"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

Suriye’de “çatışmazlık” kararı

Cevher İLHAN
13 Şubat 2016, Cumartesi
Tarafların uzlaşamaması üzerine Cenevre–3’teki Suriye müzâkerelerinin 25 Şubat’a ertelenmesiyle ülkedeki iç savaşın kargaşasının azdığı vahamette ülke genelinde çatışmaların durdurulması kararı, “ateşkes” ilânı ve iç savaşın sona ermesi açısından ümit verdi.

Evvelâ hangi sâikle olursa olsun, Suriye’de “ateşkes”e zemin hazırlayacak, ardından kanı durdurup barışın yolunu açacak “çatışmaların durdurulması” çağrısı fevkalâde olumlu bir gelişme.

Suriye Politika Araştırma Merkezi’nin verileriyle, 500 bin sivilin öldüğü, nüfusunun yüzde 11’nin öldüğü ya da yaralandığı Suriye’de barış için öncelikle iç savaşın durması şart…

“ATEŞKES”İN SINAVI

Açıklamada, çatışmaların durması için sözkonusu destek grubunun, BM himâyesinde ve Rusya ile ABD eş başkanlığında “ateşkes görev gücü” kurduğu ifade edilerek, “Suriye’de gerekli istişârelerin sonrasında hükümetin ve muhaliflerin onaylamalarının ardından ateşkes bir hafta içinde start alacak. Grubun bu görev gücü ateşkes için metotlar geliştirecek” ifadesi dikkat çekici.

Doğrusu, ülke çapında silahların susmasını sağlayacak şiddetin azaltılması perspektifinde kararında başta IŞİD, Nusra Cephesi veya BM Güvenlik Konseyi’nin terör örgütleri listesinde yer alan diğer gruplarla mücadelenin vurgulanması, sürecin en kritik safhasını oluşturuyor.

Zira onlarca yabancı istihbarat servisi ajanlarının cirit attığı ülkede, çoğu yine emperyal güçlerden destek alıp birer taşeronu olan örgütlerin eylemlerini sürdürmeleri halinde “ateşkes”in ve “barış”ın ilk ve önemli adımı sayılan “çatışmazlık süreci”nin başarılıp başarılmayacağının göstergesi olacak.

Bu arada her ne kadar Rusya Dışişleri Bakanı Lavrov’un, ülkesinin Suriye’deki terör örgütlerine hava operasyonlarını sürdüreceğini yinelemesi; buna mukabil Amerikan Dışişleri Bakanı Kerry’in, “Esad ülkede kalmakta ve liderlik etmekte kararlılık gösterirse Suriye’de barış olamaz” görüşünü tekrarlaması, Suriye’deki “geçiş süreci”ne dair çıkmazı bir defa daha açığa çıkarsa da, “Münih kararı”, en azından kuşatma altındaki bölgelere insanî yardım ulaştırılması açısından kayda değer.

Bütün bunlara rağmen, Rusya Savunma Bakanlığı Sözcüsünün Türkiye’nin Suriye’ye askeri müdahaleye hazırlandığını ve Silâhlı Kuvvetlerin Suriye topraklarında aktif eylemler gerçekleştirmek için gizli askerî müdahale plânına dair ciddî işâretlerin çoğaldığını iddia ettiği, Suudi Arabistan Savunma Bakanı Müsteşarının “Suriye’ye kara operasyonuna katılmaya hazır oldukları”nı söylediği vartada, mevzubahis “çatışmazlık kararı” büyük önem taşıyor…

BÜTÜN TARAFLAR UYMALI

Keza bu karar, Ankara’dan “Türkiye güvenliğini korumak için her türlü önlemi alma hakkını saklı tutmaktadır” cümlesinin çeşitli anlamlara çekildiği, Başbakan’ın “Irak’ı, Kandil’i bombaladığımız gibi, DEAŞ mevzilerini top atışlarıyla nasıl hedef aldıysak, Türkiye’ye zarar veren her terör örgütünü vururuz” cümlesiyle “Suriye’ye askerî operasyon” istifhamlarının arttırdığı dönemde ufuk açıyor.

Yine iktidara yakın medya ve mihraklardan “Bu iki ülke (Rusya ve İran) hem Suriye halkına hem de doğrudan Türkiye’ye savaş açmıştır, savaşmaktadır. Bu (Suriye’ye) müdahale olmazsa, birkaç yıl sonra Türkiye’nin parçalanmasını tartışıyor olacağız” ilginç yorumuyla açık açık garabetli “savaş çağrısı”nın yapıldığı kırılganlıkta, önemli bir çözüm çâresi olarak görülüyor.

Bunun içindir ki, şiddetin ve saldırıların uzun dönemli, kapsamlı ve kalıcı bir şekilde durdurulması, “ateşkes”in sağlanması konusunda yöntemlerin geliştirilmesi, ülkede şiddetin durdurulması ve kuşatma altındaki bölgelere hemen insanî yardımların ulaştırılması konularında anlaşmasının mutlaka hayata geçirilmesi gerekiyor.

Yapılan açıklamada da belirtildiği gibi, başta rejim ve silâhlı muhalefet örgütleri olmak üzere, ülkede askerî eylemlerde bulunan bütün tarafların çağrıya uyması lâzım. Başka da çâresi yok…

Okunma Sayısı: 1322
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
    (*)

    Namaz Vakitleri

    • İmsak

    • Güneş

    • Öğle

    • İkindi

    • Akşam

    • Yatsı