"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

Suriye’nin bütünlüğü ekseninde İdlib çözümü

Cevher İLHAN
18 Eylül 2018, Salı
İzin öncesi yazıda Suriye’de ve bölgede barış ve çözümün, Ankara’nın ABD ve küresel güçlerin eksenindeki çelişkili politikaları bir tarafa bırakıp “Astana - Soçi mutabakatları” çerçevesinde ecnebi taşeronu terör örgütlerinin tasfiyesinde olduğuna dikkat çekmiştik.

Ankara’nın akıbetsiz kısır politikalar cenderesinden çıkmasının gereğini belirmiştik.

Bu açıdan, Cumhurbaşkanı Erdoğan ile Putin’in en son Soçi’de, “İdlib’e operasyon yapılmaması, radikal silâhlı örgütlerin bölgeden çekilmesi, muhaliflerle rejimin kontrolündeki bölgeler arasında ağır silâhlardan arındırılmış alanın kurularak Türkiye ile Rusya’nın ortak devriye ile kontrol etmesi”ni taahhüd eden “mutabakat”ı, Suriye’de barış ve çözüme zemin oluşturmak açısından fevkalâde ehemmiyetli.

Vakıa şu ki, yedi yıldır Müslüman komşu Suriye’yi “İsrail’in güvenliği” ve bölgede karşısında hiçbir güçlü ülke kalmaması hesâbına etnik ve mezhebî iftiraklar üzerinden bölüp parçalama ortamına iten terör örgütlerinin bölgeden temizlenmesi gerekiyor. 

Bunun için de Ankara’nın son anlaşma ekseninde artık birbirini nakzetmeyen, tutarlı ve netice alıcı politikaları tâkibi hayatî önem taşıyor.

SİLÂHLI ÖRGÜTLERİN TAHLİYESİ ŞART

Zira sürece bakıldığında, birbiriyle tamamen çelişen zikzaklı söylem ve politikalarla bir yandan “radikal unsurların İdlib’den çıkarılması için Türkiye Rusya ve İran’ın birlikte çalışması”nın önemini belirterek “Astana ve Soçi süreci”nin önemini nazara verirken, diğer yandan “Astana - Soçi mutabakatı”nın çözümün bir parçası saydığı Şam yönetimini dışlayıp işbirliğine yanaşmaması süreci tıkıyordu.

Ekranları dolduran “iktidara ilişik kalemşor ve yorumcular”, bu çelişkili saplantı ile -sırf iktidarı savunma sâikiyle- “Suriye ile perde arkasında birtakım istihbarî işbirlikleri var ama” diye başlayıp İsrail’in açık açık Suriye’ye füzelerle saldırıp bombaladığı günde bile hâlâ Washington ve Londra’daki politikacıların ağzı ile konuştular. 

Oysa “Astana - Soçi mutabakatı”nın ilk maddesi, “Suriye’nin toprak bütünlüğü ve birliği”nin yanı sıra ülkede barış ve istikrarın temini için yeni anayasa ve seçim müzâkerelerine başta Şam yönetimi ile meşrû muhalefetin ve bütün tarafların katılımını esas alıyor. Bu aşamaya geçilmesi için de ülkenin terör örgütlerinden arındırılması ve Suriye hükûmetinin ülkenin bütününde hâkimiyeti öngörülüyor.

“ASTANA - SOÇİ MUTABAKATI”YLA ÇÖZÜM

Aksi halde, müdahil ecnebi güçlerin tarafından bilinçli olarak terör gruplarının yığdırıldığı, üç milyondan fazla kişinin yaşadığı İdlib’de askerî operasyonun göç dalgasına ve terör örgütlerinin sivil halkı kalkan yapmasıyla büyük bir felâkete yol açacağı ortada.

Bu bakımdan, mâsum sivil halka zarar verilmeden El Kaide kalıntısı IŞİD’den El Nusra’ya, Ahrar’üş Şam’a, çoğu yabancılardan oluş(turul)an on binlerce militandanın tahliyesi, Suriye’de barış ve çözümün ilk adımı olarak görülüyor.  

Bunun için, “Küresel işgal ortakları”yla birlikte “kitle imha silâhı” yalanıyla Irak’ı işgal edip iki milyon insanı katleden, ülkeyi tahrip edip yer altı ve yer üstü bütün kaynaklarını gasbedip sömüren ve “büyük Ortadoğu projesi”yle (BOP)” bu kez Suriye’yi bölüp parçalama ifsadı peşindeki ABD’nin yine “kimyasal silâh” uydurmasıyla başta İngiltere ve Fransa gibi emperyal işgal ortakları desteğiyle Suriye’ye saldırmasına fırsat verdirmeden, İdlib sorunu kan dökülmeden çözüme kavuşturulmalıdır.

Özetle, “Astana -Soçi mutabakatı” çerçevesinde sağlanan ateşkes zemininde “İdlib sorunu” çözülmelidir. Bunun için, meşrû muhalefetle silâhlı örgütlerin ayırt edilip, İdlib’den çıkmamakta direnen silâhlı örgütlerin, gereğinde ağababaları tahrikçi ülkelerle görüşülerek diplomatik temaslarla İdlib’i ve Suriye’yi terk etmeleri sağlanmalıdır.

Bunun yolu da, Ankara’nın başta Rusya ve İran olmak üzere bölge ülkeleriyle ve Şam yönetimi ile doğrudan işbirliğinden geçiyor…

Okunma Sayısı: 986
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
    (*)

    Namaz Vakitleri

    • İmsak

    • Güneş

    • Öğle

    • İkindi

    • Akşam

    • Yatsı