 sayılı Bakanlar Kurulu kararı, yaman çelişkilerle, çarpıtmalarla ve derin müphemiyetlerle muallel.

Kararda, bir yandan “eserlerin aslına uygun basılması kaydıyla” denilirken, devamında “Diyanet’in veya Diyanet’in verdiği izin veya yetki çerçevesinde kişi ve kuruluşlarca” basım ve yayımının yanı sıra sadeleştirilmesi, haricî yorumlarla, eklentilerle tahrifi anlamına da gelen “işlenebilir” kelimesinin sokuşturulması belirsizliği ve riski bunlardan biri. Bu tenâkuz, Kültür Bakanlığı’nın Risalelere keyfî “banrol yasağı” emr-i vakisinin ve tepeden tâlimatla siyasî iktidarın “kamuya mal etmesi” yasal kılıfının akabinde, Anayasa Mahkemesi’nin kararı beklenmeden büyük bir telâşla apar topar basım-yayım hakkının devlet adına Diyanet’e devrinin “sadeleştirmeye önlem olduğu” iddiasını boşa çıkarıyor.
Soruyoruz: Bediüzzaman’ın beyânıyla, doğrudan doğruya Kur’ân’ın açık bir bürhânı ve kuvvetli bir tefsiri ve mânevî mu’cizeliğinin parlak bir parıltısı olup hakikat ilminin mâdeninden ilhamen ve feyzinden yazılan Risale-i Nur üzerinde tasarrufa, devletin, hükûmetin, Diyanet’in ne hakkı var?  
Bediüzzaman’ın bile “kalem karıştırmaya hakkı olmadığını” belirttiği Nur Risalelerini, Bakanlar Kurulu, hangi hukukla tab’ ve neşrini ve “işlenmesi”ni “ilke ve inkılâplar” kıskacındaki devletin resmî ideolojisi cenderesindeki kurumu Diyanet’in insafına bırakıyor? 

ASLINA UYGUN NEŞREDEBİLECEK Mİ?

Yasa ve yönetmeliklerinde, eğitim, kurs ve yayınlarına dair genelgelerinde, “Anayasanın verdiği görevleri yerine getirirken, Atatürk milliyetçiliğiyle ilke ve inkılâplarına, Cumhuriyete ve lâiklik prensibine bağlılığı”na hükmedilen devletin vesâyetindeki Diyanet’in zâfiyeti ortada.
Sahi, Bediüzzaman’ın lâhikaya koyduğu “Lozan’ın içyüzü” ve “Nihâî vesika” ve “Gizli andlaşmanın entrikası” başlıklı bölümler bir yana (Emirdağ Lâhikası, 277-8); “… şimdiki zaman tamamıyla tayin ettiği bir hadîsin hakikatini tefsir bahsinde, şeflerin başı Lozan Muahedesinde hiçbir zaman hiçbir Müslüman hakikî Türk’ü, hiçbir Nasraniyete (Hıristiyanlığa) ve Yahudiliğe ve başka dine girmeyen ve İslâm kahramanı olan Türkleri Protestan yapmaya malûm hamambaşı ile ittifak ederek rey veren o adam” diye başlayan ve “elbette o adama, o Lozan Muahedesinde verdiği dehşetli fikrini isbat etmiş ki, din-i İslâma gâyet muzır olarak hadîsin haber verdiği adam bu zamanda o şeftir” ibârelerinin yer aldığı paragrafı (a.g.e., 286) Diyanet, aslına sadâkatle basıp – bastıracak mı? Yahut bazı “tahrifatçılar”ın yaptığı gibi bu kısımları çıkaracak mı?
Ya da “Elli sene evvel bir hadîsin tefsirinde, cebrî kanunlarla şapkayı giydiren ve din-i İslâmı bu mübârek Türk milletinden kaldırmak için Lozan Muahadesinde söz veren” cümlesiyle başlayıp, “millet-i İslâm için pek çok zararlı olduğunu ef’aliyle (fiilleriyle-icraatıyla) isbat eden ve hadîs-i şerifin haber verdiği o müdhiş şahıs kendisi olduğunu hayat ve mematiyle (ölmüyle) gösteren M. Kemal’e bir mahrem eserde ‘Din yıkıcı, Süfyan’ dediğimizi ve kalplerdeki sevgisini bozmağa çalıştığımızı…” diye devam eden bölüm kitaba konulacak mı? (a. g. e., 295)
Veya Bakanlar Kurulu kararında, Diyanet’e havale edilen “Tılsımlar Mecmuası”nın sonundaki, “hadîsin mânâsı”ndan işâretler, yine “Sikke-i Tasdik-i Gaybî”deki hakikatler basılacak mı? Yahut Diyanet’e devredilen “liste”de sayılan “29. Mektûb”un “İkinci Makamı”ndaki mânevî ihbarların, meselâ “Gariptir ki: Bu istibdâd-ı askeriye-i keyfiye-i küfriyenin başına geçen mason komitesinin üç reisinin derece-i hataları ve Şeriat hakkındaki olan cinâyette hissleri kendi isimlerindeki aded zahir gösteriyor” ifâdesinin yer aldığı “Sekizinci Kısım”daki tevâfuk ve işâretler yayınlanacak mı?
Kısacası, Diyanet, “bandrol”dan bu yana Bakanlık müsteşar yardımcısının ikrarıyla onlarca yayınevi tarafından 26 milyon basılan bütün Nur Risalelerini, lâhikaları aynen basıp-bastırıp neşredebilecek mi?

NEDEN DİYANET’E DAYATTIRILIYOR?

Yoksa, Bediüzzaman’ın bizzat ilâve ettiği Münâzarât’taki “Burada mason ve dönmelerin cemiyetinden haber vermek içinde, bir çeyrek asır istibâd-ı mutlakla hükmeden bir hâkimiyeti gaybî ihbar eder” ile “Komünist ve anarşist mânâsıyla Kemâlizmi ve inkılâp softalarını ve dönmelerini görmüş gibi haber veriyor” ibâreli iki hâşiyeyi silen tahrifatla devletin/rejimin hoşuna gitmeyen âyet ve hadisin mânâsından tefsir ve tesbitler makaslanacak mı? (s. 48, 52)
Sahi, bir zamanlar Nutuk sattırılan, devlet eliyle resmen kumarın oynatıldığı Millî Piyango’ya fetva verdirilen, kelepçeli olduğu “ilke ve inkılâplar” işaa ettirilen Diyanet, “Kur’ân’ın hakikî bir tefsiri ve hakikatinin bir tercümanı ve meselerinin bürhânı” Nur Risalelerinin hakkını ve hukukunu nasıl muhâfaza edecek? “Eserlerin aslına uygun olması”nı hangi irâdeyle kontrol ve tesbit edecek?
Sonra, hangi sâikle Risalelere “bandrol” yasağı? Niçin ille de “devlet tekeli”? Ve neden “devlet adına” hak ve hukuk gasbı Diyanet’e dayattırılıyor?

Okunma Sayısı: 2403
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
  • Garib Doğu

    29.11.2014 10:45:20

    Bu tekel işini savunanlar,Risaleden tek kelime gösterebilirler mi?Veya Üstat'dan tek kelime nakil yapabilirler mi ? Mümkün değil.Üstadın,Devletin tekeline,himayesine girsin diye hiçbir yerde bir beyanatı yoktur.Üstat böyle istemiştir demek,Üstada yapılacak en büyük iftiradır.Zerre kadar vicdan ve insafı olan bunu diyemez. Galibe bu işle menfaat ve siyaset karışmış.Gidişat bunu gösteriyor.Keşke,bu İnhisarcılık işini(saçma sapan,hurafe,düzmece,uyduruk)gerçek bir şeymiş gibi millete yutturmaya çalışmasalar.Oynanan oyun çok büyük ve bir o kadar tehlikeli.Tarihte emsali yok.Allahın inayetiyle bu müdahale geri tepecektir.Çünkü Risale-i Nur,hak ve haikatlar ummanı ve Nur deryasıdır.Bu nur maddide hapse razı olmadıği gibi,hiç kimsenin, resmi,gayri resmi , hiç bir gücün inhisarını da kabul etmez.Sekiz aydır matbaaların bantlarından bu nurun akışına engel olanlar dehşetli bir vebalın altında olup, büyük bir belayı celp edeceği izahtan varestedir...

  • İsmail Cebecili

    29.11.2014 01:31:11

    Tepki gösteren çok da olsa veya tutulmuşlar, sizlere saldırsa da doğruları yazarak haykırmaya devam. Surda devamlı gedikler açılıyor. Tebrikler.

(*)

Namaz Vakitleri

  • İmsak

  • Güneş

  • Öğle

  • İkindi

  • Akşam

  • Yatsı