"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

“Suriye paradoksu”

Cevher İLHAN
13 Nisan 2018, Cuma
Bilindiği gibi, Körfez Savaşı sırasında, başta CNN olmak üzere Amerikan “network”leri Alaska’daki bir tanker kazasında petrole bulanmış “karabatak görüntüleri”ni defalarca yayınlarken, “Bağdat yönetiminin kıyılardaki petrol tesislerini havaya uçurup denizi kirlettiği” asparagası müttefik ağızlarca alabildiğine istimal edilerek Irak’ın işgaline ortam oluşturulmuştu.

Ancak BM Genel Kurulu’nda “Irak’ta kimyasal-kitle imha silâhlarının olduğunu” sözde krokilerle gösteren dönemin Amerikan Dışişleri Bakanı Colin Powell ile İngiltere eski Başbakanı Tony Blair’in, daha sonra bu iddiaların “uydurma” olduğunu itiraf ederek bütün dünyadan özür dilemeleri “kimyasal yalanı”nın açık ikrarı olmuştu. 

Görünen o ki, işgalci emperyalistlerin CIA’nın sicilinde tescil edilen “sahte kimyasal komplosu”yla bu kez Suriye’nin vurulmasına zemin hazırlanıyor. 

Rusya’nın, sahadaki radyasyon, kimyasal – biyolojik savunma ve sağlık uzmanlarından oluşan Ateşkesi İzleme Merkezi’nin “kimyasal silâh izine rastlanmadı” tesbitine rağmen, BM Kimyasal Silâhları Önleme Komitesi’nin ön raporunu dahi beklemeden, Trump’ın âcilen “İnceleme sonuçları ne olursa olsun Suriye’yi bombalayacağız!” çıkışıyla “küresel tezgâh” kuruluyor.  

Bu açıdan, Ankara’nın, küresel işgalcilerin hakkaniyetle asla bağdaşmayan manipülasyonlarına karşı dikkatli olması; daha bir hafta önce Ankara’da “asrın projesi” Akkuyu Nükleer Güç Santrali’ni ihâle ettiği, kapsamlı ekonomik anlaşmalar imzaladığı Rusya ve Müslüman komşusu İran’la “Suriye’nin toprak bütünlüğünü, siyasî birliğini, egemenliğini ve bağımsızlığını” teyid eden “Ankara bildirisi”nin “barış” ve “siyasî çözüm” perspektifini sabote tezgâhına gelmemesi gerekiyor. 

ASKERÎ MÜDAHALEYE AÇIKÇA TAVIR ALMALI 

Ankara, Suriye’ye saldırıyı hedefleyen “işgal ve savaş koalisyonu”nun kurguladıkları “kimyasal silâh provokasyonu” kampında yer almamalı. 

Baştan beri Suriye politikasında yanlış tercihlerle içine düştüğü paradokslardan kurtulmalı. Suriye’nin de Irak gibi mezhebî ve etnik iftiraklar üzerinden bölünüp parçalamakla ifna edilmesi tuzağına düşmemeli. Müslüman komşu ülkenin emperyal ecnebilerin işgaline açık hale gelmesine “yeşil ışık” yakmamalı.

Zira Irak’ta iki milyona yakın sivilin katline, on milyondan fazla Iraklının göçüne, ülkenin yer altı ve yer üstü kaynaklarının tâlan ve yağmalanmasına sebebiyet veren askerî müdahalenin, iç savaşla zaten perişan olan Suriye’yi de iyice çökerteceği ortada.

Ankara, Suriye’yi daha da dehşetli kargaşa ve kaosa itip topyekûn harap edecek, bütün bölgeyi ve Türkiye’yi daha dehşetli bir terör belâsına duçar edecek dış müdahalelere, askerî operasyonlara kararlılıkla karşı çıkmalı. 

Okunma Sayısı: 2172
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
    (*)

    Namaz Vakitleri

    • İmsak

    • Güneş

    • Öğle

    • İkindi

    • Akşam

    • Yatsı