"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

Siyaset uğruna dehşetli tahrik

Cevher İLHAN
19 Mart 2019, Salı 00:17
Seçime iki haftadan az bir zaman kala siyaset gittikçe çirkinleşiyor.

Özellikle büyük şehirlerde ve bazı önemli merkezlerde kaybetme durumunun sözkonusu olmasıyla “iktidar cephesi”nce en çok dine zarar veren dinin siyasette istimaliyle ve inhisarıyla âdeta şirâzesinden çıkıyor.

Keza “millî değerler”, “vatanperverlik” ve “millîliği” sâdece partilerine has gösterilmesiyle fevkalâde tehlikeli fitne alevlendiriliyor. Bu tahrikle vatandaşların arasına tefrika sokuluyor.

Geçtiğimiz hafta, İstanbul’daki bir toplantıya katılanların “gürültüden ezan sesini duymadıkları, esasen o karmaşada duyulmasının da mümkün olmadığı ve kesinlikle ezâna saygısızlık etmedikleri”, dahası tam o sırada sıkılan göz yaşartıcı bombaya karşı tepiklerini dile getirdikleri” açık beyânlarına rağmen, miting meydanlarında kalabalığın alkış, ıslık ve  çığlıklarının ezanı protesto maksatlı olduğunun ileri sürülmesinde olduğu gibi, siyaseten sıkışıp âdeta çâresiz kalan iktidar sözcülerince milletin birlik ve bütünlüğünü kanatan iddialar siyasette inadına ve hoyratça kullanılıyor.

Muhalefet liderleri ve sözcüleri, provokasyonlara karşı sağduyu çağrılarında bulunurken, daha önce “camide içki içilmesi” ve “Kabataş’ta bir kadına saldırılması” asparagaslarında da açığa çıktığı gibi, Maraş ve Çorum olaylarında patlayan dinî hassasiyetin kaşınması vahim kışkırtıcılığıyla milletin birlik ve bütünlüğünün dibine âdeta dinamit sokulmaya yelteniliyor.

“EZANI ISLIKLAMA” ÇARPITMASIYLA…

Aslında AKP Genel Başkanı ve Cumhurbaşkanı’nın seçime beş kala muhalefeti hedef alıp gerginliği daha tırmandıran “ezan düşmanları” çıkışından hareketle, benzer manşetlerle “iktidara ilişik medya”nın bir yerlerden “tâlimat” alırcasına, “Ezan ve bayrak düşmanları”, “Ezan ıslıklama ittifakı”, “Ezanı ıslıklayan düşmanlar” benzeri tahrikvâri manşetlerine karşı, yine “iktidara yakın” olarak bilinen insaflı kalemlerin bu konudaki iz’anlı ikazları gerçeği ortaya koyuyordu. Zira tahrik o denli yapıldı ki, sözkonusu “yandaş” gazeteler, “Taksim’de rezalet görüntüler”, “Ezan okurken köpekler neden ulur?” ve “Bu, ezan okunurken ikinci ulumaları!..”, “Taksim’de Ezan-ı Muhammedî’ye saldıran bir avuç sapkın kadına ithafen…” başlıkları ve yazıları ne denli bir çarpıtmanın yapıldığını ele veriyor.

Yazar Sevilay Yılman’ın “İktidara yakın medyada çalışan iki muhabir ile görüştüm. Muhabirlerden biri, ‘Genellikle polisi protesto için bağırış çağırış vardı zaten. Çok kalabalık ve gürültülü bir ortamdı. Açıkçası ben o gürültüde ezan sesini duymadım” (Sevilay Yılmaz, HaberTürk, 11.3.19) tesbitleriyle, yazar Süleyman Özışık’ın “Taksim’deki gösteride ezanı susturmak için ıslık çalındığına dair haberlerin gerçeği yansıtmadığı, protestocuların ezanı değil, yolu kapatan polisi ıslık çalarak protesto ettiği belirlendi. Eylemcilerden ve okurlarımdan özür diliyorum” ifâdeleriyle sağduyu çağrısında bulunmaları bunların başında geliyordu. (Süleyman Özışık, 14.3.199

Yine gazeteci Fatih Tezcan’ın “Ancak burada ‘ezanı protesto’ yok. Polis yürüyüşü durdurdu sanıyorlar, polisi protesto için düdük çalıp gürültü yapıyorlar ve kendi gürültülerinden ezanı duymuyorlar” cümleleri “işin aslı”nı açığa çıkarıyordu.

Ve yazar Fatma Barbarosoğlu’nun “Kadınlar günü yürüyüşünü, lütfen ezanı protesto ettiler diye etiketlemeyelim. Ezan okunurken protestoya devam etmek ile ezanı protesto etmek aynı şey değil. Bu vatanda hep beraber saygı mesafesini koruyarak yaşamayı başarmak zorundayız. Olaylara rikkat ile dikkat ile yaklaşalım” mesajı ile AKP İstanbul Milletvekili MKYK Üyesi Mustafa Yeneroğlu’nun “Ezanın ıslıklandığı olasılığı ne kadar rahatsız ediciyse, ‘ezana uzanan eller kırılsın’ sloganıyla şiddet dili kullananlar çok daha ürkütücü. Ezanın bu şekilde korunmaya, hele insanları incitmeye ve kaba kuvvetle korkutmaya ihtiyacı yok. Biraz sükûnet ve sağduyu lütfen” paylaşımı, bu çarpıtmayla yapılmak istenen gerçeği ortaya koyuyordu.

“KİN VE DAMARLARA DOKUNDURUP…”

Özetle, “din”, “beka sorunu” üzerinden “milliyetçilik” ve “vatanperverlik” tartışmaları üzerinden ayrıştırma, toplumu tehlikeli türbülanslara mâruz bırakarak kamplaştırılıp kutuplaştırılıyor.

Bediüzzaman’ın beyânıyla, “Siyasetçilik taraftarlığıyla umûmun mâl-i mukaddesi (mukaddes ortak değeri) olan dini, inhisar zihniyetiyle kendi meslektaşlarına (siyasetdaşlarına) daha ziyade has göstermekle, kavi (kuvvetli) bir ekseriyette dine aleyhtarlık meyli uyandırmakla (dini) nazardan düşürmek” haksızlığı zulmüne tevessül ediliyor. (Sünûhat, 65-67)

Yine Bediüzzaman’ın “Şimdiki siyaset-i hâzırada particilik taraftarlığı (…) bir tek cinayet, yüz cinayete çevrildiğinden, gayet dehşetli bir kin ve adaveti (düşmanlığı) damarlara dokundurup, kin ve garaza ve mukabele-i bilmisile mecbur ediliyor. Hayat-ı içtimâiyeyi (sosyal hayatı) tamamen zîr ü zeber (darmadağın, yerle bir) eden bir zehirdir ve hâriçteki düşmanların parmak karıştırmalarına tam bir zemin hazırlamaktır” cinâyetini işlettiriyor. (Tarihçe-i Hayat, 534)

Siyaset uğruna dehşetli tahrik vatanın ve milletin birlik ve beraberliğine dinamit sokmaktır.

Aman dikkat…

Okunma Sayısı: 2419
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
  • Necati

    19.3.2019 20:14:41

    Çok güzel bir yazı olmuş. Allah razı olsun. Gerçekten dini siyasete alet etmek İslamiyete büyük bir cinayettir. Ehl-i iman Bediüzaman'dır irşat ve ikazıyla tez zamanda bu gerçeği anlayıp, bu şekilde işlenen büyük hatalara ve zulümlere taraftar olmaktan kurtulur.

(*)

Namaz Vakitleri

  • İmsak

  • Güneş

  • Öğle

  • İkindi

  • Akşam

  • Yatsı