"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

“Tek kişilik rejim”in arka plânı (1)

Cevher İLHAN
22 Temmuz 2018, Pazar
Türkiye ve İslâm dünyası üzerinde hesâbı olan küresel güçler ve ifsad şebekeleri, menhus emellerine âlet edemeyecekleri için Müslüman ülkelerde muhkem demokratik sistemleri ve güçlü Meclis’leri istemezler.

Türkiye ve İslâm dünyası üzerinde hesâbı olan küresel güçler ve ifsad şebekeleri, menhus emellerine âlet edemeyecekleri için Müslüman ülkelerde muhkem demokratik sistemleri ve güçlü Meclis’leri istemezler. Katılımcı demokratik sistemin güçlenmesinden rahatsız olurlar. 

Meşrûtiyetin ilânıyla Osmanlı başşehrindeki Müslüman ve hatta gayr-ı müslimler arasında hararetlenen demokrasi ve hürriyet anlayışı üzerindeki birlik ve bütünlükten endişe eden, 16 Mayıs 1916’da Ortadoğu’yu cetvellerle bölüp parçalayan İngiliz – Fransız ortak tefrika projesi “Sykes – Picot gizli anlaşması”nı imzalayan İngiltere Büyükelçisi Sir. Edward Grey’in, İstanbul’daki İngiltere Büyükelçisi Gerard Lowther’e ilki 31 Temmuz 1908 tarihli, sayfa no: 263, Belge: 204 telgrafta ve peşindeki rapor ve yazışmalarda “tek kişilik hükümet” yerine Meşrûtiyeti “tehlike” olarak kaygısının iletilmesi bunun itirafı. (Erol Ulubelen, İngiliz Gizli Belgelerinde Türkiye, s. 60-61)

Zira başta İngilizler olmak üzere İslâm âlemini ve Osmanlıyı mezhebî ve etnik tefrika fitneleriyle bölüp parçalama peşindeki emperyal güçler ve ifsad şebekeleri Meşrûtiyetin Osmanlı’da meydana getirdiği şevk, gayret ve heyecandan, Osmanlı topraklarında yaşayan bütün milletlerin bir arada yaşama azminden endişelenirler.  

“ŞÂYET OSMANLILAR, MEŞRUTÎ BİR SİSTEM KURARSA…”

Bundandır ki, “Fakat şimdi Türkiye bir anayasa yapar, parlamento kurar (Meclis sistemi’ne geçer ve hükümet şeklini geliştirirse (demokratik cumhuriyete geçerse), Mısırlılar da bir anayasa isteyeceklerdir” haberini verip, “Bizim bu kuvvete (demokrasinin gelişmesine) karşı koymamız çok güç olacaktır” Meşrûtiyetle demokratikleşme hareketinin Mısır’da etkisi inanılmayacak kadar büyük olacağını ve Hindistan’da da hissedileceğini iletir.

İngiliz diplomatın, Müslümanlarda yönetimin demokratikleşmesiyle Meclis’in hâkimiyetinden rahatsızlığını açıkça bildirmesi, aslında emperyallerin “tek adamlık yönetim”i istediklerini bildirirler. 

Bunun içindir ki, “Şâyet Osmanlılar, gerçekten meşrûtî (demokratik) bir sistem kurar, ayakları üzerinde durur, iyi işler ve güçlenirse bunun sonuçları tahminlerimizin çok ötesine geçer. Bu Doğu’nun uyanışıyla İslâm’ın artı uyumadığı ve ‘hasta adam’ın iyileşmeye başladığı gerçeklerinin ifâdesi olur. Bu tesirler, Hindistan’daki Müslümanlara  da yepyeni bir ruh aşılar. Mısır’daki etkileri muazzam olur” ihbarlarıyla rahatsızlıkları belirtirler. (Güney Afrika’da Müslümanlar, Tez Yayınları)

Anayasayı tam olarak ayakta tutar ve kendileri de kuvvetlenirse bunun sonuçları bizim şimdi göremeyeceğimiz kadar uzaklara gidebilir; şâyet Türkiye’de Anayasa iyi işler ve işler iyi giderse” diye İslâm âleminin demokratik idareye geçeceği derin kaygısıyla “tedbir alınmasını” salık verirler. 

“Öncelikli tedbir” olarak da, “Bizim mücadelemiz Türk halkının hisleriyle olmalı” diye Müslümanlar arasında Kur’ân’ın temel esaslarının zıddına Meşrûtiyetin, -demokratik cumhuriyetin- İslâm’a aykırı olduğu ve hatta “küfür rejimi” olduğu telkin ve tezvirâtı önerisinde bulunurlar. 

“MECLİS, EFKÂR-I ÂMMENİN MİSÂL-İ MÜCESSEMİ”

Özetle, işgalci küresel mihraklar ve ifsad şebekeleri, öteden beri ülkeleri kendi kirli çıkar eksenlerine sokmak için gücün tek elde toplanmasına çalışırlar. İslâm dünyasını istilâ edip sömüren sömürgeci küresel güçler, dünden bugüne Müslümanların temelde Kur’ân’ın emri olan “Meclis sistemi”ne geçmesini istemezler. İslâm ülkelerinin krallarla, otoriter rejimlerle yönetilmesini “dinin gereği” olarak propaganda ederler. Hep “tek adamlık yönetimleri”ni isterler.

Âlem-i İslâma ve Kur’ân’a bir suikast” olarak takbih ettiği “gaddarâne Sevr muahadesi”nden Evangelist Bush’un Dışişleri Bakanı Condoleezza Rice’in “Fas’tan Afganistan’a Türkiye dahil 22 ülkenin bölünmesiyle ‘uydu devletçikler’e ufaltma plânı” Büyük Ortadoğu Projesi’ne (BOP) bütün mezhebî-etnik iftirak plân ve projelerin menhus maksadı budur. 

Bediüzzaman’ın tesbitiyle, “hâkimiyet-i milleti” temsil eden, “yani efkâr-ı âmmenin misâl-i mücessemi (âdeta cisimleşmiş hali)” olan Meclis yerine “rey-i vâhid” dediği, “milletten suâlin ve meşveretin olmadığı” tek kişilik yönetimlerin olmasını isterler. (Münâzarât, 41-42)

Tefrika ve sömürü projelerine hizmet ettirmek istedikleri ülkeleri “güçlü lider” perdesinde, tek imzayla çıkardığı “fermân” gibi “kararnâmeler”le ülkelerini tepeden keyfi “yöneten”, dahası “yönetiyor” gibi görünen “şahıs”ların sorumsuz ya da lâ-yüs’el - sorgulanmaz / hesâp vermez kişilerin, kral ve başkanların kontrolünde olmasını plânlarlar. 

Meclis’in, yargının, sivil toplumun devre dışı bırakılıp, bütün karar ve gücün “tek kişi”nin uhdesine verilmesi üzerinden ifsad ve iftirak projelerini gerçekleştirirler. 

Okunma Sayısı: 5460
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
  • Şevket Paksoy

    22.7.2018 15:30:30

    Yureginize kaleminize saglik cok icazkarane ve hakikattarane bir yazi olmuş...

(*)

Namaz Vakitleri

  • İmsak

  • Güneş

  • Öğle

  • İkindi

  • Akşam

  • Yatsı