Nüfusu kadar göçmeni misafir eden 100 bin nüfuslu Kilis’e bir hafta içinde 40’ın üzerinde roket atılmasıyla aralarında Suriyeli göçmenlerin de olduğu 10’dan fazla insanın canı vermesi ve 30’u aşkın kişinin yaralanması Türkiye’nin mâruz kaldığı tehdidi ortaya koyuyor.

20-25 kilometre menzilli roketlerin nereyi vuracağı belli değil. Bu yüzden sınıra yakın yerleşim birimlerinde halk ciddî tedirginlik içinde; insanlar her an bir füzenin ya da merminin evleri, iş yerlerini, sokakları, okulları, pazar yerlerini vurmasından endişe ediyor. Resmî kurumlar, valilikler ve kaymakamlıklar da tehdit altında.

KARŞILIKLI ATIŞLAR KISIR DÖNGÜSÜ

Güvenlik uzmanları, füze tehdidini ortadan kaldırmanın tek yolunun, öncelikle IŞİD’i mevzi dışına geri püskürtüp Türkiye sınırından çekilmeye zorlanmak olduğunu belirtiyorlar.

Ne var ki, Ankara’nın baştan beri uyguladığı yanlış Suriye politikası, iç çatışmalarda başta Körfez ülkeleri ve Batılı güçlerin muhtelif gruplardan oluşturduğu Özgür Suriye Ordusu olmak üzere muhalif örgütlere lojistik destek vermesi peşinen bu kanalı kapatmış. Ankara’nın sınırda konuşlandırılan veya taşınabilir havan topu ve roketleri Şam’la diyalog kurarak imhasının önü kapatılmış.

Bilhassa Rus uçağının düşürülmesiyle Türkiye’nin eli-ayağı bağlanmış, eskisi gibi uçak kaldırıp havadan müdahale edemiyor; Suriye’den tamamen dışlanmış. Başta Türkmenler olmak üzere iç savaşın yıkım ve tahribatından kırılan insanlara artık insanî yardım göndermekte dahi zorlanıyor, bir dizi engelle karşılaşıyor.

Kaldı ki uzmanların ifâdesiyle IŞİD unsurları “rastgele” füzeleri ateşlediğinden ve TSK ancak atışın geldiği yerlere top atışı yaptığından, özellikle Katyuşaların taşınabilir yani ‘seyyar’ olmasıyla her defasında bir başka yerden ateş edildiğinden yerleri tesbit edilip imha edilemiyor.

Bundandır ki sadece karadan karşılık vermekle kaldığı için ve IŞİD’le diğer silâhlı örgütler sınırdan uzaklaştırılamadığından, Suriye tarafından ateşlenen füze- roket tehdidi tırmanarak devam ediyor.

Ve gürültüyle düşen her roket-füze-mermiden sonra, sınır hattında konuşlu TSK unsurları top atışlarıyla saldırılara cevap veriyor; bölgeye polis, sağlık ekipleri sevkedilip IŞİD hedefleri topçu birliklerince fırtına obüslerle ateş altına alınıyor. Lâkin karşılıklı atışlar riski daha da arttırıp tam bir kısırdöngüye dönüşmüş; gerilim ve paniği arttırmaktan başka bir netice alınamıyor…

ÇARE, IŞİD’İ SINIRDAN UZAKLAŞTIRMAK

Diğer yandan, ABD’nin okul zamanı İncirlik Üssü’nden Muğla’daki askerî tesislere kadar tel örgüleri gerisindeki 700 vatandaşını geri çektiği, Amerikan ve Alman elçiliklerinin, IŞİD canlı bombalarına karşı vatandaşlarından bazı illere gitmemelerini istediği süreçte, Türkiye IŞİD canlı bombalarının hedefi haline gelmiş.

Canlı bomba ve canlı araç saldırılarıyla 250’den fazla vatandaşın katledildiği vetirede, en son Emniyet’in plâka numaralarını verdiği onlarca IŞİD canlı bombası ve patlayıcı yüklü araç uyarısının ardından, Suriye’deki IŞİD bağlantılı grupların Türkiye ve Almanya’ya iki ayrı intihar timi gönderdiği haberleri, Türkiye’nin karşı karşıya kaldığı tehdidi ele veriyor.

Bunun içindir ki, Suriye sınırına yakın IŞİD mevzileri püskürtülmediği müddetçe sınır hattı bölgelerine roket yağmaya devam edecek gibi görünüyor.