"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

“Suriyeli sığınmacılar” meselesi

Cevher İLHAN
30 Temmuz 2019, Salı
Ankara’nın Suriye politikası gibi, “Suriyeli sığınmacılar politikası” da muallel. “Suriye politikası” gibi “Suriyeliler politikası” da iflâsta. En son İçişleri Bakanlığı’nın Suriyeli sığınmacılardan İstanbul’dakilerin kayıtlı oldukları illere dönmeleri kararı bu konuda da hiçbir stratejinin olmadığının âdeta itirafı.

Yıllardır sınırdan geçen Suriyelilerin belli bir düzenle sağlam bir denetime ve kayıt sistemine tabi tutulması gereğini, kontrolsüz geçişlerde terör örgütleri militanlarının ve ajanların sızdığını uyaranları “Suriyelilerin düşmanı” ve hatta “merhametsizlik”le itham eden iktidarın, seçimden sonra ani çarkı ciddî bir tedbirin alınmadığını ortaya koyuyor. 

Gerçek şu ki, AKP hükûmetlerinin Suriyeli sığınmacı sayısının 100 bini aşması halinde Şam yönetiminin iktidarda kalmayacağı beklentisine karşılık, gün geçtikçe sığınmacı sayısı arttı. Resmî rakamlara göre 4 milyonu aşmış; ama gerçekte 5 milyon 300 bine vardığı tesbitleri yapılıyor. 

“KÖKLÜ ÇÖZÜM” TOPRAKLARINA İSKÂNLARI

Sekiz buçuk yıldır başta sığınmacıların yoğunlukla yaşadığı Suriye sınırındaki illerde olmak üzere Doğu’dan Batı’ya bütün il ve ilçelere yığılan ve çok az bir kısmı kendileri için hazırlanan kamplarda kalan milyonlarca Suriyeli için hâlâ bir “uyum plânı” yok. 31 Mart ve 23 Haziran seçimleri sonrası dayatılan emrivakinin de bir işe yaramayacağı belirtiliyor. 

Bazı şehirlerde nüfusun yarısını bulan, hatta şehir nüfusunu geçen 100 binlerce sığınmacının büyük çoğunluğunun kayıtsız olduğu ifâde ediliyor. İstanbul’daki bir milyon Suriyelinin ancak yarısı kayıtlı. Kayıtlıların hepsi terketse dahi geri kalan yarım milyon Suriyelinin hiçbir kaydının olmadığı ve kontrolsüz gezdikleri kaydediliyor. 

Bu durumun, ileride Suriyelilerin çokça bulundukları bölgelerde tıpkı Suriye’nin kuzeyinde olduğu gibi “kantonlar” oluşturulmasıyla, küresel emperyal mihrakların elinde koz olarak kullanılacağı, Türkiye’yi etnik ve mezhebî iftirakar üzerinden bölüp parçalama plânlarında istimal edileceği ifâde ediliyor.  

Diğer yandan, Cumhurbaşkanı, sığınmacı Suriyelilerin son dönemde yeniden gündeme getirdiği “güvenli bölge”ye yerleştirileceğini açıklıyor. Oysa Amerikalıların 5 ya da en çok 10 kilometre müsaade ettiği, Ankara’nın 35-40 kilometre istediği derinlikte oluşturulacak Fırat’ın doğusundaki “güvenli bölge”ye yerleştirilmesi -Türkiye’nin kontrolünde de olsa- problemi çözmüyor. Yük yine Türkiye’nin üzerinde kalıyor. 

Suriye’nin kuzeyinde kurulacak “uçuşa yasak güvenli bölge” alanının da tıpkı Irak’ın kuzeyinde 36. paralelin üstünde oluşturulan “uçuşa yasak bölge” gibi Suriye’yi bölüp parçalamakla kalmayıp, Türkiye’nin yanıbaşında “Kuzey Irak” gibi bir “Kuzey Suriye” tefrikasının sinyalleri çakılıyor. 

Kaldı ki bütün Suriyelilerin buraya gönderilmesi ve iskân edilmesi mümkün değil. Bunun içindir ki bu tür neticesiz göz boyama palyatif “önlemler” yerine “Suriyeliler meselesi”ne köklü çözüm bulunması gerekiyor. 

Köklü çözüm, hâlâ devam eden ve problemi daha da ağırlaştıran “mülteci akını”nın durdurulması ve peşinden de sığınmacıların, bütünlüğü ve birliğiyle barış ve istikrarı temin edilmiş terk ettikleri ülkelerine dönmesinden geçiyor.

“ÇÖZÜM PAKETİ” HAZIRLANMALI…

Bu bakımdan, Türkiye’nin komşu bölge ülkeleri İran ve Rusya ile birlikte imza attığı ve ülkede büyük oranda ateşkesle çatışmaları durduran, Suriye’nin toprak bütünlüğünü, siyasi birliğini ve anayasal demokratik süreçle barış ve istikrarını esas alan “Astana süreci”nin başarılması gerekiyor. 

Aksi halde gün geçtikçe yeni sığınmacılarla, artan nüfusla, yer yer “entegrasyon sorunu” ve işgücünü ucuzlatmasıyla artan huzursuzluk, problemi daha da içinden çıkılmaz hale getiriyor.

Tek çâre, Ankara’nın Şam yönetimiyle güçlü bir diyalog ve işbirliğiyle Suriyelilerin geride bıraktıkları topraklarına, evlerine, şehir ve köylerine bir “plân” dahilinde peyderpey yerleştirilmeleri.

Siyasi iktidar, ütopik beklentiler ve “Trump’ın muhataralı vaadleri” yerine, barışı ve Suriyeli sığınmacıların ülkelerine dönmelerini sağlaya çalışmalı…

Okunma Sayısı: 2045
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
    (*)

    Namaz Vakitleri

    • İmsak

    • Güneş

    • Öğle

    • İkindi

    • Akşam

    • Yatsı