"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

Son OHAL hukuksuzluğu

Cevher İLHAN
10 Temmuz 2018, Salı
Seçim sürecinde verilen sözler gereği OHAL’ın kaldırılması beklenirken, 701 sayılı KHK ile bir gecede 18 bin 632 kamu görevlisinin ihrâcı, 12 dernek, üç gazete ve bir televizyonun kapatılması OHAL haksızlıkl ve hukuksuzluklarını ayyuka çıkardı.

15 Temmuz Hâdisesi’nden beş gün sonra ilân edilip defalarca uzatılan OHAL’ın “son KHK’sı” ile daha evvel suç olmayanı sonradan “suç” sayan, hukuku ve yasaları geriye doğru işleten “iltisak”-“irtibat”la, MİT raporlarıyla, ifâde ve savunmaları bile alınmadan ve bütün kazanılmış hakları gasp edilerek sorgusuz - sualsiz atılan 130 bin kişinn âileleri ve çocuklarının “ağaç kökü yesinler!” merhametsizliğiyle ortada bırakılması toplumda derin travmalara ve tahribata sebebiyet veriyor. 

OHAL sürecinde yüz binleri mesleklerinden eden KHK’larda olduğu gibi atılanlara ayrıca herhangi bir tebligat yapılmayıp, az sayıdaki iade edilenlerin de herhangi bir tazminat talebinde bulunamamaları, haksızlık ve hukuksuzluğun vardığı vahameti ortaya koyuyor. 

“İRTİBAT” VE “İLTİSAK”A KİM KARAR VERİYOR?

Görünen o ki, hiçbir demokraside ve hukuk devletinde görülmemiş şekilde istihbarat raporlarıyla 30 bin polisin ihrâcı yetmemiş, buna 15 Temmuz’dan bu yana 8 bin 998 personel daha uzaklaştırılmış. 

Keza daha evvel binlerce askerin ihrâcıyla kalınmamış; önemli bir kısmı görevde olan, hatta bir kısmı terörle mücadele operasyonlarına, Elbab’dan, Afrin’den Kandil’e sınır ötesi harekâtlara katılan Kara Kuvvetlerinden 3 bin 77, Deniz Kuvvetlerinden bin 126, Hava Kuvvetlerinden bin 949 ve Jandarma Genel Komutanlığından 649 subay, astsubay ile uzman çavuşun görevlerine son verilmiş.

Adalet Bakanlığında aralarında hâkim adayı, infaz ve koruma memurlarının da bulunduğu 1052 kamu görevlisi ile 4 vali yardımcısı ve 4 kaymakam meslekten ihrâç edilmiş. 

Sözkonusu “ihraç KHK’ları”nın ilk maddesinde, “terör örgütlerine veya Milli Güvenlik Kurulunca devletin millî güvenliğine karşı faaliyette bulunduğun karar verilen yapı, oluşum veya gruplara üyeliği, mensubiyeti ve iltisakı yahut bunlarla irtibatı olan ekli listede yer alan kişiler kamu görevinden başka hiçbir işleme gerek kalmaksızın çıkarılmıştır…” deniliyor. 

Sormak lâzım; hangi hukuk devletinde, “başka hiçbir işleme gerek kalmaksızın” her tarafa çekilebilen istismara açık spekülâtif “soruşturma kriterleri”yle, hiçbir yargı kararı olmadan, hiçbir delile dayanmayan “mensubiyet” , “iltisak”-“irtibat” iddialarıyla hukukun temel kuralları hiçe sayılır?

Sonra hangi hukukta istihbarat raporlarıyla, sahte ihbarlarla, jurnallerle ve yargısız infazla “Milli Güvenlik Kurulunca devletin milli güvenliğine karşı faaliyette bulunduğuna karar verilen yapı, oluşum veya gruplara üyeliği, mensubiyeti ve iltisak” ileri sürülerek kamu görevlileri işlerinden atılır; haksızlık ve hukuksuzluk bu denli fütûrsuzca yaygınlaştırılır?

18 BİN 632 İHRÂÇ, 148 İÂDE!

Aslında, daha önce OHAL KHK’larıyla atılan 110 bin 778 kamu görevlisinin işine son verilmesine mukabil, ancak 3 bin 604’ünün iâde edilmesi; tâkipsizlik kararı alanların OHAL komisyonunca görevlerine iâde edilmemesi; “son KHK”da 18 bin 632 vatandaşın ihrâcına karşı ancak 148 kişinin iâde edilmesi; beraat ve tâkipsizlik alanların dahi tekrar KHK ile görevden alınması, “kendimize, devlete ilân etmiştik” denilen OHAL KHK’larıyla dayatılan haksızlık ve hukuksuzluğu su yüzüne çıkarıyor. 

“Baskın seçim” bildirgesine “terörle mücadelenin zaafa uğrayacağı”nı lanse edip “OHAL devam edeceği”ni koyan iktidar partisinin, seçim sürecinde muhalefetin “OHAL’ın kaldırılması”nı vaadlerine karşı, bizzat Cumhurbaşkanı’nın, “OHAL’ı gözde geçirip kaldırılması ve sâire bir tâlimat vereceğiz” manevrası arasındaki çelişkili zikzakları açığa çıkarıyor. 

Sormak lazım; madem “yabancı sermayenin gelmesine engel olan OHAL’ın kaldırılması lâzım”dı, neden iki yıldır, Türkiye’nin imajını bozan ve en önemlisi hakkı ve hukuku bu derece yaralayıp yüz binleri haksız yere mağdur eden OHAL “kaldırılırken” dayatılan “son KHK” ile yine on binler mağdur ediliyor?

En vahimi, görünürde OHAL kaldırılırken, niçin OHAL’in bu kez “cumhurbaşkanı kararnâmeleriyle devam ettirilmesi” kumpasına başvuruluyor?

Okunma Sayısı: 10191
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
  • Sinan Yıldız

    10.7.2018 15:31:35

    Mazlumun sesi olduğunuz için teşekkür ederiz. RABBİM sizi doğruluktan ayırmasın

  • Ahmet

    10.7.2018 06:27:55

    Hocam ben inanıyorum bu ülkeye birgün hukuk gelecek ve bu hukuksuzluklara imza atanlar bir gün hakkın divanında hesap verecek. Kendim de bir khk mağduru olarak bu hukuksuzlukları dile getirmeniz bana teselli veriyor Allah ebeden razı olsun ve bütün mağdurlara sabrı cemil versin inşallah.

(*)

Namaz Vakitleri

  • İmsak

  • Güneş

  • Öğle

  • İkindi

  • Akşam

  • Yatsı